203
penaltı pozisyonları ve kararlarıyla ilgili mhk hakem seminerinde “kolay penaltı istemiyoruz” direktifi verilmiş. bu direktif çok yanlış anlaşılabilecek, yanlış uygulamalara neden olabilecek bir direktif.
öncelikle benim penaltı pozisyonlarıyla ilgili değerlendirmelerim ile medyadaki yorumcu ve hakem eskilerinin değerlendirmelerinin çok farklı olduğunu belirtmek istiyorum. örneğin 15 kasım 2020 türkiye-rusya uluslar kupası maçında ozan tufan’a yapılan harekete ülkemizdeki yorumcuların ve hakem eskilerinin neredeyse tamamı penaltı değil yorumunu yaptı. penaltı diyen varsa da ben duymadım. bana göre ise o pozisyon iki defa penaltı. çünkü rus futbolcu hem ozan’ın koşu yolunu kapatıyor hem de sağ ayağına müdahale ediyor. ozan tufan ceza alanına hızla girdiğinden her iki hareket de dengesini bozacak ölçüde olduğundan penaltı kararı kesinlikle doğru. nitekim rus teknik direktör bile maç sonrasında penaltı konusunda sorulan soruya karşı karar yanlıştı demedi/diyemedi. çünkü penaltı olduğu konusunda şüphesi yoktu kanaatimce. penaltı pozisyonlarında futbolcuların hızı, yönü, taymingi çok önemlidir ve onların dengesini bozacak, topa vurmalarını engelleyecek ya da kötü vurmalarına neden olacak her türlü müdahale penaltıdır.
avrupa’da verilen penaltı kararlarını izliyorum. orada verilen penaltıların birçoğu bizde verilmiyor. özellikle alttan ve üstten midahalelerde futbolcunun dengesi bozulmuş ise tereddütsüz penaltı veriliyor ama bizde neredeyse el ense çekilmesine rağmen penaltı verilmiyor. halbuki ellerini rakibin beline saran, omzundan tutan futbolcular aleyhine penaltı kararı verilse ceza alanı içinde bu kadar itiş kakış olmayacak. bir de bizde bu itiş kakışlarda ilk faulü yapana, topa göre hakim konumda olan futbolcuya gidip çarpan futbolcuya dikkat edilmiyor. halbuki bunlar verilecek kararlarda çok önemlidir. ilk faulü yapan futbolcunun ve hakim pozisyondaki futbolcuya doğru gidip çarpışan futbolcu aleyhine karar vermek gerekir.
örnek verecek olursak; a takım futbolcusu ceza alanında ya da sahanın başka alanlarında b takımının futbolcusuna hafif bir omuz vurarak dengesini bozmuş ise, dengesi bozulan futbolcu da rakibine faul yapmış ise ilk omzu atan aleyhine faul verilmesi gerekir. ikinci faulü yapan futbolcunun hareketi daha ağır olsa bile. sarı ya da kırmızı kartlık hareketler tabi ki ayrıca değerlendirilmelidir. yani ikinci hareket kartlık bir hareket ise kart gösterilir ama atış yine de ilk faulü yapan oyuncunun aleyhine verilir.
yine özellikle havadan gelen toplarda bir oyuncu topun düşeceği alanda yerini almış ve hakim pozisyona geçmiş ise, rakip geri geri, yandan ya da arkadan gelerek ona çarpmış ise bir faul verilecekse hakim pozisyondaki oyuncu lehine verilmeli. çarpan oyuncunun niyeti tamamen topla oynamak olsa bile bu bir şeyi değiştirmez.
bu açıklamalar sonrasında gelelim şu ağlak rıza çalımbay’ın ağlamaya devam ettiği 21 kasım 2020 karagümrük-sivas maçı‘nda aleyhe verilen penaltı pozisyonuna. pozisyona yine birçok yorumcu ve hakem penaltı değil demiş. ben yine şaşkınım. sivaslı oyuncu hem eliyle mevlüt’ün omzundan hafif çekerek hem de sağ arka kalçasına sol diziyle hafifçe basarak topa vurmasını engelliyor ve dengesi bozulan mevlüt’ten önce topa müdahale etme avantajı elde ediyor. bu avantajını yani topa daha önce vurma ve gol yapma avantajını kaybedeceğini anlayan mevlüt de kendisini yere bırakıyor. tabi yorumcu ve hakem eskileri diyor ki o müdahale mevlüt’ü düşürecek derecede olmadığından pozisyon penaltı değil. halbuki düşürecek derecede olmasa da mevlüt’ün topa vurmasını engelleyecek derecede bir ihlal var ve bu penaltı için yeterli. mevlüt orada neden düşüyor? çünkü düşmese hakem o incelikli ihlali görmeyecek ve penaltıyı vermeyecek. çünkü hakemlerimize direktif verilmiş kolay penaltı istemiyoruz diye.
hatta karagümrük-sivas maçında karagümrük lehine verilmesi gereken bir penaltı daha var ama oyuncunun acemice hareketi nedeniyle karar tam tersine verilmiş. çünkü o pozisyonda caner osmanpaşa zamanlama hatası yaparak ayağını rakibinin koşu yoluna uzatarak kapatıyor ama karagümrüklü oyuncu çekinerek daha caner’e takılmadan bacağını sabitleyerek ve biraz da gereksiz yere açarak takılıp düşüyor. halbuki doğal koşusuna devam etse caner’in dizine çarpacak ve dengesi bozulup düşecek ve penaltıyı alacak. peki bu oyuncunun acemiliği penaltıya engel mi? asla engel değil ve o penaltı verilmeliydi. avrupa maçlarında bu pozisyonlar tereddütsüz veriliyor.
bu vesileyle rıza çalımbay’ın bir açıkgözlülüğünden de bahsetmek istiyorum. bu arkadaş sürekli hakemlerden şikayet ederek aklınca onları baskı altına almaya çalışıyor. anadolu takımlarının hem avrupa kupalarını hem de ligi götürmelerinin çok zor olduğunu ve küme düşme tehlikesinin de olduğunu bildiğinden hakemlere demek istiyor ki, benim takımıma biraz hoşgörülü olun. çünkü düşünün, 8 kasım 2020 sivas-galatasaray maçında otuz metre ilerden kullanılan taç atışı ile haksızca kazandıkları penaltıyı kaçırmalarına rağmen penaltı olmayan (çünkü ilk faulü sivaslı oyuncu yapıyor) ikinci pozisyon için ağlamaya, zırlamaya devam ediyor. hakemlere açıkça korkak diyor, oyun kurallarını bilmediklerini iddia ediyor, var uygulamalarını bilmediklerini söylüyor ama pfdk bu adama ceza da vermiyor. hayret ki ne hayret. neyse rıza çalımbay hinlik yapsa da ilahi adalet hiç şaşmıyor.
ekleme: ben bu entryi girdikten sonra trt spor’da bünyamin gezer mevlüt’ün pozisyonun kolay penaltı olduğunu, böyle penaltı verilemeyeceğini söyledi. hatta 30 ekim 2020’de oynanan trabzonspor-kasımpaşa maçında mwakaeme’ye yapılan hareketle karşılaştırıp o da bu da penaltı değil dedi. halbuki iki pozisyon çok farklı. mwakaeme’nin pozisyonunda, mwakaeme önde ve top ayağında iken arkadan gelen rakibini engellemek için duruyor ve çok hafif bir çarpışma olunca da kendisini yere bırakıyor. yani omuzdan çekme ya da kalçaya yüklenme yok. karagümrük-sivas maçında ise mevlüt tamamen topa hareketlenmişken sivaslı oyuncu hem omzundan çekiyor hem de arkadan kalçasına yüklenerek mevlüt’ün topa vurmasına engel oluyor. yani mevlüt’ün durması, arkadan gelen futbolcuyu engellemek istemesi gibi durum kesinlikle yok. işte bu farkları göremeyen hakem eskileri yanlış değerlendirmeler yaparak suyu bulandırıyorlar.
öncelikle benim penaltı pozisyonlarıyla ilgili değerlendirmelerim ile medyadaki yorumcu ve hakem eskilerinin değerlendirmelerinin çok farklı olduğunu belirtmek istiyorum. örneğin 15 kasım 2020 türkiye-rusya uluslar kupası maçında ozan tufan’a yapılan harekete ülkemizdeki yorumcuların ve hakem eskilerinin neredeyse tamamı penaltı değil yorumunu yaptı. penaltı diyen varsa da ben duymadım. bana göre ise o pozisyon iki defa penaltı. çünkü rus futbolcu hem ozan’ın koşu yolunu kapatıyor hem de sağ ayağına müdahale ediyor. ozan tufan ceza alanına hızla girdiğinden her iki hareket de dengesini bozacak ölçüde olduğundan penaltı kararı kesinlikle doğru. nitekim rus teknik direktör bile maç sonrasında penaltı konusunda sorulan soruya karşı karar yanlıştı demedi/diyemedi. çünkü penaltı olduğu konusunda şüphesi yoktu kanaatimce. penaltı pozisyonlarında futbolcuların hızı, yönü, taymingi çok önemlidir ve onların dengesini bozacak, topa vurmalarını engelleyecek ya da kötü vurmalarına neden olacak her türlü müdahale penaltıdır.
avrupa’da verilen penaltı kararlarını izliyorum. orada verilen penaltıların birçoğu bizde verilmiyor. özellikle alttan ve üstten midahalelerde futbolcunun dengesi bozulmuş ise tereddütsüz penaltı veriliyor ama bizde neredeyse el ense çekilmesine rağmen penaltı verilmiyor. halbuki ellerini rakibin beline saran, omzundan tutan futbolcular aleyhine penaltı kararı verilse ceza alanı içinde bu kadar itiş kakış olmayacak. bir de bizde bu itiş kakışlarda ilk faulü yapana, topa göre hakim konumda olan futbolcuya gidip çarpan futbolcuya dikkat edilmiyor. halbuki bunlar verilecek kararlarda çok önemlidir. ilk faulü yapan futbolcunun ve hakim pozisyondaki futbolcuya doğru gidip çarpışan futbolcu aleyhine karar vermek gerekir.
örnek verecek olursak; a takım futbolcusu ceza alanında ya da sahanın başka alanlarında b takımının futbolcusuna hafif bir omuz vurarak dengesini bozmuş ise, dengesi bozulan futbolcu da rakibine faul yapmış ise ilk omzu atan aleyhine faul verilmesi gerekir. ikinci faulü yapan futbolcunun hareketi daha ağır olsa bile. sarı ya da kırmızı kartlık hareketler tabi ki ayrıca değerlendirilmelidir. yani ikinci hareket kartlık bir hareket ise kart gösterilir ama atış yine de ilk faulü yapan oyuncunun aleyhine verilir.
yine özellikle havadan gelen toplarda bir oyuncu topun düşeceği alanda yerini almış ve hakim pozisyona geçmiş ise, rakip geri geri, yandan ya da arkadan gelerek ona çarpmış ise bir faul verilecekse hakim pozisyondaki oyuncu lehine verilmeli. çarpan oyuncunun niyeti tamamen topla oynamak olsa bile bu bir şeyi değiştirmez.
bu açıklamalar sonrasında gelelim şu ağlak rıza çalımbay’ın ağlamaya devam ettiği 21 kasım 2020 karagümrük-sivas maçı‘nda aleyhe verilen penaltı pozisyonuna. pozisyona yine birçok yorumcu ve hakem penaltı değil demiş. ben yine şaşkınım. sivaslı oyuncu hem eliyle mevlüt’ün omzundan hafif çekerek hem de sağ arka kalçasına sol diziyle hafifçe basarak topa vurmasını engelliyor ve dengesi bozulan mevlüt’ten önce topa müdahale etme avantajı elde ediyor. bu avantajını yani topa daha önce vurma ve gol yapma avantajını kaybedeceğini anlayan mevlüt de kendisini yere bırakıyor. tabi yorumcu ve hakem eskileri diyor ki o müdahale mevlüt’ü düşürecek derecede olmadığından pozisyon penaltı değil. halbuki düşürecek derecede olmasa da mevlüt’ün topa vurmasını engelleyecek derecede bir ihlal var ve bu penaltı için yeterli. mevlüt orada neden düşüyor? çünkü düşmese hakem o incelikli ihlali görmeyecek ve penaltıyı vermeyecek. çünkü hakemlerimize direktif verilmiş kolay penaltı istemiyoruz diye.
hatta karagümrük-sivas maçında karagümrük lehine verilmesi gereken bir penaltı daha var ama oyuncunun acemice hareketi nedeniyle karar tam tersine verilmiş. çünkü o pozisyonda caner osmanpaşa zamanlama hatası yaparak ayağını rakibinin koşu yoluna uzatarak kapatıyor ama karagümrüklü oyuncu çekinerek daha caner’e takılmadan bacağını sabitleyerek ve biraz da gereksiz yere açarak takılıp düşüyor. halbuki doğal koşusuna devam etse caner’in dizine çarpacak ve dengesi bozulup düşecek ve penaltıyı alacak. peki bu oyuncunun acemiliği penaltıya engel mi? asla engel değil ve o penaltı verilmeliydi. avrupa maçlarında bu pozisyonlar tereddütsüz veriliyor.
bu vesileyle rıza çalımbay’ın bir açıkgözlülüğünden de bahsetmek istiyorum. bu arkadaş sürekli hakemlerden şikayet ederek aklınca onları baskı altına almaya çalışıyor. anadolu takımlarının hem avrupa kupalarını hem de ligi götürmelerinin çok zor olduğunu ve küme düşme tehlikesinin de olduğunu bildiğinden hakemlere demek istiyor ki, benim takımıma biraz hoşgörülü olun. çünkü düşünün, 8 kasım 2020 sivas-galatasaray maçında otuz metre ilerden kullanılan taç atışı ile haksızca kazandıkları penaltıyı kaçırmalarına rağmen penaltı olmayan (çünkü ilk faulü sivaslı oyuncu yapıyor) ikinci pozisyon için ağlamaya, zırlamaya devam ediyor. hakemlere açıkça korkak diyor, oyun kurallarını bilmediklerini iddia ediyor, var uygulamalarını bilmediklerini söylüyor ama pfdk bu adama ceza da vermiyor. hayret ki ne hayret. neyse rıza çalımbay hinlik yapsa da ilahi adalet hiç şaşmıyor.
ekleme: ben bu entryi girdikten sonra trt spor’da bünyamin gezer mevlüt’ün pozisyonun kolay penaltı olduğunu, böyle penaltı verilemeyeceğini söyledi. hatta 30 ekim 2020’de oynanan trabzonspor-kasımpaşa maçında mwakaeme’ye yapılan hareketle karşılaştırıp o da bu da penaltı değil dedi. halbuki iki pozisyon çok farklı. mwakaeme’nin pozisyonunda, mwakaeme önde ve top ayağında iken arkadan gelen rakibini engellemek için duruyor ve çok hafif bir çarpışma olunca da kendisini yere bırakıyor. yani omuzdan çekme ya da kalçaya yüklenme yok. karagümrük-sivas maçında ise mevlüt tamamen topa hareketlenmişken sivaslı oyuncu hem omzundan çekiyor hem de arkadan kalçasına yüklenerek mevlüt’ün topa vurmasına engel oluyor. yani mevlüt’ün durması, arkadan gelen futbolcuyu engellemek istemesi gibi durum kesinlikle yok. işte bu farkları göremeyen hakem eskileri yanlış değerlendirmeler yaparak suyu bulandırıyorlar.