2
siyasetin şu anki durum içerisinde futbolu kendi haline bıraktığını düşünüyorum. herkes seçim sonrası galatasaray'ı destekleyen bir siyasetten bahsediyor fakat aslında durum bence, seçim sonrası sadece başakşehir'e desteği kesen bir siyaset var. eğer siyaset, oy kaybı dolayısıyla başakşehir dışında bir takımı şampiyon yapmak isteseydi, galatasaray'ı değil beşiktaş'ı şampiyon yapardı, bunu hepimiz biliyoruz. sonrasında da rahatlıkla bakın biz herkese eşit mesafedeyiz, başakşehir değil beşiktaş şampiyon oldu derdi, ve emin olun o bahsettiğiniz oyları bu yolla da devşirirlerdi.
başakşehir'in kaybettiği puan kayıpları, normal mi, evet. bir destek olmadığında 30 üstü yaş ortalamalı, taraftarsız bir takımın ligin sonunda enerjisini ne kadar üst seviyede tutabileceğini düşünüyorsunuz bilmiyorum fakat başakşehir'i şampiyonluk yarışı noktasına getiren sadece galatasaray'a yapılanlar değil, başakşehir'in de desteklenmesi idi. seçimin sonucu bu antipatiyi net şekilde ortaya çıkarınca bu destek kesildi, başakşehir de aslında normal olarak alması gereken sonuçları aldı.
normal şartlarda evet galatasaray destekleniyor derdim, fakat bu kadar yaygara kopartılacak bir hakem hatası falan yok ortada. bir destekleme yok yani, açıkça alın terimizle kazanılan maçlarımız var.
şu anki durum, tamamiyle 7 yıl önce demirören seçimindeki ortamın yaratılması amaçlıdır. zira fenerbahçe de, beşiktaş da biliyor ki tarafsız bir tff yönetimi gelirse ve mevcut kuralları işletirse, şu anki ekonomik durum çerçevesinde altından kalkamayacakları durumlara düşecekler. bu yüzden de, mehmet ali aydınlar gibi baskı karşısında duramayacak bir yönetim yerine, o günlerde 58. madde konusunda haksız olmalarına karşın oluşturdukları mağduriyet sonucu seçtirdikleri yıldırım demirören gibi, bugün de yeni bir mağduriyet yaratıp nihat özdemir'i seçtirme derdindeler. ali koç, şeytan rıdvan ve tapeci semih özsoy'un söylediklerinin alt metninde, hep "temiz yüzlü yönetim", "hazır önümüzde seçim var", "fenerbahçe liderliğinde" gibi ifadeler görüyorsunuz.
ali koç'un şu an önünde iki gündem var. taraftar ve tff. galatasaray üzerinden bu mağduriyeti yarattığında tff'yi çözmüş olacak. ikinci konu ise taraftar. sezon bittiğinde, küme düşmekten güç bela kurtulan fenerbahçe'nin taraftarı bir sürü transfer isteyecek. fakat fenerbahçe'nin bu transferleri yapacak ekonomik gücü yok. fenerbahçe taraftarının bu yılki kötü durumu unutturacak bir şey yaşaması lazım ki ali koç'un üstündeki baskı azalsın. ne bunun yolu? sami yen'de başakşehir'in şampiyon olması. içlerinde hala statlarında kaldırdığımız kupanın acısı var, hepimiz biliyoruz. 12 mayıs'ı gündeme getirmeleri, mağduriyet yaratmaları falan hep bu yüzden.
galatasaray taraftarı bana göre bu iki duruma karşın ayık olmalı. galatasaray'ın şampiyon olması gerekiyor. o maçta takıma bille ihtiyaç duyulmaksızın başakşehir'i o statta boğacak gücü var o taraftarın.
yönetim de aynı şekilde. acilen şu suçlamaların yönünü değiştirmeliler.
başakşehir'in kaybettiği puan kayıpları, normal mi, evet. bir destek olmadığında 30 üstü yaş ortalamalı, taraftarsız bir takımın ligin sonunda enerjisini ne kadar üst seviyede tutabileceğini düşünüyorsunuz bilmiyorum fakat başakşehir'i şampiyonluk yarışı noktasına getiren sadece galatasaray'a yapılanlar değil, başakşehir'in de desteklenmesi idi. seçimin sonucu bu antipatiyi net şekilde ortaya çıkarınca bu destek kesildi, başakşehir de aslında normal olarak alması gereken sonuçları aldı.
normal şartlarda evet galatasaray destekleniyor derdim, fakat bu kadar yaygara kopartılacak bir hakem hatası falan yok ortada. bir destekleme yok yani, açıkça alın terimizle kazanılan maçlarımız var.
şu anki durum, tamamiyle 7 yıl önce demirören seçimindeki ortamın yaratılması amaçlıdır. zira fenerbahçe de, beşiktaş da biliyor ki tarafsız bir tff yönetimi gelirse ve mevcut kuralları işletirse, şu anki ekonomik durum çerçevesinde altından kalkamayacakları durumlara düşecekler. bu yüzden de, mehmet ali aydınlar gibi baskı karşısında duramayacak bir yönetim yerine, o günlerde 58. madde konusunda haksız olmalarına karşın oluşturdukları mağduriyet sonucu seçtirdikleri yıldırım demirören gibi, bugün de yeni bir mağduriyet yaratıp nihat özdemir'i seçtirme derdindeler. ali koç, şeytan rıdvan ve tapeci semih özsoy'un söylediklerinin alt metninde, hep "temiz yüzlü yönetim", "hazır önümüzde seçim var", "fenerbahçe liderliğinde" gibi ifadeler görüyorsunuz.
ali koç'un şu an önünde iki gündem var. taraftar ve tff. galatasaray üzerinden bu mağduriyeti yarattığında tff'yi çözmüş olacak. ikinci konu ise taraftar. sezon bittiğinde, küme düşmekten güç bela kurtulan fenerbahçe'nin taraftarı bir sürü transfer isteyecek. fakat fenerbahçe'nin bu transferleri yapacak ekonomik gücü yok. fenerbahçe taraftarının bu yılki kötü durumu unutturacak bir şey yaşaması lazım ki ali koç'un üstündeki baskı azalsın. ne bunun yolu? sami yen'de başakşehir'in şampiyon olması. içlerinde hala statlarında kaldırdığımız kupanın acısı var, hepimiz biliyoruz. 12 mayıs'ı gündeme getirmeleri, mağduriyet yaratmaları falan hep bu yüzden.
galatasaray taraftarı bana göre bu iki duruma karşın ayık olmalı. galatasaray'ın şampiyon olması gerekiyor. o maçta takıma bille ihtiyaç duyulmaksızın başakşehir'i o statta boğacak gücü var o taraftarın.
yönetim de aynı şekilde. acilen şu suçlamaların yönünü değiştirmeliler.

