294
nereden tutarsak tutalım elimizde kalıyor.
kısaca bahsetmek gerekirse, alanyaspor'un iyi formu ve iyi oyunundan ötürü ufak bir endişem vardı maç ile alakalı. ilk yarıda da zaten hiçbir şey oynamazken piyangodan yakaladığımız penaltıyı gole çevirdik. lakin ilk yarısının sonunda kabus gibi 3-4 dakika içinde hem gol yiyip hem de 10 kişi kalınca koca 45-50 dakika nasıl biter diye endişelenmedim desem yalan olur.
ikinci yarı başında hocanın falcao-belhanda ve emre akbaba-ömer bayram değişiklikleri bana göre takımın direncini oldukça yükseltti. bu sayede de her ne kadar pozisyon versek de son dakikaya kadar maçın içinde kaldık. verilmeyen golümüzde kılı kırk yaracak boyutta incelemeler yapılmasa muhtemelen en kötü 1 puanla da ayrılırdık maçtan.
beni asıl üzen, dehşete düşüren, canımı sıkan konu ise son 10-15 dakikadaki görüntümüz. alanyaspor neredeyse tek kale oynadı ve yarı sahamızdan bile çıkamadık. bunda elbette 1 kişi eksik oynamamızın payı var fakat performansını genel olarak beğeniyor olsam da fatih'in hemen her topu uzun kale vuruşuyla başlatmasının da payı büyük. topu sürekli hücum bile yapamadan veya yarı sahaya geçemeden rakibe teslim etmiş ve savunmak zorunda kalmış olduk. o dakikalarda golün geleceği o kadar barizdi ki, bu 85'te olmak yerine 95'te oldu sadece.
dikkat çekmek istediğim diğer konu ise son dakikada oyuna arda turan'ın girmesiydi. şimdi şöyle bir görüntü çizeyim müsaadenizle: rakip haldır haldır geliyor ve 10 kişi kalmamızın avantajını kullanmak için saldırıyor ve arka güvenliğini de hiçe sayıyor. o dakikalarda tam olarak ihtiyaç duyduğumuz oyuncu tipi kimdir? onyekuru veya bruma. topu alıp hızlanacak, süratli bir adam. kadromuzda bu tipte 1 adam (yazıyla bir) bile olmadığı için o dakikalarda ihtiyaç duyduğumuz oyuncu tipinin tam tersi olan arda giriyor.
bunu düşününce gerçekten yıkılıyor insan.
45-50 maç oynayacağımız sezona başladığımız kadro bu ve biz daha 5. hafta sonunda bunları yaşamak zorunda kalıyoruz.
kısaca bahsetmek gerekirse, alanyaspor'un iyi formu ve iyi oyunundan ötürü ufak bir endişem vardı maç ile alakalı. ilk yarıda da zaten hiçbir şey oynamazken piyangodan yakaladığımız penaltıyı gole çevirdik. lakin ilk yarısının sonunda kabus gibi 3-4 dakika içinde hem gol yiyip hem de 10 kişi kalınca koca 45-50 dakika nasıl biter diye endişelenmedim desem yalan olur.
ikinci yarı başında hocanın falcao-belhanda ve emre akbaba-ömer bayram değişiklikleri bana göre takımın direncini oldukça yükseltti. bu sayede de her ne kadar pozisyon versek de son dakikaya kadar maçın içinde kaldık. verilmeyen golümüzde kılı kırk yaracak boyutta incelemeler yapılmasa muhtemelen en kötü 1 puanla da ayrılırdık maçtan.
beni asıl üzen, dehşete düşüren, canımı sıkan konu ise son 10-15 dakikadaki görüntümüz. alanyaspor neredeyse tek kale oynadı ve yarı sahamızdan bile çıkamadık. bunda elbette 1 kişi eksik oynamamızın payı var fakat performansını genel olarak beğeniyor olsam da fatih'in hemen her topu uzun kale vuruşuyla başlatmasının da payı büyük. topu sürekli hücum bile yapamadan veya yarı sahaya geçemeden rakibe teslim etmiş ve savunmak zorunda kalmış olduk. o dakikalarda golün geleceği o kadar barizdi ki, bu 85'te olmak yerine 95'te oldu sadece.
dikkat çekmek istediğim diğer konu ise son dakikada oyuna arda turan'ın girmesiydi. şimdi şöyle bir görüntü çizeyim müsaadenizle: rakip haldır haldır geliyor ve 10 kişi kalmamızın avantajını kullanmak için saldırıyor ve arka güvenliğini de hiçe sayıyor. o dakikalarda tam olarak ihtiyaç duyduğumuz oyuncu tipi kimdir? onyekuru veya bruma. topu alıp hızlanacak, süratli bir adam. kadromuzda bu tipte 1 adam (yazıyla bir) bile olmadığı için o dakikalarda ihtiyaç duyduğumuz oyuncu tipinin tam tersi olan arda giriyor.
bunu düşününce gerçekten yıkılıyor insan.
45-50 maç oynayacağımız sezona başladığımız kadro bu ve biz daha 5. hafta sonunda bunları yaşamak zorunda kalıyoruz.