281
memleketimin takımı.
1966 yılında kurulmuş olan denizlispor'un renkleri yeşil siyahtır.
bir de stad ile ilgili bir şeyler belirtmek istiyorum. ülkemizin kurucusu mustafa kemal atatürk'ün ismini taşıyan bir kaç staddan biri, yenilere hiç ülkemizin kurucusunun adı verilmezken eskilerini birbir yıkıyorlar. denizli'ye de yeni stad yapılacakmış, ne zaman yapılır bilmiyorum. umarım ismi aynı şekilde kalır. bildiğiniz üzere denizlispor'un stadı fair play anlamında da önemli bir örnekti, tel örgü olmayan stad idi, stadımız çınar meydanı'ndan sonra çatalçeşme'yi geçince tarihi denizli lisesi'nin hemen yanında yer alır.
futbolseverler olarak denizlispor dendiğinde iki şey akla gelir; bunlardan biri 2002-03 sezonunda denizlispor'un uefa'da gösterdiği başarıdır, o dönem sırasıyla loirent, sparta prag ve olimpik lyon'u elemesidir. o dönem 4. turda ise jose mourinho'nun fc porto'suna elendik, eğer yanlış hatırlamıyorsam deplasmanda ilk yarı 0-0 bitmesine rağmen ikinci yarı denizlispor 6-1 mağlup olmuştu, rövanşta denizli'deki maç ise 2-2 bitmişti, bu elendiğimiz porto zaten o yıl uefa kupasını, ertesi yıl da şampiyonlar ligi'ni kazanmıştı.
denizlispor'un tarihinde bu başarı çok önemlidir.
bunların dışında bahsedeceğim ikinci şey ise biz galatasaraylıların çok iyi hatırladığı 2006 yılında oynanan fenerbahçe maçıdır. bununla ilgili bu maçın öncesiyle ilgili bir şeyler yazmak istiyorum. sanırım 1 hafta öncesinde bizim inönü'de bjk maçımız vardı ve maçın son bölümüne 1-0 yenik girmiştik. o dönem denizli cumhuriyet lisesi'nde öğrenciyim, aynı zamanda da lisenin pansiyonunda kalıyoruz, denizli'yi bilen arkadaşlar bilirler, pansiyon ve okul aynı avluda karşı karşıya, neyse biz pansiyon öğrencileri olarak akşam okula etüte gidiyorduk, o dönem bizle okuyan arkadaşlar varsa iyi bilirler. :) tabi etütteyiz, hasan kabze'nin tinercilere attığı golden sonra millet sanki golü bekliyormuş gibi herkes sınıftan dışarı çıkıp sevinmişti. :) öyle güzel bir anımızdır bu o dönem yaşadığımız. :)
neyse işte ertesi hafta denizli'de denizlispor fenerbahçe'ye karşı oynayacaktı. maçı biliyorsunuz yusuf şimşek'in asisti sonrası musfata keçeli çok güzel bir gol atmıştı. :) ve şikeciler denizli'de denizlispor'umuzu yenemezken biz içerde kayserispor'u 3-0 yenip şampiyonluğumuzu kazanmıştık. bu şampiyonluk bildiğiniz üzere çok anlamlıydı.
işte memleketimin takımı denizlispor dendiği zaman akla gelen ilk iki şey bunlardır diyebiliriz. :)
bir de takımın son durumuyla yani şu an ile ilgili bir şeyler söyleyip noktalamak istiyorum; takımda subotic ve rodallega dışında nerdeyse lig kalitesinde futbolcu yok, tecrübesi olmayan adamları nerden nasıl getiriyorlar bilmiyorum, tek bildiğim takımın şu anki yönetiminin çok kötü olması, başkan ve ekibi sanırım futboldan anlamıyor veya danıştıkları kişinin futbolla ilgisi yok, yani bunun başka türlü açıklaması olamaz. umarım ocak ayında en azından ligi bilen 2-3 isim alınır da memleketimin takımı küme düşme tehlikesiyle karşı karşıya kalmaz.
bu şekilde noktalayalım entryimizi.
1966 yılında kurulmuş olan denizlispor'un renkleri yeşil siyahtır.
bir de stad ile ilgili bir şeyler belirtmek istiyorum. ülkemizin kurucusu mustafa kemal atatürk'ün ismini taşıyan bir kaç staddan biri, yenilere hiç ülkemizin kurucusunun adı verilmezken eskilerini birbir yıkıyorlar. denizli'ye de yeni stad yapılacakmış, ne zaman yapılır bilmiyorum. umarım ismi aynı şekilde kalır. bildiğiniz üzere denizlispor'un stadı fair play anlamında da önemli bir örnekti, tel örgü olmayan stad idi, stadımız çınar meydanı'ndan sonra çatalçeşme'yi geçince tarihi denizli lisesi'nin hemen yanında yer alır.
futbolseverler olarak denizlispor dendiğinde iki şey akla gelir; bunlardan biri 2002-03 sezonunda denizlispor'un uefa'da gösterdiği başarıdır, o dönem sırasıyla loirent, sparta prag ve olimpik lyon'u elemesidir. o dönem 4. turda ise jose mourinho'nun fc porto'suna elendik, eğer yanlış hatırlamıyorsam deplasmanda ilk yarı 0-0 bitmesine rağmen ikinci yarı denizlispor 6-1 mağlup olmuştu, rövanşta denizli'deki maç ise 2-2 bitmişti, bu elendiğimiz porto zaten o yıl uefa kupasını, ertesi yıl da şampiyonlar ligi'ni kazanmıştı.
denizlispor'un tarihinde bu başarı çok önemlidir.
bunların dışında bahsedeceğim ikinci şey ise biz galatasaraylıların çok iyi hatırladığı 2006 yılında oynanan fenerbahçe maçıdır. bununla ilgili bu maçın öncesiyle ilgili bir şeyler yazmak istiyorum. sanırım 1 hafta öncesinde bizim inönü'de bjk maçımız vardı ve maçın son bölümüne 1-0 yenik girmiştik. o dönem denizli cumhuriyet lisesi'nde öğrenciyim, aynı zamanda da lisenin pansiyonunda kalıyoruz, denizli'yi bilen arkadaşlar bilirler, pansiyon ve okul aynı avluda karşı karşıya, neyse biz pansiyon öğrencileri olarak akşam okula etüte gidiyorduk, o dönem bizle okuyan arkadaşlar varsa iyi bilirler. :) tabi etütteyiz, hasan kabze'nin tinercilere attığı golden sonra millet sanki golü bekliyormuş gibi herkes sınıftan dışarı çıkıp sevinmişti. :) öyle güzel bir anımızdır bu o dönem yaşadığımız. :)
neyse işte ertesi hafta denizli'de denizlispor fenerbahçe'ye karşı oynayacaktı. maçı biliyorsunuz yusuf şimşek'in asisti sonrası musfata keçeli çok güzel bir gol atmıştı. :) ve şikeciler denizli'de denizlispor'umuzu yenemezken biz içerde kayserispor'u 3-0 yenip şampiyonluğumuzu kazanmıştık. bu şampiyonluk bildiğiniz üzere çok anlamlıydı.
işte memleketimin takımı denizlispor dendiği zaman akla gelen ilk iki şey bunlardır diyebiliriz. :)
bir de takımın son durumuyla yani şu an ile ilgili bir şeyler söyleyip noktalamak istiyorum; takımda subotic ve rodallega dışında nerdeyse lig kalitesinde futbolcu yok, tecrübesi olmayan adamları nerden nasıl getiriyorlar bilmiyorum, tek bildiğim takımın şu anki yönetiminin çok kötü olması, başkan ve ekibi sanırım futboldan anlamıyor veya danıştıkları kişinin futbolla ilgisi yok, yani bunun başka türlü açıklaması olamaz. umarım ocak ayında en azından ligi bilen 2-3 isim alınır da memleketimin takımı küme düşme tehlikesiyle karşı karşıya kalmaz.
bu şekilde noktalayalım entryimizi.