58
türkiye'nin en zihni açık öğrencilerine sahip üniversitelerinin birinde kalem tutan, yazan-çizen topluluktur.
şu sıralar üniversitelerinde meydana gelen zorbalıklara karşı mücadele etmek durumunda kalan arkadaşları vardır. şunu söylemeliyim ki köfte ekmek yoksa ben yokum.
aslında bunun şakasını yapmak bile çirkin. o varsa ben yokum diye kendilerine önem atfedenlere sözüm...
buradaki mesele tüm ülkenin sorunudur. dünyanın en özgür alanı olması gereken yerdir akademi. tepeden atamalarla, ben yaptım oldu mantığıyla ülkenin her yerine sirayet etmiş biat anlayışının vuku bulduğunda da tepkinin en sert olanının gösterilmesi gereken yerdir ayrıca. hayatında akademik ortamı tatmamış, bilim hakkında en ufak fikri olmayanlarca kararlar alınmaya çalışılıyor ise, az buçuk kenarından o mürekkebi yalamış herkesin bir dakika kardeşim diyecek metaneti göstermesi gerekir. çürüttüğü dirseğe borcudur zira.
konuşulması gereken mesele zorbalıktır. konuşulması gereken mesele çöreklenme anlayışıdır. o destek vermiş bu destek vermiş bak olayı başka yere çekiyorlar diyerek ortalığı bulandırmaya çalışmak yalnızca zorbalığa yarar. atanan rektör isterse dünyanın en iyi akademisyeni olsun. sandığa inandığını söyleyen insanlarca seçim olmaksızın atanmış olmak durumu protesto etmek için yeterli bir sebeptir. protesto edenlere bakalım, protesto ediş şekline bakalım, protesto edilen mekana bakalım falan filan diyor olmak aymazlıktır. boğaziçililerin de zaten böyle sözüm ona desteğe ihtiyacı yoktur. sıra elbet size de gelir. sizin yerinize de kararlar alınır.
şu şu olursa ben desteklerim yoksa ben yokum diyen zaten hiç olmamıştır. zaten yoktur. zorbalığa karşı çığlık atan boğaziçili veya türkiye'nin hatta dünyanın neresinden insan olursa olsun, özgürlükler onlarla olsun...
şu sıralar üniversitelerinde meydana gelen zorbalıklara karşı mücadele etmek durumunda kalan arkadaşları vardır. şunu söylemeliyim ki köfte ekmek yoksa ben yokum.
aslında bunun şakasını yapmak bile çirkin. o varsa ben yokum diye kendilerine önem atfedenlere sözüm...
buradaki mesele tüm ülkenin sorunudur. dünyanın en özgür alanı olması gereken yerdir akademi. tepeden atamalarla, ben yaptım oldu mantığıyla ülkenin her yerine sirayet etmiş biat anlayışının vuku bulduğunda da tepkinin en sert olanının gösterilmesi gereken yerdir ayrıca. hayatında akademik ortamı tatmamış, bilim hakkında en ufak fikri olmayanlarca kararlar alınmaya çalışılıyor ise, az buçuk kenarından o mürekkebi yalamış herkesin bir dakika kardeşim diyecek metaneti göstermesi gerekir. çürüttüğü dirseğe borcudur zira.
konuşulması gereken mesele zorbalıktır. konuşulması gereken mesele çöreklenme anlayışıdır. o destek vermiş bu destek vermiş bak olayı başka yere çekiyorlar diyerek ortalığı bulandırmaya çalışmak yalnızca zorbalığa yarar. atanan rektör isterse dünyanın en iyi akademisyeni olsun. sandığa inandığını söyleyen insanlarca seçim olmaksızın atanmış olmak durumu protesto etmek için yeterli bir sebeptir. protesto edenlere bakalım, protesto ediş şekline bakalım, protesto edilen mekana bakalım falan filan diyor olmak aymazlıktır. boğaziçililerin de zaten böyle sözüm ona desteğe ihtiyacı yoktur. sıra elbet size de gelir. sizin yerinize de kararlar alınır.
şu şu olursa ben desteklerim yoksa ben yokum diyen zaten hiç olmamıştır. zaten yoktur. zorbalığa karşı çığlık atan boğaziçili veya türkiye'nin hatta dünyanın neresinden insan olursa olsun, özgürlükler onlarla olsun...