11
burası bana göre değil ile başlayan entrysinde galatasaraysözlük ün ne demek olduğunun farkına varamayan yazar. tanım bu.
burası denilen yer yani "ben bırakıyorum bu sitede artık yazmıyorum" denilen yer teknik olarak internet sitesidir doğru ama tüm yazar, çaylak ve okurlar için bir internet sitesinden ötedir. ne forumdur, ne blogdur ne de başka bişeydir.
şu hayatta kimse kimsenin galatasaraylılığını sorgulamıyor, sorgulayamaz zaten. elle tutulur gözle görülür birşey değildir galatasaraylılık. sen şu kadar galatasaraylısın ben şu kadar galatasaraylıyım konusu "anneni mi daha çok seviyorsun; babanı mı" muhabbeti kadar saçmadır!
sözlükte kimse galatasaray ın kötülüğünü istemediği için herkes aynı duygu düşüncededir. aslolan galatasaray dır. bu yüzden başarılar gelir geçer dedik bu yüzden hakkını verin sadece dedik. sevgi denilen şey de budur zaten, karşılıksız gibi görünse de karşılığı kimi zaman şampiyonluk kimi zaman uefa kupasıdır yani yine de maneviyattır, maddi değildir, aşk tır. galatasaraylılık bunu gerektirir çünkü. san siro'da, vestwallen'de, barnebau'da tepinmiş olmak galatasaraylılığı arttıran bir şey değildir, kişisel anlamda büyük bir keyiften öte bir şey katmaz insana, buradaki çoluk çocuk öğrenci bursundan, ana-babasının yolladığı paradan arttırıp store dan forma alıyorsa ve ben bir kitap az aldım bir film az seyrettim ama kulübe katkı yaptım diye bağır bağır bağırmıyorsa; bir allah'ın kulu da çıkıp orada maç izledim burada maç izledim ben buradaki herkesten daha çok galatasaraylıyım, siz kimsiniz demeye cüret edemez.
bu yazılanlar sözlük ahalisine şirin görünmek için yazılmadı, eleştiren de çıkacaktır belki ama biz kendimize düşen görevi hiç olmazsa bu yolla yerine getirip bilgi, deneyim ve duygularımızı galatasaraylılarla paylaşarak bu koskocaman aileye bir şeyler katma çabasındayız.
yeri geldiğinde eleştirmektir, sabri yi galatasaray tv yi; yeri geldiğinde susmaktır, hakan şükür ile ilgili geçen sene fenerbahçe * maçından sonra yaşadığım bir olay sonucu öğrendiğim, birkaç kişi arasında kalan olay gibi; konuşulsaydı, basına yansıtılsaydı çok farklı şeyler yaşanacaktı ama, işte, kimi zaman eleştirmek kimi zaman susmaktır galatasaraylılığın gereği, asmak, kesmek değil; ahkam kesmek hiç değil.
tekrar yazıyorum; sözlük te kimse ile kişisel bir tanışıklığım yoktur; tüm yazdıklarım mahalle takimi nın yazdıkları karşısında kaleme alınan ve sadece beni bağlayan kelime ve cümlelerdir. katılmak yada katılmamak tüm okur yazar arkadaşların inisiyatifinde olan bir şeydir.
herşey galatasaray içindir; sami yen de maç izleyemeyen taraftar için de parken stadı nda kupa kaldırılışına tanık olan taraftar için de...
selametle...
burası denilen yer yani "ben bırakıyorum bu sitede artık yazmıyorum" denilen yer teknik olarak internet sitesidir doğru ama tüm yazar, çaylak ve okurlar için bir internet sitesinden ötedir. ne forumdur, ne blogdur ne de başka bişeydir.
şu hayatta kimse kimsenin galatasaraylılığını sorgulamıyor, sorgulayamaz zaten. elle tutulur gözle görülür birşey değildir galatasaraylılık. sen şu kadar galatasaraylısın ben şu kadar galatasaraylıyım konusu "anneni mi daha çok seviyorsun; babanı mı" muhabbeti kadar saçmadır!
sözlükte kimse galatasaray ın kötülüğünü istemediği için herkes aynı duygu düşüncededir. aslolan galatasaray dır. bu yüzden başarılar gelir geçer dedik bu yüzden hakkını verin sadece dedik. sevgi denilen şey de budur zaten, karşılıksız gibi görünse de karşılığı kimi zaman şampiyonluk kimi zaman uefa kupasıdır yani yine de maneviyattır, maddi değildir, aşk tır. galatasaraylılık bunu gerektirir çünkü. san siro'da, vestwallen'de, barnebau'da tepinmiş olmak galatasaraylılığı arttıran bir şey değildir, kişisel anlamda büyük bir keyiften öte bir şey katmaz insana, buradaki çoluk çocuk öğrenci bursundan, ana-babasının yolladığı paradan arttırıp store dan forma alıyorsa ve ben bir kitap az aldım bir film az seyrettim ama kulübe katkı yaptım diye bağır bağır bağırmıyorsa; bir allah'ın kulu da çıkıp orada maç izledim burada maç izledim ben buradaki herkesten daha çok galatasaraylıyım, siz kimsiniz demeye cüret edemez.
bu yazılanlar sözlük ahalisine şirin görünmek için yazılmadı, eleştiren de çıkacaktır belki ama biz kendimize düşen görevi hiç olmazsa bu yolla yerine getirip bilgi, deneyim ve duygularımızı galatasaraylılarla paylaşarak bu koskocaman aileye bir şeyler katma çabasındayız.
yeri geldiğinde eleştirmektir, sabri yi galatasaray tv yi; yeri geldiğinde susmaktır, hakan şükür ile ilgili geçen sene fenerbahçe * maçından sonra yaşadığım bir olay sonucu öğrendiğim, birkaç kişi arasında kalan olay gibi; konuşulsaydı, basına yansıtılsaydı çok farklı şeyler yaşanacaktı ama, işte, kimi zaman eleştirmek kimi zaman susmaktır galatasaraylılığın gereği, asmak, kesmek değil; ahkam kesmek hiç değil.
tekrar yazıyorum; sözlük te kimse ile kişisel bir tanışıklığım yoktur; tüm yazdıklarım mahalle takimi nın yazdıkları karşısında kaleme alınan ve sadece beni bağlayan kelime ve cümlelerdir. katılmak yada katılmamak tüm okur yazar arkadaşların inisiyatifinde olan bir şeydir.
herşey galatasaray içindir; sami yen de maç izleyemeyen taraftar için de parken stadı nda kupa kaldırılışına tanık olan taraftar için de...
selametle...