11
3-2 kazandığımız, 3 büyükler arasında geçmiş yıllarda düzenlenen tsyd kupası maçlarındandır.
benim için unutulmaz maçlardandır. ilk okul 5 teyim. babam, bir de akrabamız geldi beraber izliyoruz. adam totem yapıyordu bir o koltuk, bir bu koltuk gezdi durdu. neyse maçı kazandık. babam gel oğlum dışarı çıkıyoruz dedi. akşam saati ama hava sıcak herkes dışarı dökülmüş maç konuşmaları, yeni transfer analizleri falan... bir komşumuz var fanatik fenerli, taksici iki sokak aşağıda oturur... babam bakkalın önündeki teneke kutuyu al bir de taş bul dedi. gittim getirdim. bu komşumuzun evinin önünde çalacaksın dedi. nasıl?... bildiğin dondum kaldım. zaten pısırık bir tipim. bir elimde taş bir elimde teneke babama bakıyorum... baba olmaz ayıp ya ne saçma daha neler derken güzel bir küfür yedim rahatladım. *
babamla bu komşumuz çok takılırlardı birbirlerine. maç muhabbetinde öyle böyle derken iddiaya girmişler. kim yenerse kaybedenin evinin önünde davul çaldıracak diye... * * * bu saatte davulcuyu nereden bulacağım diye düşündüğünden taş, teneke ikilisi gelmiş aklına... uğraşmayayım diyeceğine vazgeçmiyor da... yenilseydik bak nasıl gelmişti dedi. haklıydı... gelirdi. hem de bizim gibi değil davul, zurna bulur gelirdi...
neyse işte sonra abilerimizden biri aldı elimden teneke ile taşı. ya bırak falan derken bir baktık bizim komşu benzin alayım bahanesi ile evden çıkmış, kaçıyor. benim yeni haberdar olduğum muhabbetten mahallelinin haberi varmış, arabanın önünü kesmeye çalıştı manyaklar. vur patlasın çal oynasın... mahallenin neredeyse tamamı bayburtluyuz ama tam gırgıriye halini aldı bir anda... sonra çaylar demlendi, evinin önünde beraberce güzel bir muhabbetle noktalandı gece. davul, zurna olsaydi halay da olurdu ama neyse... * *
galatasaray tarihinin travmatik anları başlığına yazılmaz tabi ama benim için de travmatik bir andı. *
benim için unutulmaz maçlardandır. ilk okul 5 teyim. babam, bir de akrabamız geldi beraber izliyoruz. adam totem yapıyordu bir o koltuk, bir bu koltuk gezdi durdu. neyse maçı kazandık. babam gel oğlum dışarı çıkıyoruz dedi. akşam saati ama hava sıcak herkes dışarı dökülmüş maç konuşmaları, yeni transfer analizleri falan... bir komşumuz var fanatik fenerli, taksici iki sokak aşağıda oturur... babam bakkalın önündeki teneke kutuyu al bir de taş bul dedi. gittim getirdim. bu komşumuzun evinin önünde çalacaksın dedi. nasıl?... bildiğin dondum kaldım. zaten pısırık bir tipim. bir elimde taş bir elimde teneke babama bakıyorum... baba olmaz ayıp ya ne saçma daha neler derken güzel bir küfür yedim rahatladım. *
babamla bu komşumuz çok takılırlardı birbirlerine. maç muhabbetinde öyle böyle derken iddiaya girmişler. kim yenerse kaybedenin evinin önünde davul çaldıracak diye... * * * bu saatte davulcuyu nereden bulacağım diye düşündüğünden taş, teneke ikilisi gelmiş aklına... uğraşmayayım diyeceğine vazgeçmiyor da... yenilseydik bak nasıl gelmişti dedi. haklıydı... gelirdi. hem de bizim gibi değil davul, zurna bulur gelirdi...
neyse işte sonra abilerimizden biri aldı elimden teneke ile taşı. ya bırak falan derken bir baktık bizim komşu benzin alayım bahanesi ile evden çıkmış, kaçıyor. benim yeni haberdar olduğum muhabbetten mahallelinin haberi varmış, arabanın önünü kesmeye çalıştı manyaklar. vur patlasın çal oynasın... mahallenin neredeyse tamamı bayburtluyuz ama tam gırgıriye halini aldı bir anda... sonra çaylar demlendi, evinin önünde beraberce güzel bir muhabbetle noktalandı gece. davul, zurna olsaydi halay da olurdu ama neyse... * *
galatasaray tarihinin travmatik anları başlığına yazılmaz tabi ama benim için de travmatik bir andı. *