63
seçilmesindeki en büyük etken, karşısında ateş ünal erzen'in olmasıydı. hatırlayanlar bilir; ateş ünal erzen o seçime cem uzan'ın vekili gibi katılmıştır. liseliler de buna karşılık olarak cansun'u desteklemiştir. 2000 senesindeki seçimlerde olduğu gibi alp yalman aday olsaydı seçilme ihtimali zordu. o sene, tüm sportif başarıya rağmen süren yönetiminin ekonomik olarak kulübü dibe sürükleyişine karşı ciddi şekilde tepkiler oluşmaya başlamıştı.
bülent akın transferindeki çek komedisini mi sayayım, kulübün yüzde 20 hissesini 23.5 milyon dolara aig'ye satmak için kırk takla attığımızı mı sayayım, ardından serkan aykut ile bülent akın için sadece bonservis bedeli olarak 14 milyon dolar ödediğimizi mi sayayım, yerli futbolcuların sözleşmeleri biterken seyirci gibi izlemelerini mi sayayım, aig'ye yıllık 4.5 milyon dolar kar payı karşılığında yapılan hisse satışının ardından hisseleri geri alabilmek için aysal'ın kapısında yatılan günleri mi sayayım, yıllık 8 milyon dolardan telsim ile yapılan sponsorluk anlaşması ve alınamayan sponsorluk ücretini mi sayayım, ücretini kim ve nasıl ödediği hala anlaşılamayan jardel transferi için 16 milyon dolar bonservis ödeyip kendisini bir sene sonra 5.8 milyon dolar ve yüzünü bile hatırlamadığımız üç futbolcu karşılığında lizbon'a satışımızı başarı gibi göstermelerini mi sayayım, 12 milyon dolara yaptırdıkları sami yen maketini mi sayayım?
süren yönetiminde görev almıştır; ardından başkanlık görevini devralmıştır. bu adamların bir sistem uygulamaya çalıştığını duyunca acı acı gülmek geliyor içimden.
bülent akın transferindeki çek komedisini mi sayayım, kulübün yüzde 20 hissesini 23.5 milyon dolara aig'ye satmak için kırk takla attığımızı mı sayayım, ardından serkan aykut ile bülent akın için sadece bonservis bedeli olarak 14 milyon dolar ödediğimizi mi sayayım, yerli futbolcuların sözleşmeleri biterken seyirci gibi izlemelerini mi sayayım, aig'ye yıllık 4.5 milyon dolar kar payı karşılığında yapılan hisse satışının ardından hisseleri geri alabilmek için aysal'ın kapısında yatılan günleri mi sayayım, yıllık 8 milyon dolardan telsim ile yapılan sponsorluk anlaşması ve alınamayan sponsorluk ücretini mi sayayım, ücretini kim ve nasıl ödediği hala anlaşılamayan jardel transferi için 16 milyon dolar bonservis ödeyip kendisini bir sene sonra 5.8 milyon dolar ve yüzünü bile hatırlamadığımız üç futbolcu karşılığında lizbon'a satışımızı başarı gibi göstermelerini mi sayayım, 12 milyon dolara yaptırdıkları sami yen maketini mi sayayım?
süren yönetiminde görev almıştır; ardından başkanlık görevini devralmıştır. bu adamların bir sistem uygulamaya çalıştığını duyunca acı acı gülmek geliyor içimden.