1
böyle uzaktan uzağa sözlüklerde, bloglarda, forumlarda falan kendimce gözlemiyorum da, hafif hastalıklı olmaya başladı.
testere serisini biçoğunuz bilir muhakkak, orada bir müddet sonra herkes birbirinden şüphelenmeye başlıyor, testere'nin herkese verdiği kurtulma şansını sadece 1'i kullanabiliyor. mesela serinin son filminde -fragmanında da vardı- 1 kişi kurtulacak diğer kişi ölecek vs vs vs. filmi anlatmayayım bir de burda.
yada yada çok extrem bir örnek olabilir ama, ıssız adaya düşen uçakta canlı kalanlar, bir müddet sonra insan eti yemeye başlıyorlar. bu örneği maruz görün ama sanki şu sıralar hepimizin gözünü de kan bürümüş şekilde, futbolculara farklı gözle bakmaya başladık.
"acaba hangisi gitse"
futbolcular artık, biz taraftarların gözüne farklı görünmeye başladı. nonda, leo franco hatta kewell bile bu raddeye kadar gelebildi artık gözümüzde.
-nonda çok gereksiz, yaşlandı artık o gitmeli. kadrodaki en gereksiz adam.
-kewell, sene sonu sözleşmesi bitiyor zaten sene sonuna kadar da sakat, duygusallığı bir yana bırakalım o gitsin
-kardeşim kadromuzda ufuk gibi bir genç kaleci var, ne gerek leo franco'ya, galatasaray'ın bekası için en mantıklısı bu.
pek yakında;
- keita, afrika kupası yüzünden 2 yılda bir bu takımı yalnız bırakacak 4-5 maç, hazır para ediyorken şimdi satalım.
- baros zaten dünya kupasına da gidemiyor ülkesi, bonservis ücreti de yaşı ilerledikçe düşer, 29 yaşına gelmiş, 30'u görmeden satılsa çok talibi çıkar yer de açar takımda.
- elano...
yok yok elano'yu zaten daha 3-4 hafta önceye kadar göndermeye çalışıyorlardı zaten.
neyse allah sonumuzu hayrettin.
bu arada birden kendimi ramiz dayı mı ne (üff ramiz değildi galiba) onun gibi hissettim öğüt veriyorum sanki ehe.
testere serisini biçoğunuz bilir muhakkak, orada bir müddet sonra herkes birbirinden şüphelenmeye başlıyor, testere'nin herkese verdiği kurtulma şansını sadece 1'i kullanabiliyor. mesela serinin son filminde -fragmanında da vardı- 1 kişi kurtulacak diğer kişi ölecek vs vs vs. filmi anlatmayayım bir de burda.
yada yada çok extrem bir örnek olabilir ama, ıssız adaya düşen uçakta canlı kalanlar, bir müddet sonra insan eti yemeye başlıyorlar. bu örneği maruz görün ama sanki şu sıralar hepimizin gözünü de kan bürümüş şekilde, futbolculara farklı gözle bakmaya başladık.
"acaba hangisi gitse"
futbolcular artık, biz taraftarların gözüne farklı görünmeye başladı. nonda, leo franco hatta kewell bile bu raddeye kadar gelebildi artık gözümüzde.
-nonda çok gereksiz, yaşlandı artık o gitmeli. kadrodaki en gereksiz adam.
-kewell, sene sonu sözleşmesi bitiyor zaten sene sonuna kadar da sakat, duygusallığı bir yana bırakalım o gitsin
-kardeşim kadromuzda ufuk gibi bir genç kaleci var, ne gerek leo franco'ya, galatasaray'ın bekası için en mantıklısı bu.
pek yakında;
- keita, afrika kupası yüzünden 2 yılda bir bu takımı yalnız bırakacak 4-5 maç, hazır para ediyorken şimdi satalım.
- baros zaten dünya kupasına da gidemiyor ülkesi, bonservis ücreti de yaşı ilerledikçe düşer, 29 yaşına gelmiş, 30'u görmeden satılsa çok talibi çıkar yer de açar takımda.
- elano...
yok yok elano'yu zaten daha 3-4 hafta önceye kadar göndermeye çalışıyorlardı zaten.
neyse allah sonumuzu hayrettin.
bu arada birden kendimi ramiz dayı mı ne (üff ramiz değildi galiba) onun gibi hissettim öğüt veriyorum sanki ehe.