8
markanın sahip olması gereken en önemli özelliklerden birisi rakiplerinden ayrışması, fark edilebilir olmasıdır. marka, telaffuz edildiğinde insanların zihninde benzerlerinden bambaşka bir yere oturmalıdır. örneğin bir otomobil markası anıldığında aklınıza konfor, bir başka otomobil markası anıldığında spor tarz, bir başka otomobil markası anıldığında aklınıza güvenlik gelir. markalar bu şekilde akıllarda bıraktıkları iz ile bilinirler.
epl denildiğinde hızlı futbol, oyunu sık kesmeyen hakemler, yüksek tempo, ani yön değiştiren paslar, kaleye yakın tasarlanmış güzel kale arkası tribünlerinden gollerde dalga dalga yükselen sesler gelir.
bundesliga denildiğinde daha mekanik bir futbol akla gelir. devler ve özellikle bayern dominasyonu zihinlerde yer alır.
serie a denildiğinde ilk akla gelen şey sertliktir mesela. o sertlik içinde ayakta kalan santrforlar, efsane klas 10 numaralar belirir zihinde.
la liga kimsede sertlik ya da hız çağrıştırmaz. oynanan futbol pek mekanik de değildir. pas kalitesi ve estetik ön plana çıkar.
işte tüm bu zihinde beliren düşünceler, markaların kendine özgü yönleriyle rakiplerinden ayrıştığını, rahatlıkla ayırt edilebilir markalar olduğunu gösterir.
peki ya türk futbolu denildiğinde?
hiç düşündünüz mü, uefa ve cas kararına rağmen şike sebebiyle küme düşme cezası verilmemesi markayı ne hale getirdi?
düşünüyor musunuz, 1959 öncesi şampiyonluk zırvası bu markayı ne hale getirir, bu saçmalık yüzünden kim türk futbolunu ciddiye alır?
epl denildiğinde hızlı futbol, oyunu sık kesmeyen hakemler, yüksek tempo, ani yön değiştiren paslar, kaleye yakın tasarlanmış güzel kale arkası tribünlerinden gollerde dalga dalga yükselen sesler gelir.
bundesliga denildiğinde daha mekanik bir futbol akla gelir. devler ve özellikle bayern dominasyonu zihinlerde yer alır.
serie a denildiğinde ilk akla gelen şey sertliktir mesela. o sertlik içinde ayakta kalan santrforlar, efsane klas 10 numaralar belirir zihinde.
la liga kimsede sertlik ya da hız çağrıştırmaz. oynanan futbol pek mekanik de değildir. pas kalitesi ve estetik ön plana çıkar.
işte tüm bu zihinde beliren düşünceler, markaların kendine özgü yönleriyle rakiplerinden ayrıştığını, rahatlıkla ayırt edilebilir markalar olduğunu gösterir.
peki ya türk futbolu denildiğinde?
hiç düşündünüz mü, uefa ve cas kararına rağmen şike sebebiyle küme düşme cezası verilmemesi markayı ne hale getirdi?
düşünüyor musunuz, 1959 öncesi şampiyonluk zırvası bu markayı ne hale getirir, bu saçmalık yüzünden kim türk futbolunu ciddiye alır?