12
yaş ilerledikçe, iş güç sahibi olup yuva kurdukça sorumluluklarla beraber insan galatasaray'ın derdi ile daha az dertlenmeyi öğreniyor. şu an o noktadayım ve hayatımın en huzurlu dönemi diyebilirim, geçmişe bakıp da kendimi ne kadar yıpratmışım zamanında diyorum. maçı izledikten sonra eğer kaybettiysek o maçı o akşam kafada tamamen bitirmek, ertesi güne taşımayıp profesyonel ve günlük hayatına yansıtmamayı öğrenmek çok güzel nimet. tek golle şampiyonluğu kaybettiğin maça sonrası beşiktaş'lı dostlarını arayıp şampiyonluklarını tebrik etmek, eskiden rakibin şampiyon olunca kudum kudum kudurduğun günleri düşündükçe insanı çok daha büyüten bir şey.
tek sebebinin yaş olmadığını da eklemek gerek yalnız. ben 28 yaşında erdim o kafaya, çok da ileri bir yaş değil. gözünüzün önünde verilmeyen var sistemine rağmen hatalı kararlar, siyasetin futbola etkisi, futbol yönetiminde yaşanan binbir türlü rezillikler, galatasaray genel kurul üyelerinin ihtirasları, senin dertlendiğin kulübe doğru düzgün başkan adayı bile çıkmaması tüm bunları gördükçe insan değiştiremeyeceği şeyler için üzülmeyi bırakıyor. yine de var ol galatasaray!
tek sebebinin yaş olmadığını da eklemek gerek yalnız. ben 28 yaşında erdim o kafaya, çok da ileri bir yaş değil. gözünüzün önünde verilmeyen var sistemine rağmen hatalı kararlar, siyasetin futbola etkisi, futbol yönetiminde yaşanan binbir türlü rezillikler, galatasaray genel kurul üyelerinin ihtirasları, senin dertlendiğin kulübe doğru düzgün başkan adayı bile çıkmaması tüm bunları gördükçe insan değiştiremeyeceği şeyler için üzülmeyi bırakıyor. yine de var ol galatasaray!