83
samet aybaba'nın -gençlerbirliği'nin türkiye kupasını aldığı sezon- kendisini de içeren çok güzel bir öyküsü vardır. antrenmana erken gelen, vaktinde gelen futbolcuların yanında bir oyuncu vardır ki, antrenmanlara 2 saat geç gelmekte, geldiğinde gayet yavaş hareketlerle antrenman üniformasını giymekte, ardından başta samet hoca olmak üzere takımdaki oyuncuları kahve içip muhabbet etmeye çağırmakta, uzun bir kahve muhabbetinin ardından bir süre daha gezinmekte, antrenmanın son saatleri geldiğinde ancak sahaya girmektedir. buna rağmen başta türkiye kupası olmak üzere, gençlerbirliği'nin o sezon elde ettiği bir çok başarıda büyük pay sahibidir. işte bu haylaz oyuncu ümit karan'dan başkası değildir.
kişisel görüşüm, aslında hepimiz bir ümit karan'ız. bu entry'yi ümit karan'ı kötülemek için yazmadım, lakin in 99 we trust'tan sağlam bir ofsayt yiyeceğime de eminim. ama düşününce, ne kafa herifmiş ulan bu. bu kadar tembelken bu kadar başarılıysa helal olsun anasını satayım.
ayrıca ses tonundaki yılların çay içicisi karizmasına da hastayız.
kişisel görüşüm, aslında hepimiz bir ümit karan'ız. bu entry'yi ümit karan'ı kötülemek için yazmadım, lakin in 99 we trust'tan sağlam bir ofsayt yiyeceğime de eminim. ama düşününce, ne kafa herifmiş ulan bu. bu kadar tembelken bu kadar başarılıysa helal olsun anasını satayım.
ayrıca ses tonundaki yılların çay içicisi karizmasına da hastayız.