265
fenerbahçe'nin tüm mayıs trajedileri arasında en bir açıklanamaz olanı. fenerbahçe taraftarında travmatik semptomlar yarattığı için tekrarları falan yayınlanmıyor, özeti bile zar zor bulunuyor ama böyle bir maç yok gerçekten.
ligin bitimine 90 dakika kala fenerbahçe 73 puanla lider, bursaspor 72 puanla ikinciydi. fenerbahçe'nin rakibi 10 gün önce kupayı elinden alan ezeli rakibi trabzonspor, bursaspor'un rakibi ise 2003'ten beri kanlısı olan beşiktaş'tı. ikili averaj da bursaspor'dan yanaydı.
taraflı tarafsız herkesin aklına ilk gelen 14 mayıs 2006 akşamıydı. fenerbahçe taraftarın "bir kere olur" derken futbol kamuoyunun kalanı "tekrar olur mu" diye tabiri caizse pusuya yatmış bekemekteydi. diğer yanda da bursaspor vardı. 2007-2008 sezonunda 33. haftaya, önceki sezon son haftaya kadar gelen sivasspor'un ardından bu sefer şampiyonluk ümitlerini son doksan dakikaya taşıyan bursaspor olmuştu. taraftar olan diğer şehir takımlarından sportif başarısı ve 1. ligde geçirdiği sezon bakımından bir tık önde olan, pek çoklarının gözünde "beşinci büyük" olan bursaspor'un bunu resmiyete dökmek için bir şansı vardı. o dönemin trabzonspor başkanı sadri şener'in de dediği gibi türkiye'nin dörtte üçünün kalbi o akşam bursaspor'dan yanaydı...
maça fenerbahçe istekli başladı, nitekim 14. dakikada daniel guiza'nın golüyle 1-0 öne geçti. 10 dakika kadar trabzonspor galiba bir serbest vuruşu bekletmeden kullanarak oyuna başladı. sol kanattan gelen ortaya altı pasın sağ çaprazındaki burak yılmaz orta-şut-pas-plase karışımı bir vuruş yaptı. burak yılmaz'ın marka haline gelen saçma gol vuruşlarından biri olarak tasvir etmek daha doğru sanırım. gelişine ayağının içini koydu topa, volkan'ın da biraz önde kalması ve "amma saçmaladı ha" diyerek hareketsiz kalması sonrası yanlışlıkla içeriye yönelen aşırtma karşısında bir engel bulmadan gol oldu.
kalan 65 dakika ise fenerbahçe ile trabzonspor kalesi arasında oynandı adeta. onur recep kıvrak ismini tüm türkiye'ye duyuran maçtır. bu arada bursaspor ilk yarıyı 2-0 önde kapatmış, ikinci yarıyı rölanti bir tempoda götürürken 88'de yediği golle son dakikaları hafiften yusuf yusuf şeklinde geçirmiştir. ancak ne oldu, nasıl oldu, niye oldu bilinmez; kadıköy'de bir aklı evvel beşiktaş'ın attığı bu gol sonrası eline mikrofonu alıp iki.. iki... diye sayıklamıştır.
zaten bu trajediyi komediye çeviren olaylar da bu noktada başlamıştır. teknoloji çağında osuruktan bir anonsa kanıp sevinen tribünler, yedek kulübesinden sahaya 2-2 işareti yapan selçuk şahin ve geri pas yapan bir fenerbahçe...
sonrasını ise anlatmaya gerek yok, görüyorsunuz....
https://www.youtube.com/watch?v=TrE06YAcqbM
(bkz: tarihte bugün)
o değil de bugün ahmet ercanlar ya da hikmed bin ziyad gibi yalancı, asparagas, ossuruktan tayyare adamlar kanat önderi olabiliyorsa fenerbahçe camiasında; hepsi bu akşam yaşananların kalıcı etkileridir. insan bir kere inanınca artık hep inanası geliyor...
gerçi hikmed bin ziyad'ın o akşam elinde bir mikrofon olsa kesinlikle 2-2 diye bir anons yapıp milleti oyalamayı seçerdi.
yemin ederim ama ispatlayamam..
ligin bitimine 90 dakika kala fenerbahçe 73 puanla lider, bursaspor 72 puanla ikinciydi. fenerbahçe'nin rakibi 10 gün önce kupayı elinden alan ezeli rakibi trabzonspor, bursaspor'un rakibi ise 2003'ten beri kanlısı olan beşiktaş'tı. ikili averaj da bursaspor'dan yanaydı.
taraflı tarafsız herkesin aklına ilk gelen 14 mayıs 2006 akşamıydı. fenerbahçe taraftarın "bir kere olur" derken futbol kamuoyunun kalanı "tekrar olur mu" diye tabiri caizse pusuya yatmış bekemekteydi. diğer yanda da bursaspor vardı. 2007-2008 sezonunda 33. haftaya, önceki sezon son haftaya kadar gelen sivasspor'un ardından bu sefer şampiyonluk ümitlerini son doksan dakikaya taşıyan bursaspor olmuştu. taraftar olan diğer şehir takımlarından sportif başarısı ve 1. ligde geçirdiği sezon bakımından bir tık önde olan, pek çoklarının gözünde "beşinci büyük" olan bursaspor'un bunu resmiyete dökmek için bir şansı vardı. o dönemin trabzonspor başkanı sadri şener'in de dediği gibi türkiye'nin dörtte üçünün kalbi o akşam bursaspor'dan yanaydı...
maça fenerbahçe istekli başladı, nitekim 14. dakikada daniel guiza'nın golüyle 1-0 öne geçti. 10 dakika kadar trabzonspor galiba bir serbest vuruşu bekletmeden kullanarak oyuna başladı. sol kanattan gelen ortaya altı pasın sağ çaprazındaki burak yılmaz orta-şut-pas-plase karışımı bir vuruş yaptı. burak yılmaz'ın marka haline gelen saçma gol vuruşlarından biri olarak tasvir etmek daha doğru sanırım. gelişine ayağının içini koydu topa, volkan'ın da biraz önde kalması ve "amma saçmaladı ha" diyerek hareketsiz kalması sonrası yanlışlıkla içeriye yönelen aşırtma karşısında bir engel bulmadan gol oldu.
kalan 65 dakika ise fenerbahçe ile trabzonspor kalesi arasında oynandı adeta. onur recep kıvrak ismini tüm türkiye'ye duyuran maçtır. bu arada bursaspor ilk yarıyı 2-0 önde kapatmış, ikinci yarıyı rölanti bir tempoda götürürken 88'de yediği golle son dakikaları hafiften yusuf yusuf şeklinde geçirmiştir. ancak ne oldu, nasıl oldu, niye oldu bilinmez; kadıköy'de bir aklı evvel beşiktaş'ın attığı bu gol sonrası eline mikrofonu alıp iki.. iki... diye sayıklamıştır.
zaten bu trajediyi komediye çeviren olaylar da bu noktada başlamıştır. teknoloji çağında osuruktan bir anonsa kanıp sevinen tribünler, yedek kulübesinden sahaya 2-2 işareti yapan selçuk şahin ve geri pas yapan bir fenerbahçe...
sonrasını ise anlatmaya gerek yok, görüyorsunuz....
https://www.youtube.com/watch?v=TrE06YAcqbM
(bkz: tarihte bugün)
o değil de bugün ahmet ercanlar ya da hikmed bin ziyad gibi yalancı, asparagas, ossuruktan tayyare adamlar kanat önderi olabiliyorsa fenerbahçe camiasında; hepsi bu akşam yaşananların kalıcı etkileridir. insan bir kere inanınca artık hep inanası geliyor...
gerçi hikmed bin ziyad'ın o akşam elinde bir mikrofon olsa kesinlikle 2-2 diye bir anons yapıp milleti oyalamayı seçerdi.
yemin ederim ama ispatlayamam..