11
babasının siyasi kimliği beşiktaş kongre seçimlerinde kullanılmasına rağmen, kendisini başarıya ulaştıramamıştır, çünkü demirören'in yönetimde olduğu yıllarda 16000 civarında seyreden üye sayısı 20000'e çıkmıştır ve bunlardan en az 3000'ü kendisine yakın adaylardır. bunların yanında demirören içerdeki kemikleşmiş gruplara da hakimdir.
murat aksu babasının siyasi kimliğini nasıl kullanmıştır? anadolu'daki beşiktaş jimnastik kulubü'nün destekçisi derneklere, valilikler kanalı ile baskı yapılmıştır. tabiri caiz ise akp'yi arkasına alan aksu yine de başarılı olamamıştır çünkü beşiktaş'ın (aynı zamanda bizim de) üyelerinin profili genel olarak akp'ya yakın değildir. ancak çok acı olarak görüyoruz ki bu anlayış beşiktaş'ın içine yavaş yavaş yerleşmektedir. taraftarının çoğu solcuyum diye geçinir, yönetim ise atatürkçülük çizgisinden taviz vermemeye çalışır- ki bence istanbul'un üç büyük kulübüne de bu yakışır. şu ana kadar üç büyüklerde herhangi bir siyasi hakimiyet kurulamamıştır.
eğer bir gün murat aksu'yu- ya da bu anlayışa yakın birini- beşiktaş'ta başkan görürsek bir sonraki belediye seçimlerinde ve/veya iktidar seçilirken beşiktaş ilçesi oyları chp'den akp'ye ciddi oranda kayacaktır çünkü istanbul'da ilçesi ile ciddi anlamda iç içe olan tek kulüp beşiktaş'dır (galatasaray'ımızın beyoğlu'nda/mecidiyeköy'de, fenerbahçe'nin ise kadıköy'de bu kadar hakimiyeti mevcut değildir).
bu sebeplerle sporda seçim savaşlarına siyaset ciddi anlamda bulaşmaktadır. şahsım adına bunu büyük paraların/reklamın döndüğü üç büyükler camiasında görmek beni üzüyor.
(bkz: spora siyaset karıştırmak)
murat aksu babasının siyasi kimliğini nasıl kullanmıştır? anadolu'daki beşiktaş jimnastik kulubü'nün destekçisi derneklere, valilikler kanalı ile baskı yapılmıştır. tabiri caiz ise akp'yi arkasına alan aksu yine de başarılı olamamıştır çünkü beşiktaş'ın (aynı zamanda bizim de) üyelerinin profili genel olarak akp'ya yakın değildir. ancak çok acı olarak görüyoruz ki bu anlayış beşiktaş'ın içine yavaş yavaş yerleşmektedir. taraftarının çoğu solcuyum diye geçinir, yönetim ise atatürkçülük çizgisinden taviz vermemeye çalışır- ki bence istanbul'un üç büyük kulübüne de bu yakışır. şu ana kadar üç büyüklerde herhangi bir siyasi hakimiyet kurulamamıştır.
eğer bir gün murat aksu'yu- ya da bu anlayışa yakın birini- beşiktaş'ta başkan görürsek bir sonraki belediye seçimlerinde ve/veya iktidar seçilirken beşiktaş ilçesi oyları chp'den akp'ye ciddi oranda kayacaktır çünkü istanbul'da ilçesi ile ciddi anlamda iç içe olan tek kulüp beşiktaş'dır (galatasaray'ımızın beyoğlu'nda/mecidiyeköy'de, fenerbahçe'nin ise kadıköy'de bu kadar hakimiyeti mevcut değildir).
bu sebeplerle sporda seçim savaşlarına siyaset ciddi anlamda bulaşmaktadır. şahsım adına bunu büyük paraların/reklamın döndüğü üç büyükler camiasında görmek beni üzüyor.
(bkz: spora siyaset karıştırmak)