25
1 mart 2022 tarihinde galatasaray başkanı burak elmas'ın açıklamalarına istinaden adeta bir "öküz öldü ortalık bitti" yayını yapılmış haluk yürekli ve gökhan dinç'in youtube kanalıdır.
öncelikle, burak elmas'ın açıklamalarını dinlemedim. ancak bulmak çok da zor değil.
sayın başkanın kendileri ile alakalı beyanatı şurada:
--- alıntı ---
"galatasaraylıların sponsorluğunu yaptığı bazı kanallar var. bazı iş sahibi olmayan gazeteciler kendilerine bir popülarite yakalama hedefindeler. yalan ve yanlış bilgi pompalıyorlar. bu tür suçlamalar geldiğinde üyelerimizle toplantı yapıyoruz ve resmi rakamlarımızın hepsini çekinmeden paylaşıyoruz."
--- alıntı ---
bunun üzerine yapılan yayında haluk yürekli'nin sorduğu sorular aşağıdadır:
1 - işsiz gazeteciyi neden gece saat 02:00'de konuşmakta zorlandığınız bir durumda 1 değil 2 kez aradınız? o gece beni neden hande başev ile görüştürdünüz?
2 - ışıtan gün'ü canlı yayına çıkarmak için galatasaray kulübü başkanı burak elmas haluk yürekli'yi arayıp neden ricacı oldu? işi olan gazeteci yok muydu canlı yayınına çıkarabileceğiniz o yüzden mi bizi aradınız?
3 - neden galatasaray başkanı burak elmas işsiz bir gazeteci ile 50 dakika - 1 saat civarı telefonda görüştü? içeriğinde farklı konular var ancak söylemiyorum, sadece tff başkanı nihat özdemir ve servet yardımcı ile yaptığınız kavga dahil neden işsiz bir gazeteci ile bu telefon görüşmesini yaptınız?
4 - ortak bir dostumuza bundan 15 gün önce "beni çok eleştiriyorlar, biraz topa bassınlar" diye neden ricacı oldunuz?
5 - bundan 6-7 ay önce neden bizim canlı yayınımıza çıktınız ve 1 saati aşkın sürede bizim sorularımızı yanıtladınız?
son olarak diyelim biz işsiziz, siz ne iş yapıyorsunuz sayın başkan?
buradan topu alan gökhan dinç'in sorduğu tek soruyu alacağım çünkü zaten mevzuyu bağlıyor:
6 - neden galatasaray'ın içerisindeki yöneticilerden bir tanesini galatasaray'ın içerisindeki haberleri bize aktarsın diye atadınız?
izlemek isteyenler için yayının linkini bırakayım: https://youtu.be/iaGSZ_aQdTc
şimdi, benim burada gördüğüm şu:
tahminimce burak elmas, bu iki gazeteciyi kamuoyu oluşturmak ve bilgi sızdırmak için kullanmış. gerek bire bir yaptıkları görüşmeler, gerek bir yöneticinin sürekli bilgi vermesi (ki gökhan dinç de zaten bunu belirtiyor, ismi de var mesajları da duruyor diyerek) için yönlendirilmesi, gerek ışıtan gün'ün o olaylar olurken bu yayına gönderilmesi vs. başkanın yayına katılması konusuna girmeyeceğim, çünkü başkan o dönemde neredeyse tüm yayınlara katıldı. çok farklı bir seçim çalışması izledik zaten tüm adaylardan, hatta sayın metin öztürk sözlüğümüzde soru - cevap bile yaptı bu yüzden bunlar artık şaşırtıcı gelmiyor.
ancak bu sorulardaki diğer tüm emareler bu işin 15 günden daha önce, belki 1 ay belki 1.5 ay önce koptuğunu gösteriyor. sonra başkana eleştiriler başlayınca başkan "topa bassınlar" diye araya birilerini sokmaya çalışıyor ama belli ki olmuyor ve bu işin fitili canlı yayında ateşleniyor.
ben halkla ilişkiler bitirmiş birisiyim, pr işi nasıl döner nasıl yapılır az çok vakıfımdır bu konulara. ki özellikle algı yönetimi son dönemde pr'ın olmazsa olmazı bizim ülkemizde. bu algı yönetimi kısmı bu işin en pis yönü olmasına rağmen bizim ülkede özellikle bu tarz işlerin tamamen algı yönetimi olarak kullanılmasına neden oldu biraz biraz.
şimdi, işi dallandırıp budaklandırmak yerine haluk yürekli ve gökhan dinç'e tek bir soru sorarak paketin kurdelesini bağlayıp teslim edip göndereceğim hazır mısınız?
sayın haluk yürekli ve sayın gökhan dinç, ikinize de soruyorum: neden galatasaray spor kulübü başkanı sayın burak elmas'ın yapmaya çalıştığı algı yönetimi işine "yok biz yapmayız biz gazeteciyiz işimiz olmaz" diyerek bu teklifi reddetmediniz?
cevabınızı da ben vereyim hemen: rating. bazı şeyleri birilerinden önce öğrenip, bu bilgileri sızdırıp yayınlarda kullanıp izlenme sayınızı arttırdınız, kitle oluşturup kanalınızı büyüttünüz. yalansa yalan diyin. içerden kaynak bulduğunuz için, bilgi akışı olduğu için, laf sızdırması size yapıldığı için siz de bu işe çanak tuttunuz, şimdi başkan böyle söyleyince de "madem bizi böyle itham etti, o zaman öküz ölüp ortaklık bozulsun" diye adına "pandora'nın kutusunu açıyoruz" dediğiniz bir yayın yaptınız oysa kendinizi ifşa etmek dışında bir şey yaptığınızı ben sanmıyorum.
yapmayın ya, amatörler yapmaz bunu. gazeteciliğe dün başlayanlar yapmaz. bundan akıllısınızdır, yapmayın.
burak elmas ve yönetimi için başka gazeteci var, onlar üzerinden bu işe devam ederler. bu hep böyle olmuştur, yönetimler kendilerine yakın bazı gazetecileri kullanırlar, kullanırlar, kullanırlar sonra işleri bittiğinde peşpeşe bir kaç mevzuda terste bırakıp "hadi paşalar yolunuza bakın" der bırakırlar. üst üste bir kaç mevzuda bu yaşandığında gazetecinin kredibilitesi de düştüğü için o dakikadan sonra gazeteci ancak normal hayatına döner, yöneticiler de yeni gazeteciler üzerinden buna devam ederler.
her yönetimin vardır böyle adamları, siz de burak elmas yönetimi için bu adamlar olmuşsunuz. şimdi tek bir kelime grubu söylendi diye kendi kendinizi ifşa etmeniz benim aklımın almadığı nokta.
neyse, ratingler iyidir umarım. gerisi canınızın sağlığı. bunun başına geldiği ilk gazeteciler de değilsiniz, son da olmayacaksınız. *
öncelikle, burak elmas'ın açıklamalarını dinlemedim. ancak bulmak çok da zor değil.
sayın başkanın kendileri ile alakalı beyanatı şurada:
--- alıntı ---
"galatasaraylıların sponsorluğunu yaptığı bazı kanallar var. bazı iş sahibi olmayan gazeteciler kendilerine bir popülarite yakalama hedefindeler. yalan ve yanlış bilgi pompalıyorlar. bu tür suçlamalar geldiğinde üyelerimizle toplantı yapıyoruz ve resmi rakamlarımızın hepsini çekinmeden paylaşıyoruz."
--- alıntı ---
bunun üzerine yapılan yayında haluk yürekli'nin sorduğu sorular aşağıdadır:
1 - işsiz gazeteciyi neden gece saat 02:00'de konuşmakta zorlandığınız bir durumda 1 değil 2 kez aradınız? o gece beni neden hande başev ile görüştürdünüz?
2 - ışıtan gün'ü canlı yayına çıkarmak için galatasaray kulübü başkanı burak elmas haluk yürekli'yi arayıp neden ricacı oldu? işi olan gazeteci yok muydu canlı yayınına çıkarabileceğiniz o yüzden mi bizi aradınız?
3 - neden galatasaray başkanı burak elmas işsiz bir gazeteci ile 50 dakika - 1 saat civarı telefonda görüştü? içeriğinde farklı konular var ancak söylemiyorum, sadece tff başkanı nihat özdemir ve servet yardımcı ile yaptığınız kavga dahil neden işsiz bir gazeteci ile bu telefon görüşmesini yaptınız?
4 - ortak bir dostumuza bundan 15 gün önce "beni çok eleştiriyorlar, biraz topa bassınlar" diye neden ricacı oldunuz?
5 - bundan 6-7 ay önce neden bizim canlı yayınımıza çıktınız ve 1 saati aşkın sürede bizim sorularımızı yanıtladınız?
son olarak diyelim biz işsiziz, siz ne iş yapıyorsunuz sayın başkan?
buradan topu alan gökhan dinç'in sorduğu tek soruyu alacağım çünkü zaten mevzuyu bağlıyor:
6 - neden galatasaray'ın içerisindeki yöneticilerden bir tanesini galatasaray'ın içerisindeki haberleri bize aktarsın diye atadınız?
izlemek isteyenler için yayının linkini bırakayım: https://youtu.be/iaGSZ_aQdTc
şimdi, benim burada gördüğüm şu:
tahminimce burak elmas, bu iki gazeteciyi kamuoyu oluşturmak ve bilgi sızdırmak için kullanmış. gerek bire bir yaptıkları görüşmeler, gerek bir yöneticinin sürekli bilgi vermesi (ki gökhan dinç de zaten bunu belirtiyor, ismi de var mesajları da duruyor diyerek) için yönlendirilmesi, gerek ışıtan gün'ün o olaylar olurken bu yayına gönderilmesi vs. başkanın yayına katılması konusuna girmeyeceğim, çünkü başkan o dönemde neredeyse tüm yayınlara katıldı. çok farklı bir seçim çalışması izledik zaten tüm adaylardan, hatta sayın metin öztürk sözlüğümüzde soru - cevap bile yaptı bu yüzden bunlar artık şaşırtıcı gelmiyor.
ancak bu sorulardaki diğer tüm emareler bu işin 15 günden daha önce, belki 1 ay belki 1.5 ay önce koptuğunu gösteriyor. sonra başkana eleştiriler başlayınca başkan "topa bassınlar" diye araya birilerini sokmaya çalışıyor ama belli ki olmuyor ve bu işin fitili canlı yayında ateşleniyor.
ben halkla ilişkiler bitirmiş birisiyim, pr işi nasıl döner nasıl yapılır az çok vakıfımdır bu konulara. ki özellikle algı yönetimi son dönemde pr'ın olmazsa olmazı bizim ülkemizde. bu algı yönetimi kısmı bu işin en pis yönü olmasına rağmen bizim ülkede özellikle bu tarz işlerin tamamen algı yönetimi olarak kullanılmasına neden oldu biraz biraz.
şimdi, işi dallandırıp budaklandırmak yerine haluk yürekli ve gökhan dinç'e tek bir soru sorarak paketin kurdelesini bağlayıp teslim edip göndereceğim hazır mısınız?
sayın haluk yürekli ve sayın gökhan dinç, ikinize de soruyorum: neden galatasaray spor kulübü başkanı sayın burak elmas'ın yapmaya çalıştığı algı yönetimi işine "yok biz yapmayız biz gazeteciyiz işimiz olmaz" diyerek bu teklifi reddetmediniz?
cevabınızı da ben vereyim hemen: rating. bazı şeyleri birilerinden önce öğrenip, bu bilgileri sızdırıp yayınlarda kullanıp izlenme sayınızı arttırdınız, kitle oluşturup kanalınızı büyüttünüz. yalansa yalan diyin. içerden kaynak bulduğunuz için, bilgi akışı olduğu için, laf sızdırması size yapıldığı için siz de bu işe çanak tuttunuz, şimdi başkan böyle söyleyince de "madem bizi böyle itham etti, o zaman öküz ölüp ortaklık bozulsun" diye adına "pandora'nın kutusunu açıyoruz" dediğiniz bir yayın yaptınız oysa kendinizi ifşa etmek dışında bir şey yaptığınızı ben sanmıyorum.
yapmayın ya, amatörler yapmaz bunu. gazeteciliğe dün başlayanlar yapmaz. bundan akıllısınızdır, yapmayın.
burak elmas ve yönetimi için başka gazeteci var, onlar üzerinden bu işe devam ederler. bu hep böyle olmuştur, yönetimler kendilerine yakın bazı gazetecileri kullanırlar, kullanırlar, kullanırlar sonra işleri bittiğinde peşpeşe bir kaç mevzuda terste bırakıp "hadi paşalar yolunuza bakın" der bırakırlar. üst üste bir kaç mevzuda bu yaşandığında gazetecinin kredibilitesi de düştüğü için o dakikadan sonra gazeteci ancak normal hayatına döner, yöneticiler de yeni gazeteciler üzerinden buna devam ederler.
her yönetimin vardır böyle adamları, siz de burak elmas yönetimi için bu adamlar olmuşsunuz. şimdi tek bir kelime grubu söylendi diye kendi kendinizi ifşa etmeniz benim aklımın almadığı nokta.
neyse, ratingler iyidir umarım. gerisi canınızın sağlığı. bunun başına geldiği ilk gazeteciler de değilsiniz, son da olmayacaksınız. *