598
"ne maçtı be!" dediğim maç. daha da ötesi "ne haftaydı be!" dediğim haftaya ait maç. daha da ötesi galatasarayımızın kazandığı ezeli rakiplerimizin kaybettiği hafta oldu. maçı kısa bir analiz etmek gerekirse naçizane fikrim çok da etkili olamadığımız yönünde. daha doğrusu maçın bazı bölümlerinde etkiliydik ama zamanla bu baskınlığımız kırıldı. açıkçası takım içinde son zamanlarda lider oyuncu eksikliği çektiğimizi düşünüyorum. sahada fatih terim'i ve galatasaray taraftarını yansıtacak bir futbolcu eksikliğimiz var. aslında fernando muslera bu tanıma uyuyor ancak kendisi malum kalede olduğu için takıma çok fazla da yön veremiyor. arda turan oyundan çıkana kadar gerçekten takımın bir lideri olduğunu hissettik. yine bir diğer tecrübeli oyuncumuz ryan babel bu tip maçları defalarca oynadığından o da takımı yönlendirme konusunda başarılıydı. fakat bizi zora sokan bu iki oyuncunun birlikte çıkması oldu. bu oyuncular çıktıktan sonra takımın biraz başıboş kaldığını gördüm hatta ve hatta zaman zaman topu denizlispor'a bıraktık. sahada lider bir oyuncu olsa buna müsaade etmezdi bence. anladığım kadarıyla hoca ve sofiane feghouli arasında bir soğukluk var. dolayısıyla ihtiyacımız olduğu anda oyuna giremedi. e bu durumda en azından arda ve babel ikilisinden birinin sahada olması gerekirdi. bence bizi için maçın kırılma noktası maçın ikinci yarısında kazandığımız penaltı oldu. mostafa mohamed ahmed ilk penaltıyı kaçırdı. neyse ki denizlisporlu oyuncular hata yaptı ve penaltı atışı tekrar edildi. ancak kırılma noktası penalltı tekrar edilmeden önce sahada çıkan gerginlikti. sözlükte gördüğüm kadarıyla ryan donk'a bir tepki var. ama bence gayet haklı bir tepkiydi. bazen böyle tepkiler gerekir ki takım kendine gelsin. bahsettiğim lider oyuncu eksikliği o an giderildi. kanımca ryan donk bizim adımıza tecrübesiyle maçın kahramanlarından biriydi. o penaltı sonrası zaten takım iyice coştu 4. golü de attık. umarım bu sezonu şampiyon tamamlayacağız.
