yunus akgün

yaklaşık 8 ay önce, yazar olmadığım dönemde ilk 20 entry kotamı doldururken hazırladığım, ancak kotam dolduğu için gönderemediğim ve depolanan entry'mi aşağıda paylaşmak istiyorum. artık bu yazının çok bir esprisi kalmamasına rağmen o günden bugüne takımda artan kalitenin ve hoca'nın dediği takım gelişimi ve farklı yapının bugün gerçekleştiği durumunu da net bir şekilde yaşadığımızı düşünüyorum. yunus her zaman bizim için bir değer olmalı ancak geçen sene bana göre çok daha fazla şans bulabilirdi. yerine oynayanların hak etmediği formayı, o hiç bir şey kanıtlamadan daha çok hakediyordu. ama bu sene şu dönemde forma bulmak için çok çalışması, oynadığı her bir dakikanın değerini bilip, her dakikada fark yaratması gerekiyor. bu sene forma gerçekten aslanın ağzında ve bu standart içinde oynarsa zaten olmuştur. bu sebeple bu rekabet takımdaki tüm topçular için özellikle de genç topçular için büyük bir şans. bu kadro içinden sıyrılanlar, gerçekten galatasaray seviyesi içinde uzun yıllar faydalanabileceğimiz yada dünyanın herhangi bir noktasında gururlanabileceğimiz aslanlar olacaktır.

''hocam işine karışmak gibi olmasın, bir bildiğin olduğuna sürekli inanan ben affına sığınarak bu çocuğun her türlü sinandan daha fazla katkı vereceğine inanıyorum.
2'sini çok basit bir şekilde karşılaştırmam gerekirse;
yunus--> topu kontrol edebiliyor, topla ufak dokunuşlarla ilerleyebiliyor, uzaktan şut çekebiliyor, o fiziğine rağmen kendini yere atmıyor, kaybetmek veya kazanmak karşısında bir şeyler hissedebiliyor, heyecan yaşıyor, takıma ekstra katkı vermek istiyor, pas istiyor, pas almak için boşa kaçmaya çalışıyor, taraftarın gözünün içine sadece daha umutlu olabilmek için utanarak bakıyor.
sinan'ı anlatmak istemiyorum açıkçası, karşılaştırma yeterli diye düşünmekteyim..''