80
nasıl anlatsam nerden başlasam bir tarafı hep eksik kalacak enteresan bir tarih.
ikibinli yılların ikinci yarısında şov yapmaya başlayan türkiye yargısının en şaşalı günlerinden biri. ergenekon ve balyoz gibi iki sanat eserini ortaya çıkaranların, muhtemelen kişisel bir husumet sebebiyle arada yaptığı bir diğer çalışmanın sergiye çıkış tarihi. sanırım en doğru tabiri bu olacak.
durup dururken takibin başlaması, eylemin tespit edilmesi, eylemin torba şeklinde onaylanan bir yasada suç olarak tanımlanması, en sonunda da yasanın geriye dönük işletilmesi gibi pek çok nadide tekniğin bir arada kullanılmasıyla ortaya çıkmış bir tarihtir. federasyonun bazı şeylere cesaret edememesi ve aslında yasa geçer geçmez yapması gereken futbol disiplin talimatı 58. madde tadilatını bu tarihten aylar sonra yapması ile iyice arapsaçına dönmüştür.
işin aslı sayfa sayfa ortaya dökülen tapelerin hepsi gerçektir. emenike'ye bir çanta para da gitmiştir, ibrahim akın'a hakikaten hem para teklifi hem at gitmiştir. alakalı alakasız gündeme gelen pek çok telefon görüşmesi de birebir yaşanmıştır. her ne kadar rakip camia tarafından inkar edilse de bu delilerin gerçek olduğu "15 temmuz sonrası" dahi tüm mahkemelerce teyit edilmiştir.
ancak anayasa mahkemelerinde dahil bugün konunun aklanma sebebi yargının tersten işletilmesidir. yani tanımlı bir suçun ihbarı ya da şüphesi üzerine takip yapılıp suçun tespit edilmesi yerine önce eylemin tespit edilip suç olarak tanımlanmasıdır. tabi bir de art niyetli yorumlama hadisesi var ki o biraz da hukuksal savunma söylemidir. bizim anlayabileceğimiz bir örnek olarak, başkan olduğu için aziz yıldırım'ın etrafında dönen bu transferleri yapan ekibe gevşek de olsa hiyerarşik ilişkiye dayalı bir yapı denmesi gösterilebillir.
çok da konuşulmayan bir tarafı şudur ki "neler dönmüş ya serhat" etkisi yaratan bu olaylar, konuşmalar, teklifler, hediyeler aslında rutinin bir parçasıdır. teşviğin şikenin rüşvetin belgesi olmaz diye bir laf vardır hani. o esas üzerinden bu tarz şeyler her zaman türk sporunda olmuştur, olmaya da devam edecektir. her takım, her menejer, her sporcu, her bu ortamlardaki yancı insanların böyle maceraları vardır. tıpkı askerdeki gibi olayın kendisi serbest yakalanmak yasak gibi bir durum vardır.
idari ve sportif yargılama sonuçları arasındaki zıtlığın sebebi de buradan kaynaklanmaktadır.
bunu en net şekilde dile getirebilen de hız sınırı aşılmış ama radar bir takıma tutulmuş diyen aykut kocaman'dır. bu lafından dolayı da aşırı bir tepki çekmiştir fenerbahçe camiasından. çünkü adam gerçekleri söylemiş olsa da o kulübün o dönemki savunmasına tamamen zıt bir laf söylemişti.
zaten fenerbahçe gün itibarı ile 9 yılı deviren bu süreçte "ne olur ne olmaz" diyerek alakalı alakasız söylenebilecek her şeyi en az bir kere söylemiş, arada gündemi değiştirmek için çok saçma zamanlarda çok farklı şekillerde de dillendirmeyi bilmiştir. bu da yıllar sonra işin aslı ortaya çıkınca "biz dimdik durduk" deme hakkını ellerinden almıştır. günün sonunda belki küme düşmekten kurtulmuştur ama minimum 10-15 yılını feda etmiştir.
(bkz: fenerbahçe'nin küme düşürülmemesi/#2920337)
ikibinli yılların ikinci yarısında şov yapmaya başlayan türkiye yargısının en şaşalı günlerinden biri. ergenekon ve balyoz gibi iki sanat eserini ortaya çıkaranların, muhtemelen kişisel bir husumet sebebiyle arada yaptığı bir diğer çalışmanın sergiye çıkış tarihi. sanırım en doğru tabiri bu olacak.
durup dururken takibin başlaması, eylemin tespit edilmesi, eylemin torba şeklinde onaylanan bir yasada suç olarak tanımlanması, en sonunda da yasanın geriye dönük işletilmesi gibi pek çok nadide tekniğin bir arada kullanılmasıyla ortaya çıkmış bir tarihtir. federasyonun bazı şeylere cesaret edememesi ve aslında yasa geçer geçmez yapması gereken futbol disiplin talimatı 58. madde tadilatını bu tarihten aylar sonra yapması ile iyice arapsaçına dönmüştür.
işin aslı sayfa sayfa ortaya dökülen tapelerin hepsi gerçektir. emenike'ye bir çanta para da gitmiştir, ibrahim akın'a hakikaten hem para teklifi hem at gitmiştir. alakalı alakasız gündeme gelen pek çok telefon görüşmesi de birebir yaşanmıştır. her ne kadar rakip camia tarafından inkar edilse de bu delilerin gerçek olduğu "15 temmuz sonrası" dahi tüm mahkemelerce teyit edilmiştir.
ancak anayasa mahkemelerinde dahil bugün konunun aklanma sebebi yargının tersten işletilmesidir. yani tanımlı bir suçun ihbarı ya da şüphesi üzerine takip yapılıp suçun tespit edilmesi yerine önce eylemin tespit edilip suç olarak tanımlanmasıdır. tabi bir de art niyetli yorumlama hadisesi var ki o biraz da hukuksal savunma söylemidir. bizim anlayabileceğimiz bir örnek olarak, başkan olduğu için aziz yıldırım'ın etrafında dönen bu transferleri yapan ekibe gevşek de olsa hiyerarşik ilişkiye dayalı bir yapı denmesi gösterilebillir.
çok da konuşulmayan bir tarafı şudur ki "neler dönmüş ya serhat" etkisi yaratan bu olaylar, konuşmalar, teklifler, hediyeler aslında rutinin bir parçasıdır. teşviğin şikenin rüşvetin belgesi olmaz diye bir laf vardır hani. o esas üzerinden bu tarz şeyler her zaman türk sporunda olmuştur, olmaya da devam edecektir. her takım, her menejer, her sporcu, her bu ortamlardaki yancı insanların böyle maceraları vardır. tıpkı askerdeki gibi olayın kendisi serbest yakalanmak yasak gibi bir durum vardır.
idari ve sportif yargılama sonuçları arasındaki zıtlığın sebebi de buradan kaynaklanmaktadır.
bunu en net şekilde dile getirebilen de hız sınırı aşılmış ama radar bir takıma tutulmuş diyen aykut kocaman'dır. bu lafından dolayı da aşırı bir tepki çekmiştir fenerbahçe camiasından. çünkü adam gerçekleri söylemiş olsa da o kulübün o dönemki savunmasına tamamen zıt bir laf söylemişti.
zaten fenerbahçe gün itibarı ile 9 yılı deviren bu süreçte "ne olur ne olmaz" diyerek alakalı alakasız söylenebilecek her şeyi en az bir kere söylemiş, arada gündemi değiştirmek için çok saçma zamanlarda çok farklı şekillerde de dillendirmeyi bilmiştir. bu da yıllar sonra işin aslı ortaya çıkınca "biz dimdik durduk" deme hakkını ellerinden almıştır. günün sonunda belki küme düşmekten kurtulmuştur ama minimum 10-15 yılını feda etmiştir.
(bkz: fenerbahçe'nin küme düşürülmemesi/#2920337)