1224
ne kadar amatörce ve rastgele yönetim kurduğunu gördüğümüz mevcut başkanımız.
yaşananlar, ortaya çıkanlar, yönetime seçilen insanların karakterleri ve geçmişleri... insan gerçekten hayret ediyor. yani bu kadar liyakatten uzak ve problemli insanların yönetime alınmış olması en hafif tabiriyle iş bilmezlik. burak elmas gerçekten başkanlık için ya çok toy ve beceriksizce hareket etti, ya da burak elmas da bu işlerin içinde. ya burak başkan da neler olduğunun gayet farkında ama üç maymuna oynuyor, ya da çok saf bir başkanımız var ki herkesi melek falan sanıyor. zamanında nihat özdemir için kendisi iyi ama çevresi kötü demişliği var ancak şunu unutuyor, kötü çevre insanların altını kazar ve onları sona sürükler. nihat özdemirin çevresi kötü olsaydı kendisi çoktan koltuğundan kalkmıştı. demek ki ya kendisi de kötü, ya da çevresi onun için iyi, ancak başkaları için bu cümleleri kurana kadar keşke biraz kendi çevresine baksaydı.
seçileli yaklaşık 7 ay olan başkanımız şimdiden yönetim bazında büyük problemler yaşıyor. kadın basketbol şubesinde sıkıntılar baş gösteriyor zaten. erkek futbol şubemizin hali ortada, demek istemiyordum ancak tabiri caizse dingonun ahırıma dönmüş durumda. henüz 7 ay oldu tekrar hatırlatmak isterim. burak elmas gelirken taraftarın büyük bir çoğunluğuna her şeyden önce umut verdi. vaatler, planlar ya da gerçekler değil, hayaller anlattı bize kendisi demek ki. yaptığı ve paylaştığı planlamanın en anahtar kısımlarını uygulamaya koyamamış ve zaten sallantıda olan bir kulübü bu sallantıdan çıkarmak yerine kendi elleriyle sallamıştır.
kendisini tanımam etmem. açıkçası son olaylardan sonra özellikle fatih hocanın gönderiliş biçimine baktığım zaman (kendisinin gönderilmesi ve galatasaray için artık yepyeni bir sayfanın açılmasını istiyordum zira her kötü dönemden sonra fatih terim'e sarılmak çok saçma, sonuçta o da fani ve eninde sonunda kendi ayaklarımız üstünde durmayı öğrenmemiz lazım.), burak elmas'tan soğumak için bu olay tek başına bile yeterli benim için. artık gözüm kendisi ve yönetimi üzerinde. sözlerine güvenim sıfır. başarılı olacağına olan inancım kayboldu (branş bazlı değil yönetim ve stratejiler olarak düşüncem bu). bu demek olmuyor ki spor şubelerimiz başarılı olamaz veya ben başarılı olmalarını istemiyorum. kesinlikle çok daha iyi hale gelmemiz lazım ve en azından futbol şube için ben hala tünelin ucunda bir ışık hüzmesi görüyorum ancak yönetim için aynısını söyleyemiyorum işte. umarım en kısa zamanda yönetim arındırılır ve liyakatli, iş bilen ve başarılı insanlar tarafından yönetilir kulübümüz, ya da daha fazla galatasaray'a zarar verilmeden galatasaray için daha çok çalışacak ve daha çok şey başaracak şahıslar yönetimimizi devralır. tek temennim galatasaray'ın daha güzel yarınlara sahip olması. gerisi teferruat.
yaşananlar, ortaya çıkanlar, yönetime seçilen insanların karakterleri ve geçmişleri... insan gerçekten hayret ediyor. yani bu kadar liyakatten uzak ve problemli insanların yönetime alınmış olması en hafif tabiriyle iş bilmezlik. burak elmas gerçekten başkanlık için ya çok toy ve beceriksizce hareket etti, ya da burak elmas da bu işlerin içinde. ya burak başkan da neler olduğunun gayet farkında ama üç maymuna oynuyor, ya da çok saf bir başkanımız var ki herkesi melek falan sanıyor. zamanında nihat özdemir için kendisi iyi ama çevresi kötü demişliği var ancak şunu unutuyor, kötü çevre insanların altını kazar ve onları sona sürükler. nihat özdemirin çevresi kötü olsaydı kendisi çoktan koltuğundan kalkmıştı. demek ki ya kendisi de kötü, ya da çevresi onun için iyi, ancak başkaları için bu cümleleri kurana kadar keşke biraz kendi çevresine baksaydı.
seçileli yaklaşık 7 ay olan başkanımız şimdiden yönetim bazında büyük problemler yaşıyor. kadın basketbol şubesinde sıkıntılar baş gösteriyor zaten. erkek futbol şubemizin hali ortada, demek istemiyordum ancak tabiri caizse dingonun ahırıma dönmüş durumda. henüz 7 ay oldu tekrar hatırlatmak isterim. burak elmas gelirken taraftarın büyük bir çoğunluğuna her şeyden önce umut verdi. vaatler, planlar ya da gerçekler değil, hayaller anlattı bize kendisi demek ki. yaptığı ve paylaştığı planlamanın en anahtar kısımlarını uygulamaya koyamamış ve zaten sallantıda olan bir kulübü bu sallantıdan çıkarmak yerine kendi elleriyle sallamıştır.
kendisini tanımam etmem. açıkçası son olaylardan sonra özellikle fatih hocanın gönderiliş biçimine baktığım zaman (kendisinin gönderilmesi ve galatasaray için artık yepyeni bir sayfanın açılmasını istiyordum zira her kötü dönemden sonra fatih terim'e sarılmak çok saçma, sonuçta o da fani ve eninde sonunda kendi ayaklarımız üstünde durmayı öğrenmemiz lazım.), burak elmas'tan soğumak için bu olay tek başına bile yeterli benim için. artık gözüm kendisi ve yönetimi üzerinde. sözlerine güvenim sıfır. başarılı olacağına olan inancım kayboldu (branş bazlı değil yönetim ve stratejiler olarak düşüncem bu). bu demek olmuyor ki spor şubelerimiz başarılı olamaz veya ben başarılı olmalarını istemiyorum. kesinlikle çok daha iyi hale gelmemiz lazım ve en azından futbol şube için ben hala tünelin ucunda bir ışık hüzmesi görüyorum ancak yönetim için aynısını söyleyemiyorum işte. umarım en kısa zamanda yönetim arındırılır ve liyakatli, iş bilen ve başarılı insanlar tarafından yönetilir kulübümüz, ya da daha fazla galatasaray'a zarar verilmeden galatasaray için daha çok çalışacak ve daha çok şey başaracak şahıslar yönetimimizi devralır. tek temennim galatasaray'ın daha güzel yarınlara sahip olması. gerisi teferruat.