195
takımda her zaman kaptan karizması diye bir durum vardır. ısınma koşusundan, duşlara, devre arasından, park yerine bu duruşu hissedersiniz. kaptanla çarpıştınız mı yeri öpersiniz mesela, adamı kaçırma diye erken uyarı sistemidir kaptan. rakip size çift daldığında bağıra çağra olaya atlar. maç sonu en fazla fiziksel temasla boğuşan adam kaptandır eğer kaleci değilse. güven veren, yan topa çıktı mı ceza sahasını havalimanı olarak kullanan babayiğit kaleci bir de kaptansa zaten çok daha iyi bir performans için sizi motive eden bir unsurdur. kısacası kaptan, takım gol atması gerekiyorsa ilk reaksiyonu sağlar, gol yememesi gerekiyorsa o golü yedirmez. bülent korkmaz gibi 35 yaşındaken bile birebirde ezer rakibi. bir oyuncu zamanında harika hizmet vermiştir, takımın en eskilerinden biridir, saygı duyulur elbette, ama kaptanlık takımın reaktörüdür. güç, saygınlık, temsil yetisi gibi özellikler gerektirir. rakiple her temas ettiğinde yere düşemez mesela, düşmemelidir.