169
devre arası yediğimiz golün tekrarını defalarca ileri geri farklı açılardan bakmaya çalıştım ama yok. kamera açısı yok, o pozisyon için. fakat birkaç pozisyon için fikrim net diagne'nin fenerbahçe maçında attığı gole benzetiyorum. benim için o gol nizamidir. hakemler için var ile detaylı izlemeyle sabit değildir. o halde bu da nizami değildir.
onun haricinde diagne'nin kaçırdığı golün izahı yok. takımın genel olarak bir izahı olduğunu da düşünmüyorum gerçi. gerginiz gerdin. belki ondan. takımın üzerinde acayip baskı var. tabii oyunumuz da pek iç açıcı değil. gerçi bunların birbiriyle girift bir bağı olduğunu söylemek de pekala mümkün.
neyse.
golü yemeden önce şuna dikkat çekecektim. başakşehir'in bizi oynattığı, oyunu kurmamıza izin verdiği, rakibini karşıladığı konuma bakın, bir de bizim rakibi karşıladığımız yere bakın. evet, bunu diyecektim. (ekleme: golü atana kadar. golü attıktan sonra çekildiler.)
bunu daha kaç kere yazmak gerekece, merak ediyorum. rakibi kendi ceza sahanıza o kadar kolay izin verip orada paslaşmasına müsaade ediyorsanız bunun adı pozisyona davetiyedir. golü öyle yemedik ama öyle pozisyon verdik. bunu yazınca bana "rakibin tehlikeli kaç pozisyonu vardı?" diye soruyorlar. mesele rakibe kaç tehlikeli pozisyon vermemiz değil ki! ondan bahsetmiyorum. mesele rakibe tehlikeli pozisyon üretme şansını kolay veriyoruz. budur yani.
avrupa'daki maçlarla aramızda ne gibi fark var diye soruyorlar. aha da na bu işte! şimdi bana anlatsın biri. avrupa'da rakipler şöyle oynuyor, süper lig'de böyle diye. yahu galatasaray avrupa'da rakiplerini çok iyi karşılayabiliyorken, ligde neden karşılayamıyor?
ufak nüans galatasaray oynamak istediği için biraz açılıyor ve geri dönüşünde orayı oturtamıyor denebilir.
bu da aslında temeli olan bir savunma değil. çünkü biz öyle agresif hücum yapan, riskli paslar kovalayan bir takım değiliz. mümkün olduğunca garanti paslarla, hücum organizasyonunu bozmadan, oturaklı oynamak istiyoruz. yani takımımızın dengesi bozulmuyor. ligde durum bu. o halde organizasyon olarak rakibi karşılamak bağlamında çok da sıkıntı çekmemiz, bunu düşünerek oynadığımıza göre rakibi hayli hayli avrupa'daki gibi karşılamamız gerekiyor.
yapmıyoruz. çok net. 4-1-4-1'e rağmen, yapamıyoruz belki de. 4-1-4-1 bunun için ideal bir diziliştir çünkü.
kaleci kovaymış, soso sahada yokmuş, diagne spagetti bacakmış. bunları geçiniz.
sahada doğru işleyen çok bir şey yok.
son söz:
hakem kötü.
onun haricinde diagne'nin kaçırdığı golün izahı yok. takımın genel olarak bir izahı olduğunu da düşünmüyorum gerçi. gerginiz gerdin. belki ondan. takımın üzerinde acayip baskı var. tabii oyunumuz da pek iç açıcı değil. gerçi bunların birbiriyle girift bir bağı olduğunu söylemek de pekala mümkün.
neyse.
golü yemeden önce şuna dikkat çekecektim. başakşehir'in bizi oynattığı, oyunu kurmamıza izin verdiği, rakibini karşıladığı konuma bakın, bir de bizim rakibi karşıladığımız yere bakın. evet, bunu diyecektim. (ekleme: golü atana kadar. golü attıktan sonra çekildiler.)
bunu daha kaç kere yazmak gerekece, merak ediyorum. rakibi kendi ceza sahanıza o kadar kolay izin verip orada paslaşmasına müsaade ediyorsanız bunun adı pozisyona davetiyedir. golü öyle yemedik ama öyle pozisyon verdik. bunu yazınca bana "rakibin tehlikeli kaç pozisyonu vardı?" diye soruyorlar. mesele rakibe kaç tehlikeli pozisyon vermemiz değil ki! ondan bahsetmiyorum. mesele rakibe tehlikeli pozisyon üretme şansını kolay veriyoruz. budur yani.
avrupa'daki maçlarla aramızda ne gibi fark var diye soruyorlar. aha da na bu işte! şimdi bana anlatsın biri. avrupa'da rakipler şöyle oynuyor, süper lig'de böyle diye. yahu galatasaray avrupa'da rakiplerini çok iyi karşılayabiliyorken, ligde neden karşılayamıyor?
ufak nüans galatasaray oynamak istediği için biraz açılıyor ve geri dönüşünde orayı oturtamıyor denebilir.
bu da aslında temeli olan bir savunma değil. çünkü biz öyle agresif hücum yapan, riskli paslar kovalayan bir takım değiliz. mümkün olduğunca garanti paslarla, hücum organizasyonunu bozmadan, oturaklı oynamak istiyoruz. yani takımımızın dengesi bozulmuyor. ligde durum bu. o halde organizasyon olarak rakibi karşılamak bağlamında çok da sıkıntı çekmemiz, bunu düşünerek oynadığımıza göre rakibi hayli hayli avrupa'daki gibi karşılamamız gerekiyor.
yapmıyoruz. çok net. 4-1-4-1'e rağmen, yapamıyoruz belki de. 4-1-4-1 bunun için ideal bir diziliştir çünkü.
kaleci kovaymış, soso sahada yokmuş, diagne spagetti bacakmış. bunları geçiniz.
sahada doğru işleyen çok bir şey yok.
son söz:
hakem kötü.
