599
galatasaray'ın 2020/2021 sezonu için sivasspor'dan bedelsiz olarak kadrosuna kattığı oyuncu.
emre kılınç'ı yıllardır tanıyoruz, 7 yıl önce de gündemimizdeydi, geldi, gelecek derken o gün gerçekleşmeyen, yarım kalan bir hikayeydi. sivasspor'da geçen sezon oynadığı futbol, özellikle büyük maçların hemen hepsinde fark yaratmasından dolayı da büyük takımların radarına girdi ve takımımıza transferi gerçekleşti.
düzgün ve rotasyonlu bir takım yapısında hem kanatları, hem ofansif orta sahayı hem de gerektiğinde iç mevkilerini yedekleyebilecek, vasat üstü kaliteye sahip yerli bir oyuncudan bahsediyoruz, hem de bedava.
tabii umulanla gerçekleşenin aynı olduğu dönemler eğer konu transferse galatasaray tarihinde nadiren olmuştur. galatasaray hep elindekilerle yetinmeye çalışan kulüpken diğerleri para harcayarak bizle mücadele etmeye çalışan takımlar olmuştur, kabul ediyorum son bir kaç yılda bu tanımın biraz dışına çıktık, çıkıyoruz.
özellikle mert hakan yandaş'ın çark etmesini de hesaba katarsak emre kılınç'ın duruşu ve takımımıza gelme konusundaki isteği de hepimizi mutlu etti ve takıma kazandırdık. peki sonra ne oldu?
onyekuru gittikten sonra, bütçe önceliğinin orta sahaya verilmesi düşünüldüğü için emre kılınç kanat rotasyonunda kullanılacaktı, en azından beklenti buydu ancak gerek arda turan transferi gerek de ryan babel isimli youtuber'ın takıma dönmesiyle birlikte, üstüne orta sahadaki sadece niteliksel değil, niceliksel sorunlar da giderilemeyince kendisini bir anda sol iç pozisyonunda buldu. baktığımız zaman geçen yıl ağırlıklı olarak o bölgede oynayan ömer bayram'a göre çok daha efektif bir oyuncu kazanmıştık yine de.
lakin başta da dediğim gibi, umulanla gerçekleşen aynı olmayınca elinizdeki değeri parlatmakta ve doğru fayda almakta da zorlanıyorsunuz. emre kılınç gol ve asist yönü çok güçlü bir oyuncu, sprint hızı yüksek olmasa da, hızlanması oldukça iyi, ince işleri arada yapabilen, şutları ve ortaları ortalamanın üstünde olan bir oyuncu ancak takımın lideri olacak, oyuna yön verecek, takımı ileri taşıyacak bir oyuncu değil, olmadı, olması da zor. hal böyle olunca her ne kadar sezona fena girmese de, özellikle statik kalan hücum hattının da etkisiyle günden güne kötü gözükmeye başladı, takım içi sorunlar çözülmezse daha da kötü gözükmeye devam edecek.
emre kılınç sol iç oynayacaksa, öncelikle takımın sağ iç ya da ön libero oynayan oyuncusu playmakerlık yapacak yeteneklere sahip olmalıdır. emre kılınç ceza sahasına sürpriz koşular yapan, kanat ve santrafor markaj altında olduğu zaman onların bölgelerine girerek hücumda +1 oluşturacak oyuncu konumunda olmalıdır. top çıkarılamıyor diye geriye gelen, sürekli olarak ortada pas istasyonu olacak konumda olmamalıdır çünkü bunun oyuncunun verimini düşürmesi kaçınılmazdır.
hani cruyff'un "futbol basit oyundur." diye bir sözü vardır. bu gerçekten böyledir ancak yukarı da söylediğim gibi doğru şartlar oluştuğunda bu durum mümkün olmaktadır. sahadaki her oyuncu, öne çıkan özelliklerini gösterebildikleri, eksiklerini diğer arkadaşlarının kapatabildiği yapılarda başarılı olabilirler. siz oyunculara taşıyamayacağı yükler yüklerseniz, oyuncuların kendilerini geliştirip o yükleri taşıyabilmesi ne kadar mümkünse, o yüklerin altında kalması her zaman daha olasıdır. dolayısıyla emre kılınç'tan en azından sivasspor döneminde gösterdiği performansı göstermek istiyorsak olabildiğince önde oynamasını sağlamaya çalışmalıyız, aksi taktirde yüzü eskidikçe homurdanmaların başlayacağı, eksiklerinin konuşulacağı bir oyuncuya dönecek.
sivasspor'un geçen yılki takım yapısını bilen bilir, hakan arslan ve fatih aksoyla defansif bölge kontrol altına alınırken mert hakan, emre ve fernando ile de santrafor beslenmeye çalışılıyordu, öyle muazzam dinamik bekleri de yoktu. oyun yönlendirme işini mert hakan yaparken, hakan arslan +1 hücumcu olarak kullanılıyor, fatih aksoy ise bu oyuncuların oluşturduğu defansif handikapları gidermeye çalışıyordu. bu ortamda fernando ve emre kılınç gibi kanat oyuncuları da bolca pozisyona giriyor ve gol, asist katkısı veriyordu.
bizim oynadığımız oyuna baktığımızda taylan, belhanda, emre kılınç hattıyla hem ileri üçlüdeki oyuncuların defansif defolarını gidermeye çalışıyor hem de takımdaki oyunu yönlendirme eksiğini çözmeye çalışıyoruz. çözemeyiz, çözemeyeceğiz. marcelo sarrachi oynadığı dönemde dinamiz ve top taşıma sorunu yüksek oranda çözüldüğü için onun olmadığı 2 maçta, bu tarz sorunlar iyice yüzümüze vuruldu, dediğim gibi doğru oyuncu profili takıma girmediği taktirde daha da vurulacak.
dünyanın her takımı saha içi liderine, oyunu yönlendirecek oyuncuya muhtaçtır, bu kimi zaman riera, mariano gibi bekler olur, kimi zaman seri gibi registalar olur kimi zaman da selçuk inan gibi 8 numaralar olur. şu an takımda bunların hiç biri yok.
modern futbolun geldiği noktayı düşündüğümüzde eğer emre kılınç gibi önemli bir yerli potansiyeli doğru değerlendirmek istiyorsak umarım bu sorunları içerden, dışardan bir şekilde çözeriz ve kendisinden beklediğimiz performansı görürüz. onun gibi formanın ağırlığının farkında olan oyunculara çokça ihtiyacımız var.
emre kılınç'ı yıllardır tanıyoruz, 7 yıl önce de gündemimizdeydi, geldi, gelecek derken o gün gerçekleşmeyen, yarım kalan bir hikayeydi. sivasspor'da geçen sezon oynadığı futbol, özellikle büyük maçların hemen hepsinde fark yaratmasından dolayı da büyük takımların radarına girdi ve takımımıza transferi gerçekleşti.
düzgün ve rotasyonlu bir takım yapısında hem kanatları, hem ofansif orta sahayı hem de gerektiğinde iç mevkilerini yedekleyebilecek, vasat üstü kaliteye sahip yerli bir oyuncudan bahsediyoruz, hem de bedava.
tabii umulanla gerçekleşenin aynı olduğu dönemler eğer konu transferse galatasaray tarihinde nadiren olmuştur. galatasaray hep elindekilerle yetinmeye çalışan kulüpken diğerleri para harcayarak bizle mücadele etmeye çalışan takımlar olmuştur, kabul ediyorum son bir kaç yılda bu tanımın biraz dışına çıktık, çıkıyoruz.
özellikle mert hakan yandaş'ın çark etmesini de hesaba katarsak emre kılınç'ın duruşu ve takımımıza gelme konusundaki isteği de hepimizi mutlu etti ve takıma kazandırdık. peki sonra ne oldu?
onyekuru gittikten sonra, bütçe önceliğinin orta sahaya verilmesi düşünüldüğü için emre kılınç kanat rotasyonunda kullanılacaktı, en azından beklenti buydu ancak gerek arda turan transferi gerek de ryan babel isimli youtuber'ın takıma dönmesiyle birlikte, üstüne orta sahadaki sadece niteliksel değil, niceliksel sorunlar da giderilemeyince kendisini bir anda sol iç pozisyonunda buldu. baktığımız zaman geçen yıl ağırlıklı olarak o bölgede oynayan ömer bayram'a göre çok daha efektif bir oyuncu kazanmıştık yine de.
lakin başta da dediğim gibi, umulanla gerçekleşen aynı olmayınca elinizdeki değeri parlatmakta ve doğru fayda almakta da zorlanıyorsunuz. emre kılınç gol ve asist yönü çok güçlü bir oyuncu, sprint hızı yüksek olmasa da, hızlanması oldukça iyi, ince işleri arada yapabilen, şutları ve ortaları ortalamanın üstünde olan bir oyuncu ancak takımın lideri olacak, oyuna yön verecek, takımı ileri taşıyacak bir oyuncu değil, olmadı, olması da zor. hal böyle olunca her ne kadar sezona fena girmese de, özellikle statik kalan hücum hattının da etkisiyle günden güne kötü gözükmeye başladı, takım içi sorunlar çözülmezse daha da kötü gözükmeye devam edecek.
emre kılınç sol iç oynayacaksa, öncelikle takımın sağ iç ya da ön libero oynayan oyuncusu playmakerlık yapacak yeteneklere sahip olmalıdır. emre kılınç ceza sahasına sürpriz koşular yapan, kanat ve santrafor markaj altında olduğu zaman onların bölgelerine girerek hücumda +1 oluşturacak oyuncu konumunda olmalıdır. top çıkarılamıyor diye geriye gelen, sürekli olarak ortada pas istasyonu olacak konumda olmamalıdır çünkü bunun oyuncunun verimini düşürmesi kaçınılmazdır.
hani cruyff'un "futbol basit oyundur." diye bir sözü vardır. bu gerçekten böyledir ancak yukarı da söylediğim gibi doğru şartlar oluştuğunda bu durum mümkün olmaktadır. sahadaki her oyuncu, öne çıkan özelliklerini gösterebildikleri, eksiklerini diğer arkadaşlarının kapatabildiği yapılarda başarılı olabilirler. siz oyunculara taşıyamayacağı yükler yüklerseniz, oyuncuların kendilerini geliştirip o yükleri taşıyabilmesi ne kadar mümkünse, o yüklerin altında kalması her zaman daha olasıdır. dolayısıyla emre kılınç'tan en azından sivasspor döneminde gösterdiği performansı göstermek istiyorsak olabildiğince önde oynamasını sağlamaya çalışmalıyız, aksi taktirde yüzü eskidikçe homurdanmaların başlayacağı, eksiklerinin konuşulacağı bir oyuncuya dönecek.
sivasspor'un geçen yılki takım yapısını bilen bilir, hakan arslan ve fatih aksoyla defansif bölge kontrol altına alınırken mert hakan, emre ve fernando ile de santrafor beslenmeye çalışılıyordu, öyle muazzam dinamik bekleri de yoktu. oyun yönlendirme işini mert hakan yaparken, hakan arslan +1 hücumcu olarak kullanılıyor, fatih aksoy ise bu oyuncuların oluşturduğu defansif handikapları gidermeye çalışıyordu. bu ortamda fernando ve emre kılınç gibi kanat oyuncuları da bolca pozisyona giriyor ve gol, asist katkısı veriyordu.
bizim oynadığımız oyuna baktığımızda taylan, belhanda, emre kılınç hattıyla hem ileri üçlüdeki oyuncuların defansif defolarını gidermeye çalışıyor hem de takımdaki oyunu yönlendirme eksiğini çözmeye çalışıyoruz. çözemeyiz, çözemeyeceğiz. marcelo sarrachi oynadığı dönemde dinamiz ve top taşıma sorunu yüksek oranda çözüldüğü için onun olmadığı 2 maçta, bu tarz sorunlar iyice yüzümüze vuruldu, dediğim gibi doğru oyuncu profili takıma girmediği taktirde daha da vurulacak.
dünyanın her takımı saha içi liderine, oyunu yönlendirecek oyuncuya muhtaçtır, bu kimi zaman riera, mariano gibi bekler olur, kimi zaman seri gibi registalar olur kimi zaman da selçuk inan gibi 8 numaralar olur. şu an takımda bunların hiç biri yok.
modern futbolun geldiği noktayı düşündüğümüzde eğer emre kılınç gibi önemli bir yerli potansiyeli doğru değerlendirmek istiyorsak umarım bu sorunları içerden, dışardan bir şekilde çözeriz ve kendisinden beklediğimiz performansı görürüz. onun gibi formanın ağırlığının farkında olan oyunculara çokça ihtiyacımız var.