11
türkiye gibi kurumsallığa ve kurallara tepkili ülkelerde böyle şeyler sevilmez. nitekim ligimizde de bu zorunluluk de facto kalktı yıllar önce. süper lig takımlarının, pro lisans sahibi bir sarı çizmeli mehmet ağayı kağıt üstünde teknik direktör gösterip, bu görevi yapmak için gereken önşartı sağlayamayan eşhasa teknik direktörlük yaptırması artık vaka-ı adiye.
ironi şurada başlıyor: bu apaçık postmodernist bir pratik. ve fakat postmodernizmin getirdiği hemen her şeyden (açık sınırlar, sınırsız göç, kurumların ve ulus devletlerin ve hatta dillerin yapısökümü, hakikat kavramının ve yazılmış tarihin kategorik olarak reddi) en çok şikayet ettiğini her gün görüp duyduğumuz insanlar, iş yerli hocaya/topçuya gelince, bu tarz şeyleri "bürokrasiyi yıkıyoruz, kurumları bitiriyoruz, vesayeti öldürüyoruz" sloganları atılarak yapılan zafer danslarıyla kutluyor.
tutar işte abi. tutarlılık. hep bunu diyorum. tutarlı olanın her görüşünü, her zaman oturur dinlerim; katılsam da katılmasam da. işine gelince öyle, işine gelmeyince böyle olanın her fikrine de tam tersi şekilde, "bunu söyleyen kişinin çıkarı ne" diye şüpheyle yaklaşırım.
ironi şurada başlıyor: bu apaçık postmodernist bir pratik. ve fakat postmodernizmin getirdiği hemen her şeyden (açık sınırlar, sınırsız göç, kurumların ve ulus devletlerin ve hatta dillerin yapısökümü, hakikat kavramının ve yazılmış tarihin kategorik olarak reddi) en çok şikayet ettiğini her gün görüp duyduğumuz insanlar, iş yerli hocaya/topçuya gelince, bu tarz şeyleri "bürokrasiyi yıkıyoruz, kurumları bitiriyoruz, vesayeti öldürüyoruz" sloganları atılarak yapılan zafer danslarıyla kutluyor.
tutar işte abi. tutarlılık. hep bunu diyorum. tutarlı olanın her görüşünü, her zaman oturur dinlerim; katılsam da katılmasam da. işine gelince öyle, işine gelmeyince böyle olanın her fikrine de tam tersi şekilde, "bunu söyleyen kişinin çıkarı ne" diye şüpheyle yaklaşırım.