• 228
    --- alıntı ---

    her şeyi terim mi yapacak?

    psv eindhoven karşısında iki maç sonunda 7-2'lik skorla elenen galatasaray'da dikkat çeken noktalardan birisi takımın ortaya koyduğu oyun oldu. hollanda temsilcisi karşısında oynanılan 180 dakika içerisinde ciddi anlamda sadece 30 dakika oyuna ağırlığını koyan fatih terim'in öğrencileri gerek fiziksel olarak gerekse de oyun içerisindeki reaksiyonlarıyla rakibinin gerisinde bir görüntü çizdi. bu durum tartışmaları da beraberinde getirirken, yardımcı antrenör kadrosunun yetersizliği tartışma konularından biri oldu.

    65 milyon, 60 milyon, 50 milyon.. ve bu sezon bankalar birliği anlaşması nedeniyle de muhtemelen 40 milyon euro. az önce okumuş olduğunuz rakamlar galatasaray futbol takımının maaş bütçesi. süper lig'de şampiyonluğun birincil hedef olduğu ve avrupa'da da en azından şampiyonlar ligi'nde grup aşamasından çıkmanın hedef/başarı sayılacağı galatasaray'ın maaş bütçesi hemen hemen avrupa'da bir çok takımın bütçesinden daha fazla. örneğin, geçtiğimiz sezon italya ligi'nde zirve yarışına dahil olan atalanta'nın maaş bütçesi 28 milyon euro. hollanda ligi'ni silip süpüren ajax'ın maaş bütçesi ise 32 milyon euro. galatasaray karşısında hem oyun, hem de fiziksel olarak sahanın tek hakimi olan psv eindhoven'ın toplam bütçesi ise 19 milyon euro. bu takımlar size çok mu ütopik geldi? o zaman mönchengladbach'ın geçen sezonki maaş bütçesinin 45 milyon euro olduğunu söylemek gerek. bundesliga'da geçen sezonu 5. sırada bitiren frankfurt'un ise maaş bütçesi 37 milyon euro.. yani üç aşağı - beş yukarı galatasaray ile hemen hemen aynı maaş bütçelerine sahipler. sezon öncesinde konulan hedefler ve elde edilen başarılar, ortaya konulan futbol göreceli kavramlar. ancak dikkat çeken noktalardan biris ve bu yazının ana konusu staff ekibi..

    galatasaray'da geride kalan 3 sezondur duran toplardan yada taçtan herhangi bir hücum organizasyonu göremedik. takımda bu konuda bir dünya isim olmasına rağmen.. yada akan oyunda, sahaya çıktığında ne oynayacağını bildiğimiz bir oyun şablonu nadiren karşımıza çıktı. örneğin, ligimizde boy gösteren alanyaspor - hatayspor - karagümrük gibi takımların belli bir oyun şablonu var. kazanır - kazanamaz, orası ayrı konu ancak ortada bir oyun şablonu, karakteristiği var. ne yazık ki, böyle bir karakteristiğin bir hayli uzağındayız. hatta göze çarpan dikkat çeken detaylardan birisi de, dışarıdan transfer edilen oyuncuların 1-2 yıl içerisinde geldiği günden daha geriye gidiyor oluşu.. buna bir çok örnek sayılabilir.

    https://gss.gs/MUK.jpg

    fatih terim hiç kuşkusuz futbol dünyasının en dominant karakterlerinden birisi.. türk futbolunun en büyük başarılarına sahip olan terim, son dönemde yardımcı kadrosunu "görece" zayıf seçiyor. eski futbolcularını yanına alarak tabir-i caizse staj veren terim, teknik heyetteki en itibarlı isim olarak göze çarpıyor. ancak günümüz futbolunda elbette her şeyi yapması yada uzmanlaşması mümkün değil.. terim gibi bir teknik adamın antrenman metodlarını tartışacak değilim. ancak "yardımcı ekibi" tam bir eleştiri konusu. terim gibi bir teknik adamın taktisyenliği üst düzey, bu su götürmez bir gerçek. belki de ligin en iyisi ve hatta avrupa'da da hatrı sayılır. ancak oyuncunun fiziksel, duran top kullanımı, strateji hazırlama, top tekniği gibi konularda yanında iyi isimlere ihtiyacı olduğu da aşikar.. özellikle bizim ligimizde fiziksel olarak takımın hangi noktada olduğu sezon sonuna doğru nasıl bir yol alacağını da net bir şekilde gösteriyor. fazla uzağa gitmeye gerek yok. cesare prandelli dönemindeki italyan kondisyoner ekibi hamza hamzaoğlu yönetimindeki takımın ligin sonunda ayakta kalmasının en büyük etkenlerinden birisiydi. ıgor tudor zamanında da durum aynıydı, terim'in takımı ligin son bölümünde fiziksel olarak tüm kavgaları kazanmasını bildi. terim'in gelişinde ilk olarak fizik antrenörü yasin küçük olurken, çok kısa bir süre italya'dan performans antrenörü alberto bartali geldi. takımda net bir şekilde gözle görülür düzelme olurken, koronavirüs salgınına rağmen amerikalı kondisyoner scott piri'nin katkısını da geçtiğimiz sezon görme şansımız oldu. yani kısacası, galatasaray gibi üst düzey bir organizasyonunda işi uzmanına bırakmak gerekiyor. deneme yanılma yada tecrübe kazanma yeri olamaz. olmamalı da..

    örneğin, manchester city'de şuanda pep guardiola'nın teknik heyeti yaklaşık 20 kişi. liverpool teknik direktörü jurgen klopp'un da yardımcı antrenör konusunda bir ordusu var, hatta ve hatta "taç uzmanı" bile var. ingiliz ekibi geçtiğimiz sezonlarda taç atışlarından bir çok gol buldu yada pozisyona girdi. atletico madrid'de teknik direktör diego simeone'nin ekibi 9 kişiden oluşuyor. mart ayında yanından ayrılan bir numaralı asistanı german burgos takımın duran top stratejistiydi. bayern münih'in başına geçen 34 yaşındaki julian nagelsmann ise yanında getirdiği 4 yardımcı antrenörle birlikte bavyera ekibinin mevcudiyette bulunan 7 kişilik yardımcı antrenör kadrosunu 11 kişiye genişletti. "bu kulüpler avrupa'nın en büyüğü" diyebilirsiniz. ancak bu asla büyüklük yada maddiyatla ilgili bir durum değil. tamamen düşünce yapısıyla ilgili bir durum.. guardiola dahiyane bir taktisyen ancak futbolun diğer noktalarında aynı seviyede olmasını beklemek hayalperestlik olur. takımın kullanacağı bir duran top, atacağı taç ona galibiyeti getirebiliyor. yada en ateşli, en gergin anında yanında sakin kalabilecek ve ona fikir verebilecek bir yardımcısı olabiliyor. görselde durum ne kadar tersi olsa da :)

    https://gss.gs/PlA.jpg

    bu sahnenin benzeri bir görüntüyü, 3 yıldır gördük mü? örneğin, en cafcaflı dönemde ümit davala yada levent şahin'in hararetli bir şekilde fatih terim'in yanına gelip böyle bir "öneri" sunması söz konusu olabilir mi? yada bugünkü ekipte, bunu kim yapabilir? sorunun cevabı sanırım bir çok şeyi özetliyor. yada bambaşka bir noktaya değinelim.. selçuk inan yada necati ateş (isimlere takılmaya gerek yok) teknik antrenmanlarda takımın ilk 11 isimlerine nasıl bir katkı sağlayabilecek? hücum varyasyonlarını çalışırken yada takımın duran top stratejisini belirlerken, necati yada selçuk birebir çalışmada takımdaki bir çok isme (babel, feghouli, falcao başta olmak üzere..) bireysel olarak ne katabilir? tecrübelerini katabilirler ancak yıldız isimlere teknik anlamda ne kazandıracakları aşikar. aynı zamanda bu isimlerin daha çok başında oldukları antrenör/teknik adamlık kariyerlerine de ciddi bir darbe vuruluyor. elbette öğrenmeleri, gelişmeleri açısından fatih terim çok büyük bir şans. ancak direkt olarak birinci yardımcı olmak onlar için dezavantaj olacaktır. çünkü geride kalan sürede fatih hoca'nın kenarda olmadığı maçlarda bu isimlerin ne kadar pasif kaldığını gördük. hasan şaş, ümit davala, levent şahin örneklerinde olduğu gibi.. sahi, nerede şuan bu üç isim? 2 ve 3. lig dahil olmak üzere varolan 100 takım içerisinde hiç birisinin teknik kulübesinde bir numaralı rolde değiller. mesela guardiola'nın iki sezon önceki yardımcısı mikel arteta, şimdilerde arsenal'in teknik direktörlüğünü yapıyor. atletico madrid'den ayrılan german burgos, geçen sezonu arjantin'de newell's old boys teknik direktörü olarak tamamladı.

    yazıyı toparlamak gerekirse, günümüz futbolunda en ufak detaylar dahi önem taşırken fatih terim'in yardımcı kadrosunu güçlendirmesi oldukça mühim bir nokta olarak karşımızda duruyor. hoca çıkar taktik antrenmanına genel olarak maç taktiği üzerine çalışmasını yaptırır. gerisini de alanının uzman isimleri yapar.. nasıl ki kaleci antrenörü sadece kalecilerle çalışıyorsa, savunma odaklı bir antrenör savunma oyuncusuyla - orta saha üzerine bir antrenör bu isimlerle ve forvet antrenörü de çeşitli hücum organizasyonları üzerinde takımla çalışır. 2000 yılında terim'in yanında bülent ünder, müfit erkasap ve eser özaltındere gibi isimler vardı. altın jenerasyonun yanında bir de hocanın altın gibi bir ekibi vardı. o dönemki kadronun neleri başardığı yada takımın nasıl her hafta ileriye gittiği de hepimizin malumu..

    --- alıntı ---

    fcn blog - @bariscmr
App Store'dan indirin Google Play'den alın