445
sanki hayrına 4 sene kulüpte yatırılıp yedirilmiş içirilmiş gibi bir mesajla kadro dışı kaldığı duyurulan futbolcu. 18 yaşında bir avrupalı futbolcu parladığında "neden bir bu yaşta adamları çıkaramıyoruz" diye ağlayan türk futbol kamuoyu şimdilerde ünal karaman'ın "18 yaşında çocuk karşımıza menejerle çıkmayacak" vecizesi eşliğinde kendisi üzerinden tartışmaya devam ediyor.
"ekmek yediğim yer" tabiri bir tek bizim türklerde var malesef. adam günde 15 saat çalıştırıp üç kuruş para veren patronuna bile "sayende ekmek yiyoruz ağam" şeklinde nimet duyar. sanki bütün gün yatıyor da patron arada uyandırıp al oğlum yemek ye diye sadaka ekmek dağıtıyor. sen ömründen, sağlığından verip emeğini satıp o parayı alıyorsun oysa ki...
koca kulüplerimizin oyuncuyu elinden kaçırınca bu ayaklara girmesi malesef kendine güldürtmekten öte öfkelendiriyor. hani "çocuk" ya konu öyle gideyim ben de... sporcu bakacağım adı altında yaz tatillerini kulübe yazdırıp bedavaya getiren adamlar 3 sene karın tokluğuna maça çıkardıkları çocuğun masrafından gocunmuş. 4 sene masraf yapılmasına rağmen sözleşme yenilemeye sıcak bakmaması kabahatmiş...
mustafa'nın 4 senede kulüpten yediği içtiğiyle kimi idarecilerimizin sporcu bakıyorum adı altında kulübe iteklediği tatilleri yan yana koysak acaba hangisi ağır basar, merak konusu...
maşşallah hepiniz profesyonelsiniz. kurumsal kurumsal kimlikleriniz var çuval tartma müdürü kadar altı dolu olsa da. sportif aş falan şekiller o biçim. profesyonel sözleşme çağına gelmiş biri sözleşme yenilemedi diye sezon ortasında kadro dışı bırakmak, bunu da ajitasyon sosuyla duyuracak kadar kurumsallaşmışsınız maşallah...
bunun adı kurumsallık değil yalnız, başka bir şey... onu da söylemek sözlükten uçurulma sebebi...
"ekmek yediğim yer" tabiri bir tek bizim türklerde var malesef. adam günde 15 saat çalıştırıp üç kuruş para veren patronuna bile "sayende ekmek yiyoruz ağam" şeklinde nimet duyar. sanki bütün gün yatıyor da patron arada uyandırıp al oğlum yemek ye diye sadaka ekmek dağıtıyor. sen ömründen, sağlığından verip emeğini satıp o parayı alıyorsun oysa ki...
koca kulüplerimizin oyuncuyu elinden kaçırınca bu ayaklara girmesi malesef kendine güldürtmekten öte öfkelendiriyor. hani "çocuk" ya konu öyle gideyim ben de... sporcu bakacağım adı altında yaz tatillerini kulübe yazdırıp bedavaya getiren adamlar 3 sene karın tokluğuna maça çıkardıkları çocuğun masrafından gocunmuş. 4 sene masraf yapılmasına rağmen sözleşme yenilemeye sıcak bakmaması kabahatmiş...
mustafa'nın 4 senede kulüpten yediği içtiğiyle kimi idarecilerimizin sporcu bakıyorum adı altında kulübe iteklediği tatilleri yan yana koysak acaba hangisi ağır basar, merak konusu...
maşşallah hepiniz profesyonelsiniz. kurumsal kurumsal kimlikleriniz var çuval tartma müdürü kadar altı dolu olsa da. sportif aş falan şekiller o biçim. profesyonel sözleşme çağına gelmiş biri sözleşme yenilemedi diye sezon ortasında kadro dışı bırakmak, bunu da ajitasyon sosuyla duyuracak kadar kurumsallaşmışsınız maşallah...
bunun adı kurumsallık değil yalnız, başka bir şey... onu da söylemek sözlükten uçurulma sebebi...