21
sağolsunlar mevcut yönetimin yapamadıkları ile (transfer son sıralarda gelir) ilmek ilmek işleyerek galatasaray taraftarına hissettirdikleri ruh halidir. (özellikle 2020-2021 sezonu özelinde)
dediğm gibi transferi falan geçtim, "biz yönetilemiyoruz" sevgili dostlar.
"biz savunulamıyoruz".
rakipleri geçtim elin kıytırık kulüp başkanları bile lafı gediğine oturtup elini kolunu sallaya sallaya piyasada arz-ı endam ederken bizim sürekli beyaz sayfa açmaya meraklı yöneticilerimiz var.
rakiplerin oyuncuları çift dalarak bacak kırmalara yeltenip lütfen sarı kart görürken, senin oyuncuların bunların çok daha hafiflerinde patır patır sahadan atılırken "gık" diyemeyen bir yönetimimiz var.
lehine taç kararı verdi diye (bakın hatalı taç kararı demiyorum, çünkü bence doğruydu), yine penaltı kararı verildi diye (ki bu da doğru kere doğruydu) düdükleri astırılan hakemler varken, göçekler'in, özkahya'ların, hayatında ilk ve son kez 6 sn kuralını sana uygulayan alper ulusoy'ların hala maç alabilmesine etki edemeyen, ağzını açamayan bir yönetimiz var.
her hafta hakemle diyaloğu olan teknik direktörlerin, tff'ye, mhk'ye laf geçirip cezayı bırakın pfdk'ya sevk bile almayan yöneticilerin olduğu yerde bağıra bağıra senin teknik direktörüne 5 maç ceza çakıp, lütfedercesine 4'e düşüren tff'ye ağzını açmayı bırakın, bir de kendilerini mali genel kurulda ibra eden bir yönetimimiz var.
görüyorsunuz transfere gelene kadar neler var, hadi lafı geçti onu da söylemeden olmaz, rakibin limit mimit takmadan, arkadan dolanmada master degree işler yaparken, ağzında ciklet misali "setilmınt egrimınt", "satmadan alamıyoruz", "x kadar bütçemiz var, üstüne çıkamayız" cümlelerini ağzından düşürmeyen bir yönetimimiz var. (yanlış anlaşılmasın, elbette kuralları çiğnesinler demiyorum ama senin bulunduğun makam da çözüm bulma mecii, o zaman benden ya da bir başkasından ne farkınız kaldı, ne diye işgal edersiniz o koltukları?)
kısaca kulubün tff'de, masa başlarında, sahada, sosyal mecrada.......vs. afedersiniz anası b.llenirken "aman ağızımızın tadı kaçmasın ali rıza bey" modunda takılan bir yönetimimiz var.
haliyle hiç polyannacılık oynayacak hal kalmıyor insanda...
dediğm gibi transferi falan geçtim, "biz yönetilemiyoruz" sevgili dostlar.
"biz savunulamıyoruz".
rakipleri geçtim elin kıytırık kulüp başkanları bile lafı gediğine oturtup elini kolunu sallaya sallaya piyasada arz-ı endam ederken bizim sürekli beyaz sayfa açmaya meraklı yöneticilerimiz var.
rakiplerin oyuncuları çift dalarak bacak kırmalara yeltenip lütfen sarı kart görürken, senin oyuncuların bunların çok daha hafiflerinde patır patır sahadan atılırken "gık" diyemeyen bir yönetimimiz var.
lehine taç kararı verdi diye (bakın hatalı taç kararı demiyorum, çünkü bence doğruydu), yine penaltı kararı verildi diye (ki bu da doğru kere doğruydu) düdükleri astırılan hakemler varken, göçekler'in, özkahya'ların, hayatında ilk ve son kez 6 sn kuralını sana uygulayan alper ulusoy'ların hala maç alabilmesine etki edemeyen, ağzını açamayan bir yönetimiz var.
her hafta hakemle diyaloğu olan teknik direktörlerin, tff'ye, mhk'ye laf geçirip cezayı bırakın pfdk'ya sevk bile almayan yöneticilerin olduğu yerde bağıra bağıra senin teknik direktörüne 5 maç ceza çakıp, lütfedercesine 4'e düşüren tff'ye ağzını açmayı bırakın, bir de kendilerini mali genel kurulda ibra eden bir yönetimimiz var.
görüyorsunuz transfere gelene kadar neler var, hadi lafı geçti onu da söylemeden olmaz, rakibin limit mimit takmadan, arkadan dolanmada master degree işler yaparken, ağzında ciklet misali "setilmınt egrimınt", "satmadan alamıyoruz", "x kadar bütçemiz var, üstüne çıkamayız" cümlelerini ağzından düşürmeyen bir yönetimimiz var. (yanlış anlaşılmasın, elbette kuralları çiğnesinler demiyorum ama senin bulunduğun makam da çözüm bulma mecii, o zaman benden ya da bir başkasından ne farkınız kaldı, ne diye işgal edersiniz o koltukları?)
kısaca kulubün tff'de, masa başlarında, sahada, sosyal mecrada.......vs. afedersiniz anası b.llenirken "aman ağızımızın tadı kaçmasın ali rıza bey" modunda takılan bir yönetimimiz var.
haliyle hiç polyannacılık oynayacak hal kalmıyor insanda...