169
bu maçı hayatımın geri kalanı boyunca büyük bir hayal kırıklığından ibaret olarak hatırlayacağım.
tribünde yalnızca 200-300 galler taraftarı vardı ve stadın kalanı tamamen türk taraftarlarla doluydu. azerbaycan'daki herkes maç öncesi bize yürekten başarılar diledi ve bu desteklerini stadyuma da taşımışlardı. bu maç için bizim gibi türkiye'den seyahat eden taraftarlar dışında azerbaycan halkı da ellerine 2 ülke bayraklarını alarak tribünlere akın etmişlerdi. kısacası bu maçı 81 şehrimizin herhangi birisinde oynasaydık nasıl bir atmosfer olacaksa, aynısı bakü olimpiyat stadyumu'nda vardı.
gelelim hayal kırıklığımızın başladığı noktaya. bana göre ev sahibi olarak oynayacak olmamız takıma müthiş bir şekilde aşılanabilirdi. fakat ben tribünden gördüğüm kadarıyla takımda buna dair motivasyon veya konsantrasyondan gram eser göremedim. şenol güneş'in takımı bu maça hazırlayabildiğini asla düşünmüyorum. kaldı ki saygısızlık etmek istemem ama 2-3 adamdan oluşan bir takım vardı karşımızda.
bunun yanında hem okay hem de ozan neden ilk 11'deydi, anlamak güç. irfancan gibi hem şut özelliği olan, hem de savunma arkasına top atma becerisi olan bir adamı biz maalesef 80'e kadar kenarda tuttuk. ozan ve irfancan gayet ortada oynayabilirlerdi. bana kalsa hakan çalhanoğlu bile takımdan kesilebilir şu formuyla ama yine de frikik ve duran top yeteneklerinden ötürü hakan mutlaka oynamalıydı. lakin okay'a şu maçta hiç gerek yoktu.
bir de takım basbas "hücuma çıkamıyorum" diye bağırırken kerem aktürkoğlu neden oyuna alınmaz, bu da sayın şenol güneş'e sorulması gereken 76283 sorulardan yalnızca birisi.
sonuç olarak maç günü formalarımızı giyip maç heyecanını bakü sokaklarında yaşayıp galibiyet isteyen bizlere bırakın galibiyeti, 1 gol sevincini bile çok gördü takım. bu kırgınlığı ne yaparlarsa yapsınlar telafi edemezler ve umarım bu düşünceyi ve sorumluluğu biraz bile olsun düşünürler.
tribünde yalnızca 200-300 galler taraftarı vardı ve stadın kalanı tamamen türk taraftarlarla doluydu. azerbaycan'daki herkes maç öncesi bize yürekten başarılar diledi ve bu desteklerini stadyuma da taşımışlardı. bu maç için bizim gibi türkiye'den seyahat eden taraftarlar dışında azerbaycan halkı da ellerine 2 ülke bayraklarını alarak tribünlere akın etmişlerdi. kısacası bu maçı 81 şehrimizin herhangi birisinde oynasaydık nasıl bir atmosfer olacaksa, aynısı bakü olimpiyat stadyumu'nda vardı.
gelelim hayal kırıklığımızın başladığı noktaya. bana göre ev sahibi olarak oynayacak olmamız takıma müthiş bir şekilde aşılanabilirdi. fakat ben tribünden gördüğüm kadarıyla takımda buna dair motivasyon veya konsantrasyondan gram eser göremedim. şenol güneş'in takımı bu maça hazırlayabildiğini asla düşünmüyorum. kaldı ki saygısızlık etmek istemem ama 2-3 adamdan oluşan bir takım vardı karşımızda.
bunun yanında hem okay hem de ozan neden ilk 11'deydi, anlamak güç. irfancan gibi hem şut özelliği olan, hem de savunma arkasına top atma becerisi olan bir adamı biz maalesef 80'e kadar kenarda tuttuk. ozan ve irfancan gayet ortada oynayabilirlerdi. bana kalsa hakan çalhanoğlu bile takımdan kesilebilir şu formuyla ama yine de frikik ve duran top yeteneklerinden ötürü hakan mutlaka oynamalıydı. lakin okay'a şu maçta hiç gerek yoktu.
bir de takım basbas "hücuma çıkamıyorum" diye bağırırken kerem aktürkoğlu neden oyuna alınmaz, bu da sayın şenol güneş'e sorulması gereken 76283 sorulardan yalnızca birisi.
sonuç olarak maç günü formalarımızı giyip maç heyecanını bakü sokaklarında yaşayıp galibiyet isteyen bizlere bırakın galibiyeti, 1 gol sevincini bile çok gördü takım. bu kırgınlığı ne yaparlarsa yapsınlar telafi edemezler ve umarım bu düşünceyi ve sorumluluğu biraz bile olsun düşünürler.