55
maça çok iyi başlayıp golü bulmuş, akabinde de o dönem türk futbolunun hastalığı olan atılan golden hemen sonra gol yeme hastalığına tutularak kalemizde golü görmüştük. yine de genel olarak o sezon şampiyonlar liginde en kötü oynadığımız maç bu maçtır bana göre. anlaşılmaz bir biçimde tutuk oynuyorduk. çok pozisyona giremedik. girdiğimizi de kaçırdık. böyle bitecek herhalde dediğimiz anda hagi'nin çevirdiği topa tugay mükemmel bir hamle yapıp rakip oyuncuyu ekarte edip topu tekrar hagi'ye kazandırmış ve hagi'nin de olağanüstü vuruşuyla öne geçmiştik. genelde son dakikalarda gol yiyen taraf biz olduğumuz için inanamamıştım gol olduğuna. hadi ben küçüktüm neyse de babam da inanamıştı. aynı duyguyu süper kupayı kazandığımız maçta jardel'in altın golünde yaşamıştım ): o yıllarda tek takım gruptan çıktığı için averajla çıkamamıştık ama o dönem de söylüyordum; o sezon çıksaydık kesin bir yarı final yapardık. cidden deli top oynuyorduk. zaten 2 sene sonra uefa kupası geldi. hayatta hiçbir şey tesadüf değil. hatta iddia ediyorum; 92-98 yılları arasında iyi bir kalecimiz olsaydı taa o sezonlar bi tane kupa getirebilirdik. neyse sağlık olsun.
neyse maça dönelim; 90larda çocuk olanların unutamayacağı türden bir maçtı her yönüyle. 22 sene geçmiş üzerinden.. püfff...
neyse maça dönelim; 90larda çocuk olanların unutamayacağı türden bir maçtı her yönüyle. 22 sene geçmiş üzerinden.. püfff...