3
--- alıntı ---
dört maç sonunda barcelona 12 puanla liderliği garantilemiş, brugge 5 puanla ikinci, galatasaray 4 puanla üçüncü, moskova da 1 puanla son sıradaydı. işbu ahval ve şerait içinde 5. haftada grubun sonuncusu lokomotif moskova'yı ali sami yen'de ağırlayacaktık. her ne kadar kuraya üçüncü torbadan girmş olsa da 4 maçta 1 puanla son sırada kalan rus takımı karşısında alınacak bir galibiyet, olası barcelona galibiyetiyle birleşip son hafta maçları öncesi bizi tekrardan ikinci sıraya atabilirdi.
fatih terim'in ilk maçta kazanan kadro bir kenara, pek çok "önemli ismi" kenarda bıraktığı bir 11 vardı sahada. maçtan önce kapalı tribünü kaplayan bir türkiye bayrağı açılmıştı. üzerine bir de beyaz forma ile çıkılınca herşeye rağmen şartlar yeni bir zafer için hazırdı aslında. birbiriyle oynamaya alışkın olmayan, maç kondüsyonu da eksik olan takım bir türlü istenileni yapamıyor, moskova'nın da direnci arttıkça artıyordu. ilk 45 dakikalar tamamlandığında iki staddan da gol sesi çıkmamıştı. barcelona 13, brugge 6, galatasaray 5, moskova 2 puandaydı.
ikinci yarının ilk 20 dakikası yine iki stadda da golsüz geçilmişti. belçika'da 66. dakikada riquelme'nin attığı barcelona golü sami yen tribünlerinde meşhur barcelona koydu sen de koy tezahüratı şeklinde yansımıştı. 8 sene sonra yan şehirden yanlış gol haberi alanlara inat, taa avrupa'nın öbür kıyısından atılan golün haberi anında ulaşmıştı sami yen'e... maç öncesi kağıt üzerinde yapılan hesapların gerçeğe dönüşmesi için barcelona üzerine düşeni yapmış, sıra bizim takıma gelmişti. tam bu dakikalarda gaza gelmesi gereken takım maç eksiğinin de etkisiyle patır patır dökülürken moskova'nın golü gelmişti. 3 dakika sonra hasan şaş'ın attığı golle şoku atlatmıştı takım, hasan şaş'ın cinnet geçirip reklam panolarını tekmelemesine götüren sürecin arka planında bu duygu karmaşası da vardı aslında
--- alıntı ---
(bkz: şampiyonlar ligi 2002-2003 sezonu/#2804725)
dört maç sonunda barcelona 12 puanla liderliği garantilemiş, brugge 5 puanla ikinci, galatasaray 4 puanla üçüncü, moskova da 1 puanla son sıradaydı. işbu ahval ve şerait içinde 5. haftada grubun sonuncusu lokomotif moskova'yı ali sami yen'de ağırlayacaktık. her ne kadar kuraya üçüncü torbadan girmş olsa da 4 maçta 1 puanla son sırada kalan rus takımı karşısında alınacak bir galibiyet, olası barcelona galibiyetiyle birleşip son hafta maçları öncesi bizi tekrardan ikinci sıraya atabilirdi.
fatih terim'in ilk maçta kazanan kadro bir kenara, pek çok "önemli ismi" kenarda bıraktığı bir 11 vardı sahada. maçtan önce kapalı tribünü kaplayan bir türkiye bayrağı açılmıştı. üzerine bir de beyaz forma ile çıkılınca herşeye rağmen şartlar yeni bir zafer için hazırdı aslında. birbiriyle oynamaya alışkın olmayan, maç kondüsyonu da eksik olan takım bir türlü istenileni yapamıyor, moskova'nın da direnci arttıkça artıyordu. ilk 45 dakikalar tamamlandığında iki staddan da gol sesi çıkmamıştı. barcelona 13, brugge 6, galatasaray 5, moskova 2 puandaydı.
ikinci yarının ilk 20 dakikası yine iki stadda da golsüz geçilmişti. belçika'da 66. dakikada riquelme'nin attığı barcelona golü sami yen tribünlerinde meşhur barcelona koydu sen de koy tezahüratı şeklinde yansımıştı. 8 sene sonra yan şehirden yanlış gol haberi alanlara inat, taa avrupa'nın öbür kıyısından atılan golün haberi anında ulaşmıştı sami yen'e... maç öncesi kağıt üzerinde yapılan hesapların gerçeğe dönüşmesi için barcelona üzerine düşeni yapmış, sıra bizim takıma gelmişti. tam bu dakikalarda gaza gelmesi gereken takım maç eksiğinin de etkisiyle patır patır dökülürken moskova'nın golü gelmişti. 3 dakika sonra hasan şaş'ın attığı golle şoku atlatmıştı takım, hasan şaş'ın cinnet geçirip reklam panolarını tekmelemesine götüren sürecin arka planında bu duygu karmaşası da vardı aslında
--- alıntı ---
(bkz: şampiyonlar ligi 2002-2003 sezonu/#2804725)