287
fatih hocayı seviyoruz ama bazı gerçekleri görememek artık bağnazlıktan öteye de geçmiyor. yönetimin transfer yapamaması zaten skandal üzerine skandaldır. hızlı adam eksilten forvetleri çalıştıracak kanat dedik, mbaye diagne satılsın yerine doğru düzgün fiziğini kullanan genç pivot santrafor dedik, marcaoyu ve luyindamayı satmak marifet değil yönetim işini yapacak feghouliyi, babeli, belhandayı, hevesimizi parçalayan falcaoyu satacak dedik ama bu kadar rezaleti kimse zaten beklemiyordu. yönetim transfer döneminde galatasarayın geleceğini çalmıştır. bunları baştan yazmak istedim, bu başarısızlıkta herkesin elden ele payı var.
transfer dönemi artık kapandı, günahıyla sevabıyla ka pan dı. gerçeklere ve bugüne dönüp bakmazsak bu sene de net sonumuz o kadar belli ki ben bu filmi çok defa izledim.
gelelim bugün yaptığımız müsabakaya. biz ilk haftalarda hangi takımı izlemişiz benim aklım almıyor. tabi ki iki üç maçta guardiolanın barcası gibi oynamıyorduk ama en azından bir sistemimiz, bir diriliğimiz, saha içinde beraber hareket eden bir takım görüntümüz vardı. hadi avrupa maçları dedik, takım o kadar fiziksel yükleme sonrası yoğun fikstürden(tr şartlarına göre!) yorgundur dedik bazı maçları görmezden geldikte, bu maçı da milli takım arasından döndük deyip es geçebilen ya polyannacılık yapıyordur ya da bu işten sıyrılmanın en kolay yolunu bulduğunu sanıyordur.
bakın her şeyi geçtim fatih hocam aylardır sakat olup antreman maçlarında bile oynadığı meçhul olan emre akbabayı ligin en diri takımına karşı damdan düşer gibi önceki maçlarda 1 dk süre bile almadan nasıl ilk 11 çıkarıyoruz ben bunu kabul etmem. zaten sahanın her bölgesinde kora kor çarpışmamız gerekirken fiziken hazır olmayan bir adamı oynatıp bu o adamı harcamak değildir de nedir? sen buralar emekli selçuk inan yerine taylan antalyalı oynasın dendiğinde ben kimseyi harcamam deyip şimdi akbabayı da harcamış olmadın mı? okuduğum bütün yorumlar akbabanın futbolculuğunun sorgulandığı hakkında, ona da günah bize de günah.
ikinci noktaya gelirsem senelerdir bir takım hiç mi duran top çalışmaz. bunu bir allahın kulu neden dile getirmiyor. en son duran top organizasyonumuzu ne zaman yaptık hatırlayan var mı? hangi kornerimiz doğru, hangi frikikten tehlike yaratıyoruz doğru düzgün veya koskoca galatasarayın frikiği gole çevirebilecek bir oyunucusunun bile olmaması kimseyi neden rahatsız etmiyor?
ben bu satırları yazarken fatih hoca bu maçı 10 kişi kaldığımızdan dolayı verdik dedi. hocam biz de galatasaraylıyız ama saçma sapan bir hatadan öne geçtik ki takımın pozisyona girebilme yeteneği zaten o kadar yok ki gol attığımızda nasıl olsa başımıza bir şey gelecek diye düşünen hatta sevinemeyen tek ben olamam? sana göre bu maçta organize olamama, hücuma çıkamama, defansta açıklar vermemiz değil de bu maçın tek sorumlusu etobo mudur? sen zaten akbabayla başlayarak daha birinci dakikadan takımı 10 kişi bırakmadın mı? 11 e 11 oynarken oyunumuz iyi miydi ki eksik kalınca maçı verdik? takımın senelerdir koskocaman sadece bireysel yetenek üzerine kurulu ol(may)an oyun planından ne zaman vazgeçeceğiz? neden takımda futbolcular top kontrolünü bile yapamıyor? yanda ki arkadaşına doğru düzgün pas atamıyor? antremanlar mı yanlış? futbolcularımızın özgüvensel problemleri mi var? yoksa daha beteri o yeteneklerini mi kaybetmişler? yeteri kadar çalışmıyor muyuz?
klüpte bütün görevliler aynayı kendine tutarak bir değerlendirme yapmak zorundadır. bu sene geçmemiz gereken tek takım var o da fenerbahçe ya bu kadar basit.
daha ligin ilk haftaları daha çok su akar diyenlere şimdiden söylüyorum, yazının başında ben bu filmi çok izledim derken size filmin sonunu da söyleyeyim, eğer doğruları yapmaya başlamazsak bu oyun galatasarayın ya 'hep' ya 'hiç' sezonlarından klasiği olan koskocaman 'hiç' sezonudur.
transfer dönemi artık kapandı, günahıyla sevabıyla ka pan dı. gerçeklere ve bugüne dönüp bakmazsak bu sene de net sonumuz o kadar belli ki ben bu filmi çok defa izledim.
gelelim bugün yaptığımız müsabakaya. biz ilk haftalarda hangi takımı izlemişiz benim aklım almıyor. tabi ki iki üç maçta guardiolanın barcası gibi oynamıyorduk ama en azından bir sistemimiz, bir diriliğimiz, saha içinde beraber hareket eden bir takım görüntümüz vardı. hadi avrupa maçları dedik, takım o kadar fiziksel yükleme sonrası yoğun fikstürden(tr şartlarına göre!) yorgundur dedik bazı maçları görmezden geldikte, bu maçı da milli takım arasından döndük deyip es geçebilen ya polyannacılık yapıyordur ya da bu işten sıyrılmanın en kolay yolunu bulduğunu sanıyordur.
bakın her şeyi geçtim fatih hocam aylardır sakat olup antreman maçlarında bile oynadığı meçhul olan emre akbabayı ligin en diri takımına karşı damdan düşer gibi önceki maçlarda 1 dk süre bile almadan nasıl ilk 11 çıkarıyoruz ben bunu kabul etmem. zaten sahanın her bölgesinde kora kor çarpışmamız gerekirken fiziken hazır olmayan bir adamı oynatıp bu o adamı harcamak değildir de nedir? sen buralar emekli selçuk inan yerine taylan antalyalı oynasın dendiğinde ben kimseyi harcamam deyip şimdi akbabayı da harcamış olmadın mı? okuduğum bütün yorumlar akbabanın futbolculuğunun sorgulandığı hakkında, ona da günah bize de günah.
ikinci noktaya gelirsem senelerdir bir takım hiç mi duran top çalışmaz. bunu bir allahın kulu neden dile getirmiyor. en son duran top organizasyonumuzu ne zaman yaptık hatırlayan var mı? hangi kornerimiz doğru, hangi frikikten tehlike yaratıyoruz doğru düzgün veya koskoca galatasarayın frikiği gole çevirebilecek bir oyunucusunun bile olmaması kimseyi neden rahatsız etmiyor?
ben bu satırları yazarken fatih hoca bu maçı 10 kişi kaldığımızdan dolayı verdik dedi. hocam biz de galatasaraylıyız ama saçma sapan bir hatadan öne geçtik ki takımın pozisyona girebilme yeteneği zaten o kadar yok ki gol attığımızda nasıl olsa başımıza bir şey gelecek diye düşünen hatta sevinemeyen tek ben olamam? sana göre bu maçta organize olamama, hücuma çıkamama, defansta açıklar vermemiz değil de bu maçın tek sorumlusu etobo mudur? sen zaten akbabayla başlayarak daha birinci dakikadan takımı 10 kişi bırakmadın mı? 11 e 11 oynarken oyunumuz iyi miydi ki eksik kalınca maçı verdik? takımın senelerdir koskocaman sadece bireysel yetenek üzerine kurulu ol(may)an oyun planından ne zaman vazgeçeceğiz? neden takımda futbolcular top kontrolünü bile yapamıyor? yanda ki arkadaşına doğru düzgün pas atamıyor? antremanlar mı yanlış? futbolcularımızın özgüvensel problemleri mi var? yoksa daha beteri o yeteneklerini mi kaybetmişler? yeteri kadar çalışmıyor muyuz?
klüpte bütün görevliler aynayı kendine tutarak bir değerlendirme yapmak zorundadır. bu sene geçmemiz gereken tek takım var o da fenerbahçe ya bu kadar basit.
daha ligin ilk haftaları daha çok su akar diyenlere şimdiden söylüyorum, yazının başında ben bu filmi çok izledim derken size filmin sonunu da söyleyeyim, eğer doğruları yapmaya başlamazsak bu oyun galatasarayın ya 'hep' ya 'hiç' sezonlarından klasiği olan koskocaman 'hiç' sezonudur.