ryan babel

bonservissiz alıcağımızı duyduğumda sevindiğim ancak maliyeti açıklandığında aklımda soru işaretleri oluşan futbolcu. transferin gerçekleşme aşamasında 56 kez hollanda milli takımında oynamış ve geçen sezon premier league(oynadığı takım küme düşmüş olsa da) temposuna ayak uydurabilmiş bir oyuncuyu sözleşme fesih bedeli ödemeden alıyor oluşumuzun yanında bu transferin fatih hocanın kafasındaki belirli şablonları yıkıyor oluşunu da bana hissettirdi. fatih hocanın en büyük özelliklerinden biri inatçılığı, doğru olduğunu düşündüğü şeylerin pek dışına çıkmayı sevmiyor, bu doğal olarak oynattığı futbola da yansıyor. hocanın kafasında belirli bir şablon ve bu şablonda oynayabilecek oyuncu tipleri var bu nedenle ben sezon bittiğinde sol açığa onyekuru tipi bir oyuncu gelmesini bekliyordum. bedelsiz babel konuşulmaya başlandığı zaman durumu epey garipsedim, ffpden ötürü olabileceğini düşündüm ancak şuanki yönetimin hocaya oyuncu seçimi konusunda baskı yapabileceğini düşünmüyorum(özellikle diagne transferinden sonra). galatasarayın menfaatlerini bu kadar düşünen bir hocanın, sadece bonservissiz diye 32 yaşındaki bir oyuncuya 2.5 milyon euro maaş ve 2 milyon imza parası verilmesine izin vermesi saçma geldi. özellikle oyuncu hocanın istediği profil ile pek benzeşmese de. liepzig maçını izledikten sonra 65 yaşındaki efsanemizin hala değişime açık olduğunu, kazanma isteğiyle dolu olduğunu ve hatalarından ders çıkardığını bir kez daha farkettim. babel'in bu sene takımın en kilit isimlerinden biri olacağını düşünüyorum. çift forvet ve kanat tipi oyuncularla oynamayı seven hoca, bence bu sene babel'i hücüm yerleşiminde raumdauter gibi oynatmayı planlıyor. yani uzun lafın kısası forvete daha yakın bir babel ve sol kanattan hücüm desteği sağlayan belhanda ile bu sene bambaşka bir oyun kurgusu izleyeceğiz gibi hissediyorum.