11
aslında bu işe keyif olarak baktıktan sonra ve kendini biraz da frenlemeyi bilirsen muazzam bir eğlence kaynağı. şöyle ki bundan bir kaç sene önce iki arkadaş kendimizi bir bekar evine kapattık. sabahlara kadar maç izler, canlı bahis yapar en son da öğlene doğru japonya liginin bitmesiyle biraz uyku arası verirdik. öğleden sonra katar ligiyle tekrar canlıdan kasmaya devam. 3 ayrı ekrandan 3 ayrı maç hiç eksik olmazdı. guatemala liginden, norveç u19 ligine kadar elimizden geçmeyen lig, turnuva vs kalmamıştı. bu süreçte kalecinin 90+4'te frikikten attığı golle kupon mu tutturmadık, varımızı yoğumuzu porto galibiyetine basıp porto'nun 51 maçlık iç saha galibiyet serisine son mu vermedik... ama en önemli nokta hiçbir zaman hırs yapmadık. kazansak da kaybetsek de gülüp geçmesini bildik. ve yine hiçbir zaman büyük meblağlar ile bu işe girmedik. ufak ufak, aşırı riskler almadan ve bunun bir eğlence olduğunu, asla gelir kapısı olmadığını bilerek kendimize inanılmaz eğlenceler çıkarıyorduk. he tabi herkes günün yaklaşık 20 saatini bahisle geçirdiğimiz için bize 'parayı vurdu bunlar kesin' gözüyle bakıyordu ama biz meksika liginin devre arasında* fırından yeni çıkmış sıcak simit kovalıyorduk. velhasıl güzel günlerdi sözlük, konu ta nerelere geldi ya. neyse siz de çok şeyapmayın, birazcık kontrollü oynayın.