224
fenerbahçe taraftarının "futbola hakim olan yapı" diyerek bok atmaya çalıştığı entry tarihi itibarı ile son 30 yıldaki sportif başarının temelini atan kişi. euro 1980'de şampiyon olup 1982 dünya kupasını da ikinci bitiren batı almanya ile euro 1984'te ilk turda gümleyince apar topar türkiye'ye gelmiştir. 11 senedir ligde şampiyon olamayan galatasaray'ın başına getirilmesi biraz süpriz olduğu kadar ali uras ve yönetiminin başarısıdır.
ilk sezonunda beşinci, ikinci sezonunda ise namağlup şekilde averajla ikinci olmuştur. üçüncü sezonunda ise beşiktaş ile yine başa baş mücadele ederken sondan dördüncü hafta oynanan 16 mayıs 1987 rizespor galatasaray maçından 2-0'lık mağlubiyetle dönülünce iki puanlık sistemde bitime 3 maç kala beşiktaş'ın 2 puan gerisine düşülmüştü. deplasman dönüşü yönetimin kendisiyle yola devam edileceğini açıkladığı bu maçtan iki gün sonra bir gazetede "napoli 61 yıl şampiyonluk görmedi, galatasaray 14 sene görememiş çok mu" gibilerinden bir röportajı yayınlandı. onun da ertesi günü taraftar florya'yı basıp kendisine taşlamayla tartaklama arası saldırı gerçekleştirince görevi bırakma kararı aldı.
yönetimin son ana kadar diretmesine ve kalan üç maçta rüzgar tersine dönüp galatasaray şampiyon olmasına rağmen sözünden dönmedi. tam 34 sene önce bugün 60 yaşındayken takımın başına çıktığı 7 haziran 1987 galatasaray eskişehirspor maçı jübilesi oldu. orada da 3 yıllık emeklerinin karşılığını alıp galatasaray'ın tarihi bir şampiyonluğunu teknik direktör olarak yaşadı.
görev süresi boyunca teknik direktör-yardımcı ilişkisinden çok daha fazlasını yaşadığı, cebinden kurslara falan gönderdiği mustafa denizli ondan aldığı bayrağı taşımaya devam etti. ertesi sezon daha kolay bir şekilde şampiyonluk geldi. o şampiyonluğun kutlamalarında kapalı'nın çatısından sarkıtılan yetmez bize bir kupa hedef artık avrupa isteği de ertesi sezon karşılık buldu. galatasaray şampiyon kulüpler kupasında yarı final oynadı.
daha sonra araya fenerbahçe'nin 103 gollü efsane şampiyonluğu ve beşiktaş'ın üçleme yaptığı gordon milne dönemi girdi. mustafa denizli ise bayrağı yine bir alman olan karl-heinz feldkamp'a bıraktı. alman hocanın o yıl kazandığı şampiyonluğun yanı sıra altyapıdan çıkardığı pek çok yerli oyuncu takip eden 10 yılda türk futbolunun hem takımlar hem de milli takım bazında en büyük başarılarına imza attı.
feldkamp ve yardımcısı hollman ile alınan iki şampiyonluk ve şampiyonlar ligi'nde dört takımlı iki gruptan oluşan aşamaya gelinip aslında gizli bir çeyrek final oynanmasının ardından yine kısa bir arayış dönemi sonrası bu sefer takımın başına yine derwall tedrisatını çokça edinmiş, futbolculuğunun sonu ve teknik direktörlüğünün başında alman hocanın adı konulmamış yardımcılarından biri olmuş fatih terim geçti.
sonrasını anlatmaya gerek yok...
erol bulut'tan fatih terim, emre belözoğlu'ndan transfer sihirbazı falan çıkarmaya çalışan rakip camia istediği kadar "30 yıldır futbola hakim olan yapı" diye ağlayıp dursun. galatasaray'ın son 30 yılı derwall'ın elinin değdiği insanların önderliğinde, onun florya'dan içeri soktuğu düşünce yapısıyla şekillenmiştir. aramızdan ayrılalı 14 sene geçmiş olsa da, kendisi bir şekilde galatasaray'a ileriyi göstermeye devam etmektedir...
kendisinin florya'da taşlarla sopalarla kovalanıp tartaklanarak istifa ettirilmesi ise 40 sene sonra galatasaray'ın maddi anlamda götünü kurtaran riva arazisini satın alan selahattin beyazıt'ın zamanında "dağın başında bir arsa aldı, hepimizi kandırdı" diye seçimde yuhalanarak indirilmesiyle yakışan türden bir galatasaray karakteristiğidir...
ilk sezonunda beşinci, ikinci sezonunda ise namağlup şekilde averajla ikinci olmuştur. üçüncü sezonunda ise beşiktaş ile yine başa baş mücadele ederken sondan dördüncü hafta oynanan 16 mayıs 1987 rizespor galatasaray maçından 2-0'lık mağlubiyetle dönülünce iki puanlık sistemde bitime 3 maç kala beşiktaş'ın 2 puan gerisine düşülmüştü. deplasman dönüşü yönetimin kendisiyle yola devam edileceğini açıkladığı bu maçtan iki gün sonra bir gazetede "napoli 61 yıl şampiyonluk görmedi, galatasaray 14 sene görememiş çok mu" gibilerinden bir röportajı yayınlandı. onun da ertesi günü taraftar florya'yı basıp kendisine taşlamayla tartaklama arası saldırı gerçekleştirince görevi bırakma kararı aldı.
yönetimin son ana kadar diretmesine ve kalan üç maçta rüzgar tersine dönüp galatasaray şampiyon olmasına rağmen sözünden dönmedi. tam 34 sene önce bugün 60 yaşındayken takımın başına çıktığı 7 haziran 1987 galatasaray eskişehirspor maçı jübilesi oldu. orada da 3 yıllık emeklerinin karşılığını alıp galatasaray'ın tarihi bir şampiyonluğunu teknik direktör olarak yaşadı.
görev süresi boyunca teknik direktör-yardımcı ilişkisinden çok daha fazlasını yaşadığı, cebinden kurslara falan gönderdiği mustafa denizli ondan aldığı bayrağı taşımaya devam etti. ertesi sezon daha kolay bir şekilde şampiyonluk geldi. o şampiyonluğun kutlamalarında kapalı'nın çatısından sarkıtılan yetmez bize bir kupa hedef artık avrupa isteği de ertesi sezon karşılık buldu. galatasaray şampiyon kulüpler kupasında yarı final oynadı.
daha sonra araya fenerbahçe'nin 103 gollü efsane şampiyonluğu ve beşiktaş'ın üçleme yaptığı gordon milne dönemi girdi. mustafa denizli ise bayrağı yine bir alman olan karl-heinz feldkamp'a bıraktı. alman hocanın o yıl kazandığı şampiyonluğun yanı sıra altyapıdan çıkardığı pek çok yerli oyuncu takip eden 10 yılda türk futbolunun hem takımlar hem de milli takım bazında en büyük başarılarına imza attı.
feldkamp ve yardımcısı hollman ile alınan iki şampiyonluk ve şampiyonlar ligi'nde dört takımlı iki gruptan oluşan aşamaya gelinip aslında gizli bir çeyrek final oynanmasının ardından yine kısa bir arayış dönemi sonrası bu sefer takımın başına yine derwall tedrisatını çokça edinmiş, futbolculuğunun sonu ve teknik direktörlüğünün başında alman hocanın adı konulmamış yardımcılarından biri olmuş fatih terim geçti.
sonrasını anlatmaya gerek yok...
erol bulut'tan fatih terim, emre belözoğlu'ndan transfer sihirbazı falan çıkarmaya çalışan rakip camia istediği kadar "30 yıldır futbola hakim olan yapı" diye ağlayıp dursun. galatasaray'ın son 30 yılı derwall'ın elinin değdiği insanların önderliğinde, onun florya'dan içeri soktuğu düşünce yapısıyla şekillenmiştir. aramızdan ayrılalı 14 sene geçmiş olsa da, kendisi bir şekilde galatasaray'a ileriyi göstermeye devam etmektedir...
kendisinin florya'da taşlarla sopalarla kovalanıp tartaklanarak istifa ettirilmesi ise 40 sene sonra galatasaray'ın maddi anlamda götünü kurtaran riva arazisini satın alan selahattin beyazıt'ın zamanında "dağın başında bir arsa aldı, hepimizi kandırdı" diye seçimde yuhalanarak indirilmesiyle yakışan türden bir galatasaray karakteristiğidir...