44
annesinin popülist ve komik açıklamasının alt metinlerinde, türk oyuncusunun altyapıdan sonra istenilen seviyelere çıkamamasının en temel sebeplerinden biri okunabilmektedir. (bu istanbul'a gelen ya da yurtdışına transfer olan oyuncular için de çeşitlendirilebilir.)
türk insanı, geleneksel aile yapısı gereği, geç büyür. batı'da 18 yaşındaki biri birey olarak görülürken biz de hala "annesinin kuzusu"dur. bu da onun sorumluluk anlayışının daha geç gelişmesine, bir başka deyişle daha geç olgunlaşmasına sebep olur. böyle bir kültürel zorluğa ek olarak, futbol camiasının içinde bulunan insanlar türkiye'de "hollywood starı" muamelesi görür. özellikle 3 büyüklerde oynayan futbolculara ve tabiki yakınlarına her gittikleri yerde kral/kraliçe gibi davranılır. her kapı onlara açılır, komşuları onlara büyük saygı ve hayranlık duyar, çocukları okullarda popülerdir. bu durumda, bu kişilerin çevrelerindeki insanlarla olan ilişkileri asimetrikleşir. artık sürekli emrederler, arkadaştan çok onlardan nemalanan ve sürekli onları pohpohlayan asalak canlılar etraflarını sarar. (arda turan ünlekdikten sonra çevresinde oluşan kitleyi hatırlayın.)
hakan balta olgun bir insan olarak galatasaray'a geldiği için bu durumun sıkıntılarını pek yaşamadı. ama bu ortama maruz kalan eşinin ve çağrı'nın bu "hollywood yıldızlığı" ve asimetrik ilişkiye alıştığı ve bundan uzaklaşınca sıkıntı yaşadığı görülüyor. almanya'da böyle bir ortam bulamadıkları aşikar. hanımefendiyi anlayabiliyorum. ezan sesi vs. ise popülizmin dibi.
ama çağrı için keşke kalabilseydi diyorum. bayern altyapısı kariyer için güzel tabi. ama bunun ötesinde orada insanlarla normal ilişki kurabilip, daha sağlıklı bir ergenlik geçirerek, düzgün bir insan olabilirdi. burada, nemalanmak için kendisini sürekli pohpohlayacak yancılarla büyüyecek. orada kalsaydı arkadaş edinebilmek için dil öğrenecekti. kibar olmak, en önemlisi karşısındakiyle eşit ilişki kurmak zorunda kalacaktı. başta biraz zorlanacaktı belki ama iyi bir insan, sağlıklı bir birey olmak daha kolay olacaktı onun için. şimdi işi çok daha zor.
türk insanı, geleneksel aile yapısı gereği, geç büyür. batı'da 18 yaşındaki biri birey olarak görülürken biz de hala "annesinin kuzusu"dur. bu da onun sorumluluk anlayışının daha geç gelişmesine, bir başka deyişle daha geç olgunlaşmasına sebep olur. böyle bir kültürel zorluğa ek olarak, futbol camiasının içinde bulunan insanlar türkiye'de "hollywood starı" muamelesi görür. özellikle 3 büyüklerde oynayan futbolculara ve tabiki yakınlarına her gittikleri yerde kral/kraliçe gibi davranılır. her kapı onlara açılır, komşuları onlara büyük saygı ve hayranlık duyar, çocukları okullarda popülerdir. bu durumda, bu kişilerin çevrelerindeki insanlarla olan ilişkileri asimetrikleşir. artık sürekli emrederler, arkadaştan çok onlardan nemalanan ve sürekli onları pohpohlayan asalak canlılar etraflarını sarar. (arda turan ünlekdikten sonra çevresinde oluşan kitleyi hatırlayın.)
hakan balta olgun bir insan olarak galatasaray'a geldiği için bu durumun sıkıntılarını pek yaşamadı. ama bu ortama maruz kalan eşinin ve çağrı'nın bu "hollywood yıldızlığı" ve asimetrik ilişkiye alıştığı ve bundan uzaklaşınca sıkıntı yaşadığı görülüyor. almanya'da böyle bir ortam bulamadıkları aşikar. hanımefendiyi anlayabiliyorum. ezan sesi vs. ise popülizmin dibi.
ama çağrı için keşke kalabilseydi diyorum. bayern altyapısı kariyer için güzel tabi. ama bunun ötesinde orada insanlarla normal ilişki kurabilip, daha sağlıklı bir ergenlik geçirerek, düzgün bir insan olabilirdi. burada, nemalanmak için kendisini sürekli pohpohlayacak yancılarla büyüyecek. orada kalsaydı arkadaş edinebilmek için dil öğrenecekti. kibar olmak, en önemlisi karşısındakiyle eşit ilişki kurmak zorunda kalacaktı. başta biraz zorlanacaktı belki ama iyi bir insan, sağlıklı bir birey olmak daha kolay olacaktı onun için. şimdi işi çok daha zor.