1563
"domenec torrent gitsin okan buruk gelsin" şeklinde düşünen bir taraftar olarak, kayserispor maçından* bu yana iyi bir futbol oynattığını düşünüyorum.
yalnızca, göztepe maçının* ilk yarısı ciddi anlamda felaketti ve izlediğim en kötü galatasaray performansları arasında ilk 3'e bile girer diyebilirim ama o maçta bile göztepe'nin önde basacağını düşünürek, mostafa ve babel'e uzun oynayıp, onların indireceği topları halil dervişoğlu'yla hızlı çıkışlar yakalamayı çalışacak bir taktik belirlemiş ki, bence mantıklı ama kesinlikle sahaya istediği şekilde yansımadı. ayrıca, ilk yarı felaket oyuna ve sanki göztepe bizi eziyormuş gibi görünmesine rağmen, net pozisyon vermedik ve ikinci yarı belli bir bölümden sonra sonuç gelene kadar iyi baskı yaptık.
rizespor maçında* da bu sezonun bir klasiği olarak ortada pozisyon bile yokken 2 ekstra güzel gol yememize rağmen, takımın gösterdiği efor hiç de yenileceğimiz hissiyatı vermedi bana kalırsa. zaman zaman kapalı savunmaya yine üretkenlik sıkıntısı yaşasak da iç sahada beklediğimiz gibi iştahlı ve coşkulu bir futbol gördük.
çok xg bulma ve az xg verme konusu vs. fatih hoca zamanı ile benzer istatistikler görmemize rağmen, oyun içinde özellikle tempo gibi hissedilen farklar var. fatih hoca zamanında kendi adıma en büyük eleştirim yavaş tempolu bir pas oyunu tercih edilmesiydi. aynı xg istatistiklerine sahip olup; tempolu, coşkulu, hızlı bir hücum futbolu izleseydik ve sonuçlar yine aynı olsaydı, fatih terim bu kadar eleştirilmezdi bana göre.
sonuç olarak; benim için artık şampiyonluklardan bile daha önemli olduğu için galatasaray'dan beklediğimiz rakip kaleye hızlı gitmeyi çalışan, tempolu ve coşkulu bir futbol ile mücadeleden kaçmayan bir futbol oynandığı sürece, torrent'e sonuna kadar destek olacağım. bu oyun, doğru eklemeler ile galatasaray'a güzel günler getirecektir diye düşünüyorum.
yalnızca, göztepe maçının* ilk yarısı ciddi anlamda felaketti ve izlediğim en kötü galatasaray performansları arasında ilk 3'e bile girer diyebilirim ama o maçta bile göztepe'nin önde basacağını düşünürek, mostafa ve babel'e uzun oynayıp, onların indireceği topları halil dervişoğlu'yla hızlı çıkışlar yakalamayı çalışacak bir taktik belirlemiş ki, bence mantıklı ama kesinlikle sahaya istediği şekilde yansımadı. ayrıca, ilk yarı felaket oyuna ve sanki göztepe bizi eziyormuş gibi görünmesine rağmen, net pozisyon vermedik ve ikinci yarı belli bir bölümden sonra sonuç gelene kadar iyi baskı yaptık.
rizespor maçında* da bu sezonun bir klasiği olarak ortada pozisyon bile yokken 2 ekstra güzel gol yememize rağmen, takımın gösterdiği efor hiç de yenileceğimiz hissiyatı vermedi bana kalırsa. zaman zaman kapalı savunmaya yine üretkenlik sıkıntısı yaşasak da iç sahada beklediğimiz gibi iştahlı ve coşkulu bir futbol gördük.
çok xg bulma ve az xg verme konusu vs. fatih hoca zamanı ile benzer istatistikler görmemize rağmen, oyun içinde özellikle tempo gibi hissedilen farklar var. fatih hoca zamanında kendi adıma en büyük eleştirim yavaş tempolu bir pas oyunu tercih edilmesiydi. aynı xg istatistiklerine sahip olup; tempolu, coşkulu, hızlı bir hücum futbolu izleseydik ve sonuçlar yine aynı olsaydı, fatih terim bu kadar eleştirilmezdi bana göre.
sonuç olarak; benim için artık şampiyonluklardan bile daha önemli olduğu için galatasaray'dan beklediğimiz rakip kaleye hızlı gitmeyi çalışan, tempolu ve coşkulu bir futbol ile mücadeleden kaçmayan bir futbol oynandığı sürece, torrent'e sonuna kadar destek olacağım. bu oyun, doğru eklemeler ile galatasaray'a güzel günler getirecektir diye düşünüyorum.