40
bu saatten sonra sakatlıktan kurtulup form tutana kadar futbol hayatını bitirir diye düşünüyorum. bu noktada soruyu sevgili sözlük yazarlarına ve taner gülleri'yi galatasarayda görmek isteyenlere soruyorum: kariyeri alt liglerde geçen ve tek başarısını süper ligde 19-20 gol atmakla yakalamış bir topçunun, nasıl olur da galatasaray gibi hedefleri olan ve bu doğrultuda takımının başına rijkaard gibi başarıyı; sistemi oturtup uzun vadede yakalamayı prensip edinmiş ve kadrosunda istikrar tutturan bir hocayı getirmiş bir kulübe getirmek istersiniz?
sevgili taner, geçen sene milli takıma seni almadığı için fatih hoca'ya sitem ediyordun, neredesin bu sene? milli takıma oyuncu seçerken aldım verdim ben seni yendim kurallarının işlediğini mi düşünüyorsun? hoş, seni almayınca da çok iyi olmadı takım ama neyse...
benim düşünceme göre futbolda önemli olan istatistik değil istikrardır. eskiden spor yerine "ispor" , stalin yerine "istalin" derken hala istatistik, istikrar dememiz hoş bir ayrıntı. neyse, ayrı konu. hagi'yi ele alalım. galatasaraydaki ilk trabzonspor maçı ile son trabzonspor maçı arasında bir fark görebilir miyiz? hemen hemen aynı performansa sahipti. neden? çünkü hagi büyük futbolcuydu. belki 2010 senesine kadar da aynı performansla oynardı ama defalarca belirttiği üzere idmanları sevmiyordu, yaşından dolayı idmanlar onu yoruyordu.
tabii bir de figo örneği var. belli bir yaşa gelince ilk real madrid günlerindeki gibi oynayabildi mi? oynasa real madrid onu inter'e kaptırmazdı elbette. fakat figo doğal olanı yaptı, yavaş yavaş eski performansından uzaklaştı, onu real madrid'e kazandıran yıllarca barcelona'da gösterdiği performanstı; o yaşta inter'e götürense real madridde yaptıklarından sonra yaşlı da olsa eski günlerinin teminatıydı. yani figo, inter'e gelmeden bir sezon önce real madridde parlayıp da o şekilde inter'e transfer olmamıştır.
sonuçta bir futbolcuyu takımında görmeyi istemek için o futbolcunun istikrarına bakmak gerekir, o güne kadar ne yaptığını incelemek gerekir, yaşına bakmak gerekir, şayet 33 yaşındaki bir insan saman alevi gibi parlıyorsa o futbolcudan umut beklemek çok da doğru bir hareket değil.
sevgili taner, geçen sene milli takıma seni almadığı için fatih hoca'ya sitem ediyordun, neredesin bu sene? milli takıma oyuncu seçerken aldım verdim ben seni yendim kurallarının işlediğini mi düşünüyorsun? hoş, seni almayınca da çok iyi olmadı takım ama neyse...
benim düşünceme göre futbolda önemli olan istatistik değil istikrardır. eskiden spor yerine "ispor" , stalin yerine "istalin" derken hala istatistik, istikrar dememiz hoş bir ayrıntı. neyse, ayrı konu. hagi'yi ele alalım. galatasaraydaki ilk trabzonspor maçı ile son trabzonspor maçı arasında bir fark görebilir miyiz? hemen hemen aynı performansa sahipti. neden? çünkü hagi büyük futbolcuydu. belki 2010 senesine kadar da aynı performansla oynardı ama defalarca belirttiği üzere idmanları sevmiyordu, yaşından dolayı idmanlar onu yoruyordu.
tabii bir de figo örneği var. belli bir yaşa gelince ilk real madrid günlerindeki gibi oynayabildi mi? oynasa real madrid onu inter'e kaptırmazdı elbette. fakat figo doğal olanı yaptı, yavaş yavaş eski performansından uzaklaştı, onu real madrid'e kazandıran yıllarca barcelona'da gösterdiği performanstı; o yaşta inter'e götürense real madridde yaptıklarından sonra yaşlı da olsa eski günlerinin teminatıydı. yani figo, inter'e gelmeden bir sezon önce real madridde parlayıp da o şekilde inter'e transfer olmamıştır.
sonuçta bir futbolcuyu takımında görmeyi istemek için o futbolcunun istikrarına bakmak gerekir, o güne kadar ne yaptığını incelemek gerekir, yaşına bakmak gerekir, şayet 33 yaşındaki bir insan saman alevi gibi parlıyorsa o futbolcudan umut beklemek çok da doğru bir hareket değil.