1091
taraftarı tereddütte bırakan oyuncumuz..
alt liglerden, tırnaklarıyla kazıya kazıya bu noktaya gelen kendi ölçeğinde başarı hikayesi.. bonservissiz geldi, göreceli düşük maaşla oynuyor. saha içi, saha dışı bir terbiyesizliği yok. aksine iyi insan görüntüsü var. sonradan girip süratiyle ortalığı karıştırıyor. yedekliği sorun etmiyor, saha içindeyken didiniyor, çalışıyor kendi çapında.. çıktığı coğrafyada gs sevgisi fazla, dolayısıyla " gs'de ayrımcılık yoktur, hakkeden formayı alır ve takım içinde benimsenir, ayrım yoktur" mesajı gayet güzel veriliyor varlığı sayesinde . bu galatasaray gibi tüm türkiye'nin klübü en büyük marka için son derece önemli..
negatif yönünü staddan canlı seyredince daha rahat görüyorsunuz. fiziği forvet için çok yeterli değil, kafa topu yok, teknik vasat, pres sadece bölgesinde. fakat herşeyden önemlisi, taktik/pozisyon bilgisi çok az. takım için, ama takımdan ayrı telde çalıyor. takım oyunu olarak uygulamak istediğiniz kollektif bir şablonun parçası olamaz. sahada 3 takım var gibi, galatasaray, rakip takım ve muğdat. kendi oyun şekli var, ısrarla onu uyguluyor ne olursa olsun. galatasarayın oynadığı ile uyuşursa ne ala, genellikle kendi kafasına göre oluyor. fundamental ve taktik çalışılıp kazanılmış akıldan daha ziyade güdü ve ezber ile oynuyor. onun için acayip goller atıyor, ama çok saçma şekilde de kaçırıyor. rakip takımı da afallatıyor, tahmin edilemiyor çünkü. arsa ve çamurlu toprak saha amatör futbolunun süper ligte ki tek temsilcisi. gollerine bakın, sert şut yok ama yerden cılız falan ama giriyor. çocukken boş arsada taştan kale maçlarda olan goller gibi.
ayhan akman gibi bir mental dönüşüm yaşarsa, kazanırız. bu yaştan sonra olur mu bilmem. emeğini, iyi niyetini ve azmini gördükçe onu aşağılayan yazılara çok kızıyorum. ama gel gör ki stadda , takımdan ayrık oyununu seyretmek çoğu zaman eziyet. tam bir tereddüt sebebi..
alt liglerden, tırnaklarıyla kazıya kazıya bu noktaya gelen kendi ölçeğinde başarı hikayesi.. bonservissiz geldi, göreceli düşük maaşla oynuyor. saha içi, saha dışı bir terbiyesizliği yok. aksine iyi insan görüntüsü var. sonradan girip süratiyle ortalığı karıştırıyor. yedekliği sorun etmiyor, saha içindeyken didiniyor, çalışıyor kendi çapında.. çıktığı coğrafyada gs sevgisi fazla, dolayısıyla " gs'de ayrımcılık yoktur, hakkeden formayı alır ve takım içinde benimsenir, ayrım yoktur" mesajı gayet güzel veriliyor varlığı sayesinde . bu galatasaray gibi tüm türkiye'nin klübü en büyük marka için son derece önemli..
negatif yönünü staddan canlı seyredince daha rahat görüyorsunuz. fiziği forvet için çok yeterli değil, kafa topu yok, teknik vasat, pres sadece bölgesinde. fakat herşeyden önemlisi, taktik/pozisyon bilgisi çok az. takım için, ama takımdan ayrı telde çalıyor. takım oyunu olarak uygulamak istediğiniz kollektif bir şablonun parçası olamaz. sahada 3 takım var gibi, galatasaray, rakip takım ve muğdat. kendi oyun şekli var, ısrarla onu uyguluyor ne olursa olsun. galatasarayın oynadığı ile uyuşursa ne ala, genellikle kendi kafasına göre oluyor. fundamental ve taktik çalışılıp kazanılmış akıldan daha ziyade güdü ve ezber ile oynuyor. onun için acayip goller atıyor, ama çok saçma şekilde de kaçırıyor. rakip takımı da afallatıyor, tahmin edilemiyor çünkü. arsa ve çamurlu toprak saha amatör futbolunun süper ligte ki tek temsilcisi. gollerine bakın, sert şut yok ama yerden cılız falan ama giriyor. çocukken boş arsada taştan kale maçlarda olan goller gibi.
ayhan akman gibi bir mental dönüşüm yaşarsa, kazanırız. bu yaştan sonra olur mu bilmem. emeğini, iyi niyetini ve azmini gördükçe onu aşağılayan yazılara çok kızıyorum. ama gel gör ki stadda , takımdan ayrık oyununu seyretmek çoğu zaman eziyet. tam bir tereddüt sebebi..