1578
milli takım teknik direktörü olması için yeterli düzeyde kendisini kanıtlamış bir hoca. aykut kocaman, ersun yanal tarzı biri geleceğine okan gelsin bana göre. okan için bana göre tek handikap, her hafta maç oynanan dinamik bir lig süreci yerine, yılda bir kaç maç oynayacak bir takımı yönetecek olması. milli takım teknik direktörlüğü henüz dinç ve zinde olan bir hocanın geleceğini köreltecek bir hamle bana göre.
milli takım tüm takımların üstünde bir takımdır hissini kaybedişimizin başlangıcı 2008 sonrası döneme kadar uzanıyor. umuyorum bu hissiyatı hepimizde tekrar uyandırmayı başaran teknik direktör olacaktır.
kendisinin yerinde olsam milli takımda prim olayının bitirilmesi için bazı şeylerin temellerini atardım. hazır ülkemizde de ekonomik şartlar kötü durumdayken, insanlar güçlükle geçimini sağlamaya uğraşırken bundan hareketle maaşımı cüzi bir şekilde tutar ve prim olayını keserdim. sonrası için de bu şekilde olması gerektiğine dair mesajlar verirdim. milli takıma gelecek oyuncular prim beklentisinde olmasın mesajımı net verirdim. malum son dönemde kavga kıyamet hep bundan kopuyor.
diğer bir konu kulüp takımı taraftarları senin oyuncun benim oyuncum diye milli takımı yıpratıyor. misal altay oynadığında trabzonsporlular, uğurcan oynadığında fenerbahçeliler kazan kaldırıp teknik direktörü taraflılıkla suçluyor. buna net bir kural getirirdim ben olsam. basına da bunu lanse ederdim. çok zorlanırsam kulüp takımlarındaki istatistiklerine göre şans vereceğimi, ya da birini deplasman diğerini iç sahada oynatacağımı açıklardım.
diğer bir konu yardımcılarını veya ekibini profesyonel antrenörlerden seçerek 4 büyük kulübün bünyesinden holiganlaşmamış isimlerden bir ekip kurup bir şekilde teknik ekibe dahil etmesi mantıklı bir yaklaşım olurdu. mesela 2008'de oğuz çetin ve metin tekin terim'in yardımcıları idi. şimdi de benzer bir yöntemle, adı yardımcı antrenör olması şart değil zira bu sayacağım arkadaşların sanırım pro lisansı vs. yoktur, hamit altıntop, nihat kahveci, tuncay şanlı gibi hem üç büyük kulüpte hem de avrupa'da futbolu görmüş isimleri takım ruhu ve birlikteliği sağlamak için ekibine dahil ederse milli takımda takımdaşlık duygusu artacaktır.
son önemli başlık ise altyapı. milli takım hocası yabancı kuralı için baskı yapmamalı. bununla beraber kulüp hocalarına altyapılardan adam çıkarmaları için baskı yapabilir, federasyona yabancı kuralı değil altyapı kuralı uygulatın diye baskı yapabilir. federasyon akıllı olsa altyapı kuralı getirir, maç kadrolarında en az 4 adet altyapıdan yetişmiş 20 yaş altı, 2 tane de altyapıdan yetişmiş 25 yaş altı oyuncu olmalı, yabancı serbest dese, biz bir kaç seneye oyuncu yetişmiyor saçmalıklarını konuşmayız.
futbolumuzla avrupa arasında makas inanılmaz açıldı. 2000'lerde avrupa'da çeyrek final kovalayan takımlarımız şu anda zor zar eleme geçebiliyor. oralara tekrar gelmemiz radikal önlemlerden geçiyor. milli takım teknik direktörünün maaşı, abuk subuk demeçleri, saçma tercihleriyle değil; radikal ve iyi sonuç veren dokunuşlarıyla kabul edilen biri olması gerektiğini düşünüyorum. okan buruk'un şansı bol olsun, inşallah görevini başarıyla yapar.
milli takım tüm takımların üstünde bir takımdır hissini kaybedişimizin başlangıcı 2008 sonrası döneme kadar uzanıyor. umuyorum bu hissiyatı hepimizde tekrar uyandırmayı başaran teknik direktör olacaktır.
kendisinin yerinde olsam milli takımda prim olayının bitirilmesi için bazı şeylerin temellerini atardım. hazır ülkemizde de ekonomik şartlar kötü durumdayken, insanlar güçlükle geçimini sağlamaya uğraşırken bundan hareketle maaşımı cüzi bir şekilde tutar ve prim olayını keserdim. sonrası için de bu şekilde olması gerektiğine dair mesajlar verirdim. milli takıma gelecek oyuncular prim beklentisinde olmasın mesajımı net verirdim. malum son dönemde kavga kıyamet hep bundan kopuyor.
diğer bir konu kulüp takımı taraftarları senin oyuncun benim oyuncum diye milli takımı yıpratıyor. misal altay oynadığında trabzonsporlular, uğurcan oynadığında fenerbahçeliler kazan kaldırıp teknik direktörü taraflılıkla suçluyor. buna net bir kural getirirdim ben olsam. basına da bunu lanse ederdim. çok zorlanırsam kulüp takımlarındaki istatistiklerine göre şans vereceğimi, ya da birini deplasman diğerini iç sahada oynatacağımı açıklardım.
diğer bir konu yardımcılarını veya ekibini profesyonel antrenörlerden seçerek 4 büyük kulübün bünyesinden holiganlaşmamış isimlerden bir ekip kurup bir şekilde teknik ekibe dahil etmesi mantıklı bir yaklaşım olurdu. mesela 2008'de oğuz çetin ve metin tekin terim'in yardımcıları idi. şimdi de benzer bir yöntemle, adı yardımcı antrenör olması şart değil zira bu sayacağım arkadaşların sanırım pro lisansı vs. yoktur, hamit altıntop, nihat kahveci, tuncay şanlı gibi hem üç büyük kulüpte hem de avrupa'da futbolu görmüş isimleri takım ruhu ve birlikteliği sağlamak için ekibine dahil ederse milli takımda takımdaşlık duygusu artacaktır.
son önemli başlık ise altyapı. milli takım hocası yabancı kuralı için baskı yapmamalı. bununla beraber kulüp hocalarına altyapılardan adam çıkarmaları için baskı yapabilir, federasyona yabancı kuralı değil altyapı kuralı uygulatın diye baskı yapabilir. federasyon akıllı olsa altyapı kuralı getirir, maç kadrolarında en az 4 adet altyapıdan yetişmiş 20 yaş altı, 2 tane de altyapıdan yetişmiş 25 yaş altı oyuncu olmalı, yabancı serbest dese, biz bir kaç seneye oyuncu yetişmiyor saçmalıklarını konuşmayız.
futbolumuzla avrupa arasında makas inanılmaz açıldı. 2000'lerde avrupa'da çeyrek final kovalayan takımlarımız şu anda zor zar eleme geçebiliyor. oralara tekrar gelmemiz radikal önlemlerden geçiyor. milli takım teknik direktörünün maaşı, abuk subuk demeçleri, saçma tercihleriyle değil; radikal ve iyi sonuç veren dokunuşlarıyla kabul edilen biri olması gerektiğini düşünüyorum. okan buruk'un şansı bol olsun, inşallah görevini başarıyla yapar.


