468
bu maçta şüpheleniyorum halil umut meler’den ve bunu da açıkça yazıyorum. erzurumspor-beşiktaş maçında, josef de souza’nın ayağı çime takılıp kendi kendine düşmesine bile beşiktaş lehine faul çalan hakemin (erzurum’un gol bulma ihtimali çok yüksek bir pozisyondu) tarafsız kalacağına inancım yok.
son zamanlarda türk hakemlerinde açık ve net bir u dönüşü sezdiğimi, adeta hepsinin beşiktaş için çırpındığını hissediyorum. yaşı kırk civarı olan futbolseverler, sinan engin’in birileriyle işbirliğini çok iyi hatırlar. ben yine bu cenahtan şüpheleniyorum acaba hakemler üzerinde baskı mı kuruldu diye. elimde tabi ki bir delil yok ama hislerim öyle diyor.
bu sinan engin çok patavatsız birisi. her ne kadar tvdeki söylemleri çok hoşgörülü olsa da içindeki canavarı perdelemek için böyle konuştuğundan şüphem yok. elindeki en küçük fırsatı bile türk futbolunu dinamitlemek için kullanacağını, organize suç örgütleri dahil her türlü oluşumla işbirliğine gidebileceğinden eminim. bu benim kanaatim tabi ki ve ayrıca geçmişte yaşananlar var.
karagümrük-galatasaray maçında olanlar ve sonuçta fatih terim’e verilen beş maçlık cezanın da tesadüf olduğuna asla inanmıyorum. beşiktaş’ın karagümrüklüler tribünü bu işin içinde ve hakemin de tehdit edildiği kanaati var bende. kim ne derse desin mustafa öğretmenoğlu o kadar haysiyetsiz kararlar verebilecek bir hakem değildi. karagümrük-galatasaray maçı öncesi süleyman hurma’yı beyaz tv’ye çıkarıp galatasaray’ın aleyhine konuşturan da, maçtan sonra çıkarıp kendisini savunmasına olanak sağlayan da sinan engin’dir. bunun aksini iddia edebilecek bir kişi var mı? abdulkerim durmaz diyenler olabilir ama abdulkerim durmaz’ı beyaz tvye getiren de orada tutan da sinan engin’dir.
elimizde bir futbol kalmıştı onda da kirlilik giderek artıyor. bu toplum şunu çok iyi bilmeli. huzur ve refah bulmak istiyorsa, bunu kendi gayret ve cesareti ile bulacaktır. kimse altın tepsi içinde sunmayacaktır. bunun da yolu, medeni ilkeler çerçevesinde işbirliği yapmak ve organize suç örgütlerine ve hukuksuzluğa karşı direnmektir. aksi halde meksika ve kolombiya gibi uyuşturucu kartellerinin ve organize suç örgütlerinin elinde can çekişen toplumlara döneriz.
atalarımız keyf için dememiş; ya devlet başa ya kuzgun leşe. devlet şu anda organize örgütlerin tasallutunda. düşünün ana muhalefet partisinin genel başkanı en açık şekilde tehdit edilmesine rağmen yargıdan tık yok. eğer medeni bir ülke olsaydık neler olurdu bir düşünün.
ülkemiz maalesef yine tersine gidiyor. hukukun, devletin yerini örgütler alıyor. bu gidiş bize 1980 öncesinde çok pahalıya mal olmuş yaklaşık on bin gencimizin katledilmesiyle sonuçlanmıştı. nice ocaklara ateş düşmüş, nice mağduriyetler yaşanmıştı. allah korusun ama bugünkü gidişin sonu da iyi gözükmüyor. birileri yine karanlık kapılar arkasında planlar yapıyor gibime geliyor.
nereden geldik buraya. ha halil umut meler ve 26 aralık 2020 trabzonspor maçı. iki engeli aşmamız gerekiyor. birincisi fatih terim’e olan nefreti nedeniyle takımını olağanüstü hormonlayacak olan abdullah avcı, diğeri hakem.
allah kolaylık versin.
not: yıllardır mehmet ağar için türkiye’nin kara kutusudur denir. galatasaray’a ve fatih terim’e şampiyonluklar kazandırdığı iddia edilir kanatlılar tarafından. peki fatih terim’e neredeyse 30 maç ceza verilirken bu mehmet ağar neredeydi? daha dün verilen beş maçlık cezayı neden engelleyemedi. üstelik aynı şeyleri (hatta daha ağırlarını) yaptığı halde komik cezalarla adeta ödüllendirilen sergen yalçın, şenol güneş, ahmet ağaoğlu, hasan kartal gibileri varken.
son zamanlarda türk hakemlerinde açık ve net bir u dönüşü sezdiğimi, adeta hepsinin beşiktaş için çırpındığını hissediyorum. yaşı kırk civarı olan futbolseverler, sinan engin’in birileriyle işbirliğini çok iyi hatırlar. ben yine bu cenahtan şüpheleniyorum acaba hakemler üzerinde baskı mı kuruldu diye. elimde tabi ki bir delil yok ama hislerim öyle diyor.
bu sinan engin çok patavatsız birisi. her ne kadar tvdeki söylemleri çok hoşgörülü olsa da içindeki canavarı perdelemek için böyle konuştuğundan şüphem yok. elindeki en küçük fırsatı bile türk futbolunu dinamitlemek için kullanacağını, organize suç örgütleri dahil her türlü oluşumla işbirliğine gidebileceğinden eminim. bu benim kanaatim tabi ki ve ayrıca geçmişte yaşananlar var.
karagümrük-galatasaray maçında olanlar ve sonuçta fatih terim’e verilen beş maçlık cezanın da tesadüf olduğuna asla inanmıyorum. beşiktaş’ın karagümrüklüler tribünü bu işin içinde ve hakemin de tehdit edildiği kanaati var bende. kim ne derse desin mustafa öğretmenoğlu o kadar haysiyetsiz kararlar verebilecek bir hakem değildi. karagümrük-galatasaray maçı öncesi süleyman hurma’yı beyaz tv’ye çıkarıp galatasaray’ın aleyhine konuşturan da, maçtan sonra çıkarıp kendisini savunmasına olanak sağlayan da sinan engin’dir. bunun aksini iddia edebilecek bir kişi var mı? abdulkerim durmaz diyenler olabilir ama abdulkerim durmaz’ı beyaz tvye getiren de orada tutan da sinan engin’dir.
elimizde bir futbol kalmıştı onda da kirlilik giderek artıyor. bu toplum şunu çok iyi bilmeli. huzur ve refah bulmak istiyorsa, bunu kendi gayret ve cesareti ile bulacaktır. kimse altın tepsi içinde sunmayacaktır. bunun da yolu, medeni ilkeler çerçevesinde işbirliği yapmak ve organize suç örgütlerine ve hukuksuzluğa karşı direnmektir. aksi halde meksika ve kolombiya gibi uyuşturucu kartellerinin ve organize suç örgütlerinin elinde can çekişen toplumlara döneriz.
atalarımız keyf için dememiş; ya devlet başa ya kuzgun leşe. devlet şu anda organize örgütlerin tasallutunda. düşünün ana muhalefet partisinin genel başkanı en açık şekilde tehdit edilmesine rağmen yargıdan tık yok. eğer medeni bir ülke olsaydık neler olurdu bir düşünün.
ülkemiz maalesef yine tersine gidiyor. hukukun, devletin yerini örgütler alıyor. bu gidiş bize 1980 öncesinde çok pahalıya mal olmuş yaklaşık on bin gencimizin katledilmesiyle sonuçlanmıştı. nice ocaklara ateş düşmüş, nice mağduriyetler yaşanmıştı. allah korusun ama bugünkü gidişin sonu da iyi gözükmüyor. birileri yine karanlık kapılar arkasında planlar yapıyor gibime geliyor.
nereden geldik buraya. ha halil umut meler ve 26 aralık 2020 trabzonspor maçı. iki engeli aşmamız gerekiyor. birincisi fatih terim’e olan nefreti nedeniyle takımını olağanüstü hormonlayacak olan abdullah avcı, diğeri hakem.
allah kolaylık versin.
not: yıllardır mehmet ağar için türkiye’nin kara kutusudur denir. galatasaray’a ve fatih terim’e şampiyonluklar kazandırdığı iddia edilir kanatlılar tarafından. peki fatih terim’e neredeyse 30 maç ceza verilirken bu mehmet ağar neredeydi? daha dün verilen beş maçlık cezayı neden engelleyemedi. üstelik aynı şeyleri (hatta daha ağırlarını) yaptığı halde komik cezalarla adeta ödüllendirilen sergen yalçın, şenol güneş, ahmet ağaoğlu, hasan kartal gibileri varken.


