9
maddi manevi herşeyi haketme kafasından çok uzaklarda oynanan maç. dirk nowitzki takımın yarısını 5 faulle kenara aldırmış, gel gelelim kötü yüzdeyle atınca maçı zorlaya zorlaya da olsa kazanmıştı milli takım. hidayet maçı hem uzatmaya götüren hem de kazandıran oyuncu olmuştu. her sayıda benchteki sakatlar, faul hakkı dolmuş oyuncular falan hayvanlar gibi seviniyordu. athena grubu saha kenarında eline mikrofon alıp aralarda "uh ah dev adam 12 dev adam" diye tezahürata başlıyordu. abdi ipekçi perdesiz haliyle ağzına kadar doluydu ve hemen her sayıda dalgalanan, molalarda marş girdikçe ayakları yerden kesilerek zıplayan 13 bin insan vardı.
hem ülke, hem takım olarak belki de bir ilkin hevesi vardı. herkes amatör, herkes gaz, hani herkes arkadaş hani oyunlar sürerken falan...
20 yıl sonra aynı maç oynansa kim kime pas verecek kavgası olur, benchte kim kiminle oturdu kavgası olur, sayıyı atana göre sevinç olur, tribünde seyirci para verdik oynayın kafasında olur, bazen sayıyı kimin attığına göre oturanlar olurdu... dönemin ünlüleri saha kenarında son ses tezahürat yapmak yerine kurum kurum oturur, öyle saha kenarında eline mikrofon alıp bedavadan marş söyleme falan olmazdı...
velhasıl güzel günlerdi...
hem ülke, hem takım olarak belki de bir ilkin hevesi vardı. herkes amatör, herkes gaz, hani herkes arkadaş hani oyunlar sürerken falan...
20 yıl sonra aynı maç oynansa kim kime pas verecek kavgası olur, benchte kim kiminle oturdu kavgası olur, sayıyı atana göre sevinç olur, tribünde seyirci para verdik oynayın kafasında olur, bazen sayıyı kimin attığına göre oturanlar olurdu... dönemin ünlüleri saha kenarında son ses tezahürat yapmak yerine kurum kurum oturur, öyle saha kenarında eline mikrofon alıp bedavadan marş söyleme falan olmazdı...
velhasıl güzel günlerdi...