281
bu entry'mi doğrularımı size empoze etmek için yazmıyorum. isterseniz önce ofsaytlayın sonra okuyun. hararetininiz bi' geçsin. sakinleşin biraz. maçı kaybetseydik de aynı minvalde bir entry girececektim, bunu da bilin.
bugün bence, son yılların en etkili deplasman oyununu oynadık. benim için ligin en efektif takımı olan trabzonspor'a karşı, alan parselizasyonunu çok iyi yaparak isabetli bir taktikle, duran toplardaki adam paylaşımında yaptığımız hatalar haricinde bir kusursuz kurgu oluşturduk. trabzonspor'u maç 0-0 giderken hiç bu kadar çaresiz izlememiştim bu yıl. onları bu hâle düşürmek beni inanılmaz mutlu etti. bunları yazarken rıdvan dilmen'in maç sonu yorumlarını dinliyorum, ona göre trabzonspor maçı 3-0 kazanmayı hak etmiş, gülerim ben buna..
üzerinde sıkça tartışılan futbolculara da biraz değinmek istiyorum: belhanda ve mariano. bence ikisi de bu sezonun en pozitif futbolunu oynadılar. ben belhanda'yı tanımlarken "psikolojik eşiği çok düşük, bu nedenle sık sık top kaybı yapan, buna rağmen top ayağımızdayken sahaya doğru yayılmamızı sağlayan bir futbolcu." olarak tanımlıyorum yıllardır. kendisinden beklentim düşük. devre arası da yollarımızın ayrılması gerektiğini düşünüyorum. ama bugün, tüm saçma sapan top kayıplarına rağmen fena değildi. mariano ise, yine ortaları beke taktı. ama savunmada da hücumda da fena değildi. gidip geldi. aradı, uğraştı. kaçak dövüşmedi. ondan da beklentim düşük. onu da göndermeliyiz devre arasında.
bir parantez de jimmy durmaz'a... bu sezon kendisinden ne yapıp edip faydalanmamız lazım. oyuna girdiği andan itibaren sahaya doğru yayılmamızı sağladı, çok pozitifti. topu hep doğru yere sürdü, doğru kararlar verdi. bence kendisinden daha sık faydalanmalıyız.
ben bu maçta takımda görmek istediğim reaksiyonu da gördüm. fazla değil, linnes'in dönüşü, onyekuru transferi ve ortalama bir sol bek transferiyle, daha fazla sakatlık yaşamazsak şampiyon olacağımızı düşünüyorum. dahası, bunu bu sezon ilk defa bu maçta düşündüm. ümitle doldum. maç berabere giderken de böyle düşünüyordum mağlup durumdayken de.
bugün bence, son yılların en etkili deplasman oyununu oynadık. benim için ligin en efektif takımı olan trabzonspor'a karşı, alan parselizasyonunu çok iyi yaparak isabetli bir taktikle, duran toplardaki adam paylaşımında yaptığımız hatalar haricinde bir kusursuz kurgu oluşturduk. trabzonspor'u maç 0-0 giderken hiç bu kadar çaresiz izlememiştim bu yıl. onları bu hâle düşürmek beni inanılmaz mutlu etti. bunları yazarken rıdvan dilmen'in maç sonu yorumlarını dinliyorum, ona göre trabzonspor maçı 3-0 kazanmayı hak etmiş, gülerim ben buna..
üzerinde sıkça tartışılan futbolculara da biraz değinmek istiyorum: belhanda ve mariano. bence ikisi de bu sezonun en pozitif futbolunu oynadılar. ben belhanda'yı tanımlarken "psikolojik eşiği çok düşük, bu nedenle sık sık top kaybı yapan, buna rağmen top ayağımızdayken sahaya doğru yayılmamızı sağlayan bir futbolcu." olarak tanımlıyorum yıllardır. kendisinden beklentim düşük. devre arası da yollarımızın ayrılması gerektiğini düşünüyorum. ama bugün, tüm saçma sapan top kayıplarına rağmen fena değildi. mariano ise, yine ortaları beke taktı. ama savunmada da hücumda da fena değildi. gidip geldi. aradı, uğraştı. kaçak dövüşmedi. ondan da beklentim düşük. onu da göndermeliyiz devre arasında.
bir parantez de jimmy durmaz'a... bu sezon kendisinden ne yapıp edip faydalanmamız lazım. oyuna girdiği andan itibaren sahaya doğru yayılmamızı sağladı, çok pozitifti. topu hep doğru yere sürdü, doğru kararlar verdi. bence kendisinden daha sık faydalanmalıyız.
ben bu maçta takımda görmek istediğim reaksiyonu da gördüm. fazla değil, linnes'in dönüşü, onyekuru transferi ve ortalama bir sol bek transferiyle, daha fazla sakatlık yaşamazsak şampiyon olacağımızı düşünüyorum. dahası, bunu bu sezon ilk defa bu maçta düşündüm. ümitle doldum. maç berabere giderken de böyle düşünüyordum mağlup durumdayken de.