21
dikine oynayan bir takım yaratabilmek için birkaç unsura bir arada sahip olmanız gerekir:
1- driblingle rakip kaleye giden hücum oyuncularınız olmak zorundadır
2- bu oyuncularınız hızlı hareket edeceğinden, onlara doğru zamanda doğru pası atacak bir/birkaç oyun kurucunuz olmak zorundadır
3- oyun kurucu/kurucular ile delici oyuncuların atak organizasyonları antrenmanlarda detaylı olarak çalışılmalıdır
4- atak başarısız olursa rakip kontratağa çıkarken bütün oyuncular tembellik etmeden geriye koşacak azme ve kondisyona sahip olmalıdır
5- bu sistem oturana kadar bireysel hata yapan (gol yediren, penaltı yaptıran veya gol kaçıran) oyunculara müsamaha gösterilmelidir
galatasaray yakın gelecekte bu oyunu oynayamaz çünkü delici oyuncular "henüz yeterince tecrübeli değiller" diye aylar boyunca yedek oturtuluyor, yerlerine arda-babel-emre akbaba-feghouli gibi statik isimler tercih ediliyor. delici oyuncular bir şekilde ilk 11'e girdikleri zaman, hücum organizasyonları yeterince çalışılmadığı için istedikleri pasları alamıyor ve kendi başlarına debelenmek zorunda kalıyorlar. bu debelenme sonucunda sonlandırılamayan ataklar rakibin kontratağı olarak geri dönüyor, statik oyuncular geriye koşamadığı için defans oyuncularının üstüne çok ağır bir yük biniyor. bunun sonucu olarak stoperler veya bekler illa ki bir noktada hata yapıyor ve günah keçisi oluyor, akılları başlarına gelsin diye kadrodan kesik yiyor. bunun sonucunda delici oyuncular bile dinamizmlerini kaybedip ağır ve temposuz bir oyuna geçmeye mecbur kalıyor çünkü dikine oyun, galatasaray'ın mevcut düzenine iki beden bol geliyor.
peki fatih hoca ne zaman dikine oyuna döner?
1- eli belinde gezmeyip kafasını sahaya veren iyi bir oyun kurucu bulursa * **
2- hem kontratakları kesecek hem de hocanın istediği pas kalitesini sağlayacak meziyette bir önliberosu olursa ***
3- hocanın yeterli göreceği kalitede bir delici hücum oyuncusu olursa **
bu üç kriter sağlanırsa fatih hoca tekrar dikine oyuna geçer ama ilk tökezlemede yine kontrollü oyuna döner. hatırlarsanız kendisi drogba'lı burak'lı kadroya bile dikine oyun oynatmıyordu, real madrid'i yenen takım* elazığspor karşısında 2-0'ı bulduğu anda frene basıyordu* çünkü hocanın elinde mükemmel bir kadro olsa da dikine oyun için yeterli kalitede gördüğü bir delici oyuncusu yoktu.
kısacası fatih hoca'nın yıllardır dikine oyun gibi bir tutkusu yok. taraftar dikine oyun diye yanıp tutuşsa da hoca bu isteği paylaşmıyor. dikine oyun demek çok top kaybetmeyi göze almak demek, o topu geri kazanmak için takım halinde geriye koşmak demek. yüksek efor demek, yaş ortalaması düşük hücum hattı demek, bireysel hata demek. bu hataları gidermek için her oyuncuya tek tek eğilmek demek. bu kadar problemi göze almaktansa, tecrübeli oyuncuları oynatıp düşük tempoyla 1-0 olsun bizim olsun oyunu oynamak çok daha kolay.
1- driblingle rakip kaleye giden hücum oyuncularınız olmak zorundadır
2- bu oyuncularınız hızlı hareket edeceğinden, onlara doğru zamanda doğru pası atacak bir/birkaç oyun kurucunuz olmak zorundadır
3- oyun kurucu/kurucular ile delici oyuncuların atak organizasyonları antrenmanlarda detaylı olarak çalışılmalıdır
4- atak başarısız olursa rakip kontratağa çıkarken bütün oyuncular tembellik etmeden geriye koşacak azme ve kondisyona sahip olmalıdır
5- bu sistem oturana kadar bireysel hata yapan (gol yediren, penaltı yaptıran veya gol kaçıran) oyunculara müsamaha gösterilmelidir
galatasaray yakın gelecekte bu oyunu oynayamaz çünkü delici oyuncular "henüz yeterince tecrübeli değiller" diye aylar boyunca yedek oturtuluyor, yerlerine arda-babel-emre akbaba-feghouli gibi statik isimler tercih ediliyor. delici oyuncular bir şekilde ilk 11'e girdikleri zaman, hücum organizasyonları yeterince çalışılmadığı için istedikleri pasları alamıyor ve kendi başlarına debelenmek zorunda kalıyorlar. bu debelenme sonucunda sonlandırılamayan ataklar rakibin kontratağı olarak geri dönüyor, statik oyuncular geriye koşamadığı için defans oyuncularının üstüne çok ağır bir yük biniyor. bunun sonucu olarak stoperler veya bekler illa ki bir noktada hata yapıyor ve günah keçisi oluyor, akılları başlarına gelsin diye kadrodan kesik yiyor. bunun sonucunda delici oyuncular bile dinamizmlerini kaybedip ağır ve temposuz bir oyuna geçmeye mecbur kalıyor çünkü dikine oyun, galatasaray'ın mevcut düzenine iki beden bol geliyor.
peki fatih hoca ne zaman dikine oyuna döner?
1- eli belinde gezmeyip kafasını sahaya veren iyi bir oyun kurucu bulursa * **
2- hem kontratakları kesecek hem de hocanın istediği pas kalitesini sağlayacak meziyette bir önliberosu olursa ***
3- hocanın yeterli göreceği kalitede bir delici hücum oyuncusu olursa **
bu üç kriter sağlanırsa fatih hoca tekrar dikine oyuna geçer ama ilk tökezlemede yine kontrollü oyuna döner. hatırlarsanız kendisi drogba'lı burak'lı kadroya bile dikine oyun oynatmıyordu, real madrid'i yenen takım* elazığspor karşısında 2-0'ı bulduğu anda frene basıyordu* çünkü hocanın elinde mükemmel bir kadro olsa da dikine oyun için yeterli kalitede gördüğü bir delici oyuncusu yoktu.
kısacası fatih hoca'nın yıllardır dikine oyun gibi bir tutkusu yok. taraftar dikine oyun diye yanıp tutuşsa da hoca bu isteği paylaşmıyor. dikine oyun demek çok top kaybetmeyi göze almak demek, o topu geri kazanmak için takım halinde geriye koşmak demek. yüksek efor demek, yaş ortalaması düşük hücum hattı demek, bireysel hata demek. bu hataları gidermek için her oyuncuya tek tek eğilmek demek. bu kadar problemi göze almaktansa, tecrübeli oyuncuları oynatıp düşük tempoyla 1-0 olsun bizim olsun oyunu oynamak çok daha kolay.