53
her anını en gereksiz detaylarına kadar hatırladığım bir maçtır benim için. lise 1'e gidiyorum o sene kadıköy birey dersanesi de yeni açıldığı için bazı liselerden burslu üç beş ögrenci istemiş biri de bendim hatta sonraların habertürk fb muhabiri ahmet selim kulla da aynı sınıftayız. dersane hala orada mı bilmiyorum ama bilenler hatırlar altıyoldan aşağı salınca pazar yoluna dönmeden sağda kalıyodu hemen.
tabi normal bir vakitte bile formayla falan kadıköye gelen bir iki manyak olurdu o sıralar biri de bendim ama o gün giymedim haliyle. atkı takmıştım ama hırkanın içinden çıkarmak ne mümkün.
kafamda da maç hesapları var. o zamanlar yendiğimiz maçlardan topladığım gazeteleri atmaya kıyamıyordum eve gelir gelmez puan durumundan hesaplar kitaplar işte şunu yenseydik bu maça kalmazdı malatyayı nasıl yenemedik içerde fenerle bari berabere kalsaydık falan.
neyse maç günü yine dersane günü. dersler öğleden sonra olduğu için maça doğru dersten çıktım. gfb boğadan akın akın iniyo tabi alabildiğine küfürlü tezahüratlar. ben de güzergahımı değiştirip stadın ordan geçip söğütlüçeşmeden binmeyi düşündüm. tabi üçerli beşerli yer yer daha kalabalık gruplar stada doğru gidiyor hem söverek bağırıyolar hem coşuyorlar. köprünün üstüne kadar yürüdüm o sıra bi alkış tufanı falan baktım fb takım otobüsü stada geliyor bir çok futbolcuyu gördüm ama anelkanın kafaya yansıyan güneşten bir onu tanıdım. adamlar coşuyo ben içimden sessiz sessiz akşam hesaplaşıcaz hepinizle diye diye söyleniyorum. nasil kurulmuşum yani istiyorumki takım sırf bugün hissettiklerim için bile olsa bu maçı almalı.
tabi eve gittim tam da o yaşlarda artık heyecanımın kaldıramadığını düşündüğümden bazı maçları dinleyemiyorum. yani ara ara açıp bakıyorum skora göre tak kapatıyorum hemen. maç başladı baya bi direndim şöyle 25. dakikalarda açayım dedim açmaz olaydım. spiker skoru bi türlü söylemiyor baya bir direndi ama hala kulağımda çınlayan beni yıkan şu cümleyi kurdu "evet fb'nin 2. golünü atan luciano şimdi topu aldı sağa sola bla bla bla" oha dedim lan noldu bize. skoru hala bilmiyorum ama gol atmış olacağımıza ihtimal bile vermemiştim :/
içimde kopan fırtınalar hani hayallerimiz hani şampiyonluk. 01-02 sezonundan beri bi şey yaşamadık bu sene de giderse daha ne zaman şampiyon olucaz diye düşünürken maçın 4-0 bitmesine bile şükretmiştim çünkü maç koptuğundan açıp dinlemiştim anelkanın bizimkileri dizip sıraya dizip boş kaleye direkten dönen topunu spiker çığlık ata ata anlattıği için 5'i yedik sanıp çekmiştim fişi.
çok şükür cimbom onu unutturacak öyle zaferler yaşattı ki bu maç buruk bi anı olmasından ziyade sarı kırmızıya bağlılığımı daha da sağlamlaştıran bir tecrübe olmuştu benim için. tabi yine de ertesi gün okulda yaşayacaklarımı kara kara düşünüp zor bela uyumuştum.
tabi normal bir vakitte bile formayla falan kadıköye gelen bir iki manyak olurdu o sıralar biri de bendim ama o gün giymedim haliyle. atkı takmıştım ama hırkanın içinden çıkarmak ne mümkün.
kafamda da maç hesapları var. o zamanlar yendiğimiz maçlardan topladığım gazeteleri atmaya kıyamıyordum eve gelir gelmez puan durumundan hesaplar kitaplar işte şunu yenseydik bu maça kalmazdı malatyayı nasıl yenemedik içerde fenerle bari berabere kalsaydık falan.
neyse maç günü yine dersane günü. dersler öğleden sonra olduğu için maça doğru dersten çıktım. gfb boğadan akın akın iniyo tabi alabildiğine küfürlü tezahüratlar. ben de güzergahımı değiştirip stadın ordan geçip söğütlüçeşmeden binmeyi düşündüm. tabi üçerli beşerli yer yer daha kalabalık gruplar stada doğru gidiyor hem söverek bağırıyolar hem coşuyorlar. köprünün üstüne kadar yürüdüm o sıra bi alkış tufanı falan baktım fb takım otobüsü stada geliyor bir çok futbolcuyu gördüm ama anelkanın kafaya yansıyan güneşten bir onu tanıdım. adamlar coşuyo ben içimden sessiz sessiz akşam hesaplaşıcaz hepinizle diye diye söyleniyorum. nasil kurulmuşum yani istiyorumki takım sırf bugün hissettiklerim için bile olsa bu maçı almalı.
tabi eve gittim tam da o yaşlarda artık heyecanımın kaldıramadığını düşündüğümden bazı maçları dinleyemiyorum. yani ara ara açıp bakıyorum skora göre tak kapatıyorum hemen. maç başladı baya bi direndim şöyle 25. dakikalarda açayım dedim açmaz olaydım. spiker skoru bi türlü söylemiyor baya bir direndi ama hala kulağımda çınlayan beni yıkan şu cümleyi kurdu "evet fb'nin 2. golünü atan luciano şimdi topu aldı sağa sola bla bla bla" oha dedim lan noldu bize. skoru hala bilmiyorum ama gol atmış olacağımıza ihtimal bile vermemiştim :/
içimde kopan fırtınalar hani hayallerimiz hani şampiyonluk. 01-02 sezonundan beri bi şey yaşamadık bu sene de giderse daha ne zaman şampiyon olucaz diye düşünürken maçın 4-0 bitmesine bile şükretmiştim çünkü maç koptuğundan açıp dinlemiştim anelkanın bizimkileri dizip sıraya dizip boş kaleye direkten dönen topunu spiker çığlık ata ata anlattıği için 5'i yedik sanıp çekmiştim fişi.
çok şükür cimbom onu unutturacak öyle zaferler yaşattı ki bu maç buruk bi anı olmasından ziyade sarı kırmızıya bağlılığımı daha da sağlamlaştıran bir tecrübe olmuştu benim için. tabi yine de ertesi gün okulda yaşayacaklarımı kara kara düşünüp zor bela uyumuştum.