1657
şampiyonalar ligindeki berbat sezonumuzda takımımızın tek golünü atmış olan forvetimiz. takımda forvet yokken sahneye çıktı, diagne’den de falcao’dan da fazla katkı sağladı. kafa topuna çıktı aldı, duvar oldu, gollerini attı. allah razı olsun.
dünkü maçta da aslanlar gibi oynadı, hafta içi yapılan tartışmalara attığı golle noktayı koydu. ben kendisinden razıyım. sadece galatasaray’ımız iki golü bulmuşken ve malatya kalesine kabus gibi çökmüşken sakatlık bahanesiyle oyunu soğutup iki dakikamızı çaldı. bu kadar istim üzerindeyken bir aut atışı bile bazen ritim düşürür, bu sakatlık da bizi o dakikalarda oyundan düşürdü. keşke onu yapmasaydı.
diyeceksiniz ki o dakikadan sonra kırk dakikamız vardı yine baskı kurduk, pozisyon yakaladık. ama bir takımın en savunmasız olduğu anı golden sonraki dağılmış görüntülerini değerlendiremedik istediğimiz ölçüde. benim görüşüm bu tabi.
ne bileyim içim yanıyor biraz rahatlayayım diyorum aklıma bu sakatlık geliyor, ilk yarı emre ve halil’in pozisyonları geliyor. göztepe’nin sağ kanadının hiç gereği yokken topu larinin önüne ara pası atışı ve akabinde oluşan penaltı pozisyonu geliyor, emre akbaba’nın denizli maçında 42. dakikada kaçırdığı penaltı geliyor. o golü atsak denizli tamamen dağılır rahat rahat 5 veya 6 gole ulaşırdık averaj tamamen bizim elimizde olurdu düşüncesi geliyor. sonra nasip değilmiş bu kadarı gelirmiş elimizden diyorum.
günahıyla sevabıyla hakkımızda hayırlısı olsun. büyük takımlar böyle sezonlardan ders çıkararak ilerler. umarım takımımızı ekonomik alanda düzlüğe çıkaracak, takımımızın haklarını federasyonun her kurulunda savunacak ve fatih hocamızı tamamen saha içine kanalize edecek bir yönetim ile seçimi tamamlarız.
hakkımızda allah kerim fatih terim .
dünkü maçta da aslanlar gibi oynadı, hafta içi yapılan tartışmalara attığı golle noktayı koydu. ben kendisinden razıyım. sadece galatasaray’ımız iki golü bulmuşken ve malatya kalesine kabus gibi çökmüşken sakatlık bahanesiyle oyunu soğutup iki dakikamızı çaldı. bu kadar istim üzerindeyken bir aut atışı bile bazen ritim düşürür, bu sakatlık da bizi o dakikalarda oyundan düşürdü. keşke onu yapmasaydı.
diyeceksiniz ki o dakikadan sonra kırk dakikamız vardı yine baskı kurduk, pozisyon yakaladık. ama bir takımın en savunmasız olduğu anı golden sonraki dağılmış görüntülerini değerlendiremedik istediğimiz ölçüde. benim görüşüm bu tabi.
ne bileyim içim yanıyor biraz rahatlayayım diyorum aklıma bu sakatlık geliyor, ilk yarı emre ve halil’in pozisyonları geliyor. göztepe’nin sağ kanadının hiç gereği yokken topu larinin önüne ara pası atışı ve akabinde oluşan penaltı pozisyonu geliyor, emre akbaba’nın denizli maçında 42. dakikada kaçırdığı penaltı geliyor. o golü atsak denizli tamamen dağılır rahat rahat 5 veya 6 gole ulaşırdık averaj tamamen bizim elimizde olurdu düşüncesi geliyor. sonra nasip değilmiş bu kadarı gelirmiş elimizden diyorum.
günahıyla sevabıyla hakkımızda hayırlısı olsun. büyük takımlar böyle sezonlardan ders çıkararak ilerler. umarım takımımızı ekonomik alanda düzlüğe çıkaracak, takımımızın haklarını federasyonun her kurulunda savunacak ve fatih hocamızı tamamen saha içine kanalize edecek bir yönetim ile seçimi tamamlarız.
hakkımızda allah kerim fatih terim .