• 588
    1) çalışılmış ve kadroya uyan taktik ve stratejiler dahilinde oynayan bir takım (ya da oynatan teknik direktör mü demeliyim): kazandığımız maçlardan sonra bile ne oynadığımız nasıl gol bulduğumuz nasıl savunduğumuz belli değil. ertesi maç ne yapacağımız muamma. iş sadece 4-4-2, 3-5-2 meselesi değil bu formasyonlar içinde kimin neyi nasıl takım olarak yaptığı. demek istediğimi avrupa'nın 2. sınıf takımlarına bile diş geçiremediğimiz maçlardan anlarsınız.
    2) isimli ve kariyerli futbolcuların takımdan 2-3 ü geçmemesi ve kontratlarının en azından opsiyonlu olmaması. misal babel... adama 3 milyon imza parası yanında 3 yıllık 3.5 milyon euroluk kontrat verildi. 13.5 milyon. falcao da 3 yıllık nereden baksanız 18 milyon alacak bonuslar ile. etti 31.5 milyon euro. bu sene şampiyonlar liginden gelen para 32.5, hepsini bu iki futbolcuya verdik ve dönüşü olmadığı gibi adamlar yarın futbolu bıraksa 2.5 sene daha ödemeye devam edeceğiz. takıma verdikleri katkı ise 800bin alan luyindama veya 400bin alan ömer kadar bile olmadı yarım sezonda.
    3) isimlere ve kendi adamlarına değil liyakat, yetenek ve performansa dayalı ilk 11: herkes fatih terim'in eskisi gibi adaletli olmasını istiyor fakat terim hiç bir zaman mecbur kalmadıkça bu konularda ne galatasaray'da ne milli takımlarda adaletli olmadı. 2011-12 sezonuna bakın, elmander'i bile ilk 10 hafta kendi isteği dışında transfer edildi diye ara ara oynatan bir teknik direktör idi. milli takımlar'da da aynı şekilde tümer olsun, türkiye'nin ilk açığa çıkan şike zanlıları gökdeniz ve fatih tekke'den vazgeçmeyen terim. bu sene de taylan en iyi örnek. siz ne bilirsiniz derken, son iki maçta bizim daha iyi bildiğimiz ortaya çıktı. asıl canımı sıkan taylan'dan çok bunca sene bu seçimlerden dolayı altyapı ve diğer transflerden takıma katkı verebilecek kaç genci heder olduğu. ders olacağını zannetmiyorum keza huylu huyundan vazgeçmez.
App Store'dan indirin Google Play'den alın