9
bu oyunu iyi bir şekilde oynamak için kadronun 3 özelliğe sahip olması lazım:
1- teknik
2- dinamizm
3- devamlılık
2018/2019 yılının bitimiyle fatih hocanın oyun görüşünde bir milat yaşandı. hoca bol pasa dayalı, yerden rakip kalenin önüne kadar giden bir taktiğe geçmek istedi. özellikle pas becerisi yüksek oyuncular transfer edildi ve takım taktik olarak sil baştan yeniden yapılandı. ama gerek transferde istenen adamlar alınmadı, gerekse de oyuncuların çoğu geç geldi ve ortaya inanılmaz kötü bir takım ortaya çıktı ve hocanın asıl düşüncesi pek anlaşılmadı. yani geçen sene kalite olarak takım yukarıdaki 1. maddeyi karşıladı ama diğerlerinde sınıfta kaldı. 2. yarıya ise takıma ömer, sarachi, emre akbaba ve nispeten onyekuru dahil edildi ve 2. madde de karşılandı ama 3. madde pandemi yüzünden yalan oldu ve takım ligi 6. bitirdi. bu sene ise takımın el frenleri diagne ve babel geri döndü, diğer saydığım dinamizm katan oyuncular ise ayrıldılar ya da form olarak düştüler yani hem 2. hem de 3. madde kafadan gitti. hele hele takımdaki teknik oyuncu sayısı da hemen hemen azalınca (özellikle orta sahada) takım bir ileri bir geri şekilde bu haftaya geldi. açıkça düşüncemi söyleyeceğim; fatih hocanın bu taktiğine saygı duyuyorum. hatta bazı maçlarda bunu çok iyi uyguladığımızı düşünüyorum ama bu devamlılık sıkıntısında ve nispeten kalite eksikliğinde asla ama asla istikrar gösterip şampiyon olamayız. bu imkansızlık içinde fatih hocanın 2017-2018 yılında kadroya göre temkinli ve garantici bir taktikle çıkmasını beklerdim. hoca, bir şeyi deniyor ki bu da çok büyük bir saygıyı haketmekle beraber bence boşa kürek çekmekten farklı değil. ffp kıskacında ve transfer beceriksizliği içerisinde, hele hele pandemi varken, daha pragmatist bir şekilde kontrollü ve geçiş hücumunu iyi yapan bir takım olsaydık şampiyonluk ihtimalimiz bugünden daha çok olurdu. ben 2018-2019 yılındaki o deplasmanlarda sıkıntı yaşayan ama özellikle geçiş hücumunu iyi yapan takımı bugünkü takıma tercih ederim.
1- teknik
2- dinamizm
3- devamlılık
2018/2019 yılının bitimiyle fatih hocanın oyun görüşünde bir milat yaşandı. hoca bol pasa dayalı, yerden rakip kalenin önüne kadar giden bir taktiğe geçmek istedi. özellikle pas becerisi yüksek oyuncular transfer edildi ve takım taktik olarak sil baştan yeniden yapılandı. ama gerek transferde istenen adamlar alınmadı, gerekse de oyuncuların çoğu geç geldi ve ortaya inanılmaz kötü bir takım ortaya çıktı ve hocanın asıl düşüncesi pek anlaşılmadı. yani geçen sene kalite olarak takım yukarıdaki 1. maddeyi karşıladı ama diğerlerinde sınıfta kaldı. 2. yarıya ise takıma ömer, sarachi, emre akbaba ve nispeten onyekuru dahil edildi ve 2. madde de karşılandı ama 3. madde pandemi yüzünden yalan oldu ve takım ligi 6. bitirdi. bu sene ise takımın el frenleri diagne ve babel geri döndü, diğer saydığım dinamizm katan oyuncular ise ayrıldılar ya da form olarak düştüler yani hem 2. hem de 3. madde kafadan gitti. hele hele takımdaki teknik oyuncu sayısı da hemen hemen azalınca (özellikle orta sahada) takım bir ileri bir geri şekilde bu haftaya geldi. açıkça düşüncemi söyleyeceğim; fatih hocanın bu taktiğine saygı duyuyorum. hatta bazı maçlarda bunu çok iyi uyguladığımızı düşünüyorum ama bu devamlılık sıkıntısında ve nispeten kalite eksikliğinde asla ama asla istikrar gösterip şampiyon olamayız. bu imkansızlık içinde fatih hocanın 2017-2018 yılında kadroya göre temkinli ve garantici bir taktikle çıkmasını beklerdim. hoca, bir şeyi deniyor ki bu da çok büyük bir saygıyı haketmekle beraber bence boşa kürek çekmekten farklı değil. ffp kıskacında ve transfer beceriksizliği içerisinde, hele hele pandemi varken, daha pragmatist bir şekilde kontrollü ve geçiş hücumunu iyi yapan bir takım olsaydık şampiyonluk ihtimalimiz bugünden daha çok olurdu. ben 2018-2019 yılındaki o deplasmanlarda sıkıntı yaşayan ama özellikle geçiş hücumunu iyi yapan takımı bugünkü takıma tercih ederim.