2670
normal şartlarda galatasaray'a olan düşmanlığı fenerbahçe, göztepe, hatayspor gibi siyasi bağlantısı olmayan diğer standart kulüplere olan düşmanlığından daha fazla olmayacak kuruluş. federasyonun siyasetten gelen emir doğrultusunda iki sene önce başakşehir'e, geçtiğimiz sene beşiktaş'a, bu sene trabzonspor'a, onları elinden tutup şampiyon yapacak kadar beslediği açık bir dostluk var. biz bu şerefe hiç erişemediğimiz gibi nötr dahi olamadık. çünkü federasyonun düşman tahtasına koyduğu isim başından beri fatih terim. yediğimiz ekstra cezaların, hakkımızda alınan saçmasapan kararların en büyük sebebi federasyonun fatih terim'e topyekün açtığı açık savaş.
bu savaşın sebebi ne peki? kebapçı baskını ile başlayan, istifasını verebileceğini söylemesi, istifanın kabul edilmemesi, milli takımdan kovulması, tazminat talep etmesi, tazminatını yargıya taşıması ile devam eden ve nihayetinde tazminatını kazanarak çocuk esirgeme kurumuna bağışlaması ile sonlanan süreç. bu kinin, bu nefretin sebebi burada yaşadığı restleşme. bu restleşmenin galatasaray ile uzaktan yakından hiçbir alakası var mı? direkt şahsi hatta ailesinin standart bir meselesi. konu dışı ama o dönem ailenin hiçbir ferdinin galatasaray'a destek olmadığını, eski paylaşımlarını falan dahi kaldırdığını da unutmamak lazım. velhasıl kavga ettiği adam bile hemşerisi, eski tanıdığı. sözlükteki başlığında 17 temmuz 2017 haftasındaki entryleri okursanız o gün galatasaray taraftarının kendisine ne kadar sahip çıktığını görebilirsiniz. fatih terim'in kavgasının hiçbir yerinde galatasaray yok.
bugün "federasyon galatasaray'a savaş açtı, hocam galatasaray için savaşıyor" algısının altı tamamen boş. her seferinde fatih terim'i cezalandırmak istiyorlar biz de her seferinde hocaya sahip çıkan camia olarak bu cezadan en büyük payı alan kesim oluyoruz. 1 maç alacağı yerde 10 maç alması hoca için bir şey değiştirmiyor ki? zaten kendisi bunu bile bile tekrarlamaktan dahi çekinmiyor. verilmeyen penaltılar, aldığımız ucuz kartlar, bunların sonrasında yönetimlerin federasyonla kavga etmeye mecbur kalması aklınıza gelebilecek aldığımız tüm ekstra darbeler hep yan hasar. yıllardır bu kavganın tarafı olmak zorunda kalmanın bedelini başkanlar, yöneticiler, oyuncular fazlasıyla ödedi. işin daha da acı boyutu şu ki; eğer hoca 70ine merdiven dayamış değil de 50li yaşlarda olsa her türlü iddiasına girerim ileride bir gün federasyonla da nihat özdemirle de servet yardımcı ile de barışır kol kola poz verirdi. yüzüne yüzüne söven arda ile barışan, günü geldiğinde herkes ile barışır. 5 sene sonra bir fotoğraf görürüz öyle ampül gibi bakakalırız. bir bakmışız günün sonunda galatasaray'ın en başında hiçbir yerinde yer almadığı kavgadan dolayı kaybettiği yıllar, milyon eurolar, yıpranan yöneticiler ve futbolcular.
not: ahmet çakar dümbeleğinden gelen büyük türkiye için ben de varım çağrısına cevap vermediği için kavganın siyasi muhaliflik kaynaklı olabileceğini düşünenler olabilir ama bu da tutarsız çünkü hoca o zamanlar milli takımda ve bu olaydan sonra aylarca görev yaptı. dahası kampanyanın mimarı arda turan malum şu an kaptanımız her maç ilk 15 dakika lehimize 5 penaltı verilmesi lazım ve hatta aynı çağrıyı cevapsız bırakan bir başka isim acun ılıcalı da o günden beri zenginliğine zenginlik kattı vs.
bu savaşın sebebi ne peki? kebapçı baskını ile başlayan, istifasını verebileceğini söylemesi, istifanın kabul edilmemesi, milli takımdan kovulması, tazminat talep etmesi, tazminatını yargıya taşıması ile devam eden ve nihayetinde tazminatını kazanarak çocuk esirgeme kurumuna bağışlaması ile sonlanan süreç. bu kinin, bu nefretin sebebi burada yaşadığı restleşme. bu restleşmenin galatasaray ile uzaktan yakından hiçbir alakası var mı? direkt şahsi hatta ailesinin standart bir meselesi. konu dışı ama o dönem ailenin hiçbir ferdinin galatasaray'a destek olmadığını, eski paylaşımlarını falan dahi kaldırdığını da unutmamak lazım. velhasıl kavga ettiği adam bile hemşerisi, eski tanıdığı. sözlükteki başlığında 17 temmuz 2017 haftasındaki entryleri okursanız o gün galatasaray taraftarının kendisine ne kadar sahip çıktığını görebilirsiniz. fatih terim'in kavgasının hiçbir yerinde galatasaray yok.
bugün "federasyon galatasaray'a savaş açtı, hocam galatasaray için savaşıyor" algısının altı tamamen boş. her seferinde fatih terim'i cezalandırmak istiyorlar biz de her seferinde hocaya sahip çıkan camia olarak bu cezadan en büyük payı alan kesim oluyoruz. 1 maç alacağı yerde 10 maç alması hoca için bir şey değiştirmiyor ki? zaten kendisi bunu bile bile tekrarlamaktan dahi çekinmiyor. verilmeyen penaltılar, aldığımız ucuz kartlar, bunların sonrasında yönetimlerin federasyonla kavga etmeye mecbur kalması aklınıza gelebilecek aldığımız tüm ekstra darbeler hep yan hasar. yıllardır bu kavganın tarafı olmak zorunda kalmanın bedelini başkanlar, yöneticiler, oyuncular fazlasıyla ödedi. işin daha da acı boyutu şu ki; eğer hoca 70ine merdiven dayamış değil de 50li yaşlarda olsa her türlü iddiasına girerim ileride bir gün federasyonla da nihat özdemirle de servet yardımcı ile de barışır kol kola poz verirdi. yüzüne yüzüne söven arda ile barışan, günü geldiğinde herkes ile barışır. 5 sene sonra bir fotoğraf görürüz öyle ampül gibi bakakalırız. bir bakmışız günün sonunda galatasaray'ın en başında hiçbir yerinde yer almadığı kavgadan dolayı kaybettiği yıllar, milyon eurolar, yıpranan yöneticiler ve futbolcular.
not: ahmet çakar dümbeleğinden gelen büyük türkiye için ben de varım çağrısına cevap vermediği için kavganın siyasi muhaliflik kaynaklı olabileceğini düşünenler olabilir ama bu da tutarsız çünkü hoca o zamanlar milli takımda ve bu olaydan sonra aylarca görev yaptı. dahası kampanyanın mimarı arda turan malum şu an kaptanımız her maç ilk 15 dakika lehimize 5 penaltı verilmesi lazım ve hatta aynı çağrıyı cevapsız bırakan bir başka isim acun ılıcalı da o günden beri zenginliğine zenginlik kattı vs.