399
gene basit ama net bir skorla kazandigimiz mac oldu. iste budur ya, deplasmanda 0-1, 0-2, veyahut 1-2 gibi basit skorlarla kazanmayi aliskanlik haline getirdigimiz zaman sampiyonluga en buyuk aday olmusuz demektir.
daha once dedigim gibi senedir hatta senelerdir (2013’ten beri) deplasmanlarda galibiyeti koruyamayip macin 1-1’e 2-2’ye gelmesine engel olamadigimiz ya da 1-0/2-1 yenikken beraberligi yakalayamadigimiz icin 100’lerce puan ve en az iki-uc sampiyonluk biraktik. deplasmanda galibiyet aliskanligi kazanmamiz guzel. geriye derbilerden 6 macta en az 3 galibiyet hedefi kaldi. bu sene belamiz trabzon deplasman sanssizligini kirdik ama iki senedir su besiktas’a cok balik puanlar kaybediyoruz. fenerbahce’yi de daha sik yenmemiz lazim. artik kadikoy ugursuzlugu muydu sanssizligi miydi o da bitti. geriye rahat psikoloji ile hazirlanilan maclar kaldi.
hos gerci bu sezon korona yuzunden maclar seyircisiz oynandigi icin deplasman, ev sahipligi fark etmiyor ama en azindan anadolunun ucra koselerine seyahat etmesi de takimi yorar. hele bu vakit fiksturunde sivas, ankara, kayseri, hatta ara ara lige cikan erzurum gibi ic/dogu anadolu deplasmanlari varsa o soguk hic cekilmiyor. bu sezon bu vakit deplasmanlarinizin sicak iklim olmasi o yuzden en buyuk avantajimiz.
neyse konuyu baglayalim, derbi aliskanligindan once su deplasmanda tekleme sikintisini bir durduralim, anadolu takimlarina basit puanlar vermeyelim sonra derbi problemini cozeriz. zaten 2005-06 sezonunda fener’e iki macta da kaybedip 83 puanla sampiyon olduk. gene 2017-2018 sezonu ilk yari ne derbilerde ne de basaksehir’e karsi galibiyet alabildik. bir tek elimizde fener beraberligi vardi ama yine de ligdeki konumumuz iyi oldugundan sonra toparladik ve sampiyon olduk. basit ama net skorlarla kazanilan bu uc puanlar sampiyonlugun anahtaridir.
tabi tum bunlari toparladiktan sonra geriye avrupa’da o 2000-02 ve 2012-14 havasina burunmek eski gunlere donmek kaliyor.
daha once dedigim gibi senedir hatta senelerdir (2013’ten beri) deplasmanlarda galibiyeti koruyamayip macin 1-1’e 2-2’ye gelmesine engel olamadigimiz ya da 1-0/2-1 yenikken beraberligi yakalayamadigimiz icin 100’lerce puan ve en az iki-uc sampiyonluk biraktik. deplasmanda galibiyet aliskanligi kazanmamiz guzel. geriye derbilerden 6 macta en az 3 galibiyet hedefi kaldi. bu sene belamiz trabzon deplasman sanssizligini kirdik ama iki senedir su besiktas’a cok balik puanlar kaybediyoruz. fenerbahce’yi de daha sik yenmemiz lazim. artik kadikoy ugursuzlugu muydu sanssizligi miydi o da bitti. geriye rahat psikoloji ile hazirlanilan maclar kaldi.
hos gerci bu sezon korona yuzunden maclar seyircisiz oynandigi icin deplasman, ev sahipligi fark etmiyor ama en azindan anadolunun ucra koselerine seyahat etmesi de takimi yorar. hele bu vakit fiksturunde sivas, ankara, kayseri, hatta ara ara lige cikan erzurum gibi ic/dogu anadolu deplasmanlari varsa o soguk hic cekilmiyor. bu sezon bu vakit deplasmanlarinizin sicak iklim olmasi o yuzden en buyuk avantajimiz.
neyse konuyu baglayalim, derbi aliskanligindan once su deplasmanda tekleme sikintisini bir durduralim, anadolu takimlarina basit puanlar vermeyelim sonra derbi problemini cozeriz. zaten 2005-06 sezonunda fener’e iki macta da kaybedip 83 puanla sampiyon olduk. gene 2017-2018 sezonu ilk yari ne derbilerde ne de basaksehir’e karsi galibiyet alabildik. bir tek elimizde fener beraberligi vardi ama yine de ligdeki konumumuz iyi oldugundan sonra toparladik ve sampiyon olduk. basit ama net skorlarla kazanilan bu uc puanlar sampiyonlugun anahtaridir.
tabi tum bunlari toparladiktan sonra geriye avrupa’da o 2000-02 ve 2012-14 havasina burunmek eski gunlere donmek kaliyor.