790
renklerindeki sarı hariç hemen her şeyin farklı olduğu karşılaştırma.
evvela kurucularının asalet ve futbola bakış açısı farklıdır. birisi "türk olmayan takımları yenmek" üzere bir şiar edinmişken, ötekinin 2020 yılında bile hala öyle bir amacı ve gücü yoktur. anayasasında yazılı bu vizyon farkı ile kırmızısı olanı sayısız avrupa başarısı ve kupa kazanmıştır. meseleyi sadece avrupa'dan kupa getirmek olarak görmek ise bir nevi galatasaray'a hakarettir. kırmızısı olan takım uefa kupasından yıllar evvel kendisi dışındakilerin ayaklarının titrediği serüvende koca koca taķımları yenmiş, şampiyonlar ligi yarı finali yapmış ve ardından avrupa'nın devlerini dize getirmiştir. bu örneklerin altında bir antrenörün, başkanın ya da 3- 5 futbolcunun kalitesi dışında çok daha fazla şeyler yatar. öncelikle kulübünüzün tüm yapısıyla size bunları yapabileceğinize dair güven vermesi gerekir. bugün avrupa'dan bir kupa daha gelirse bunu galatasaray yapar denilmesinin nedeni daha önce bu başarıyı yakalaması değildir. taraflı tarafsız herkese 1990 yılında bile bu soruyu sorsanız cevabı yine galatasaray olurdu.
bu iki takım arasında başarı dışında da yine benzer bir durum yine yoktur. ne taraftarların kompleksleri benzer ne camiaların iç yapıları benzer. birinde 20 yıl boyunca arada bir başarılı olsanız da başkanlık yapabilirsiniz ama ötekinde 5 yıl boyunca başarılı da olsanız kulübün karizmasına yakışmayacak bir açıklama yapmanız bile meşruluğunuzu sordurtur. ve kibir denen şey ise lacivertli olanda hiç bir sebep olmamasına rağmen bayağı mevcuttur. aslına bakılırsa bu kibir değildir, geride kalmanın açığını kapatmak için kazanılan ufak bir başarı da bile abartı yapmaktır.
son 10 yılda bile aradaki farkları saymakla bitiremeyiz. biz avrupa'dan men yerken, futbolcunun lisansını çıkarmazken, ligi 8. bititirken ya da real madrid'e psg'ye felan yenilirken başkalarını suçlu bulmadık. neden böyle becereksiz yöneticiler hala görev alıyor diye tepki üstüne tepki gösterip yeniden kendimize geldik. lan bu takımlar milyar avroluk takımlar tabi yenilecez demeyen ve üzülen bir hoca ve taraftara sahip bir kulüp ile başına gelen her belanın sebebi kendileri iken popülist bir tavır sergileyip herkes bize düşman, galatasaray bizle uğraşıyor diye kafa ütüleyen yönetici ve taraftara sahip bir kulüp arasında bırakında bir ton fark olsun.
evvela kurucularının asalet ve futbola bakış açısı farklıdır. birisi "türk olmayan takımları yenmek" üzere bir şiar edinmişken, ötekinin 2020 yılında bile hala öyle bir amacı ve gücü yoktur. anayasasında yazılı bu vizyon farkı ile kırmızısı olanı sayısız avrupa başarısı ve kupa kazanmıştır. meseleyi sadece avrupa'dan kupa getirmek olarak görmek ise bir nevi galatasaray'a hakarettir. kırmızısı olan takım uefa kupasından yıllar evvel kendisi dışındakilerin ayaklarının titrediği serüvende koca koca taķımları yenmiş, şampiyonlar ligi yarı finali yapmış ve ardından avrupa'nın devlerini dize getirmiştir. bu örneklerin altında bir antrenörün, başkanın ya da 3- 5 futbolcunun kalitesi dışında çok daha fazla şeyler yatar. öncelikle kulübünüzün tüm yapısıyla size bunları yapabileceğinize dair güven vermesi gerekir. bugün avrupa'dan bir kupa daha gelirse bunu galatasaray yapar denilmesinin nedeni daha önce bu başarıyı yakalaması değildir. taraflı tarafsız herkese 1990 yılında bile bu soruyu sorsanız cevabı yine galatasaray olurdu.
bu iki takım arasında başarı dışında da yine benzer bir durum yine yoktur. ne taraftarların kompleksleri benzer ne camiaların iç yapıları benzer. birinde 20 yıl boyunca arada bir başarılı olsanız da başkanlık yapabilirsiniz ama ötekinde 5 yıl boyunca başarılı da olsanız kulübün karizmasına yakışmayacak bir açıklama yapmanız bile meşruluğunuzu sordurtur. ve kibir denen şey ise lacivertli olanda hiç bir sebep olmamasına rağmen bayağı mevcuttur. aslına bakılırsa bu kibir değildir, geride kalmanın açığını kapatmak için kazanılan ufak bir başarı da bile abartı yapmaktır.
son 10 yılda bile aradaki farkları saymakla bitiremeyiz. biz avrupa'dan men yerken, futbolcunun lisansını çıkarmazken, ligi 8. bititirken ya da real madrid'e psg'ye felan yenilirken başkalarını suçlu bulmadık. neden böyle becereksiz yöneticiler hala görev alıyor diye tepki üstüne tepki gösterip yeniden kendimize geldik. lan bu takımlar milyar avroluk takımlar tabi yenilecez demeyen ve üzülen bir hoca ve taraftara sahip bir kulüp ile başına gelen her belanın sebebi kendileri iken popülist bir tavır sergileyip herkes bize düşman, galatasaray bizle uğraşıyor diye kafa ütüleyen yönetici ve taraftara sahip bir kulüp arasında bırakında bir ton fark olsun.