290
turgay demir’den bahsetmek için başlık açmak çok sıkıcı ve üzücü bir durum. ancak o ve onun gibi bazı kişileri uyarmak, hatalarını göstermek ve doğruyu bulmalarına yardımcı olmak için yazmak gerektiğini düşündüğüm için giriyorum bu entryi.
turgay demir, galatasaray’ın uefa şampiyonluğu tesadüftü, çünkü tekrarlanmadı. tekrarlanmayan başarılar tesadüftür dedi. moderatörün o zaman geçen sezon beşiktaş’ın şampiyonlar ligindeki başarısı da tesadüftü çünkü tekrarlanmadı deyince evet o da tesadüftü deyip noktayı koydu.
şimdi bu konuşmayı dinleyen milyonlarca, (hadi yüzbinlerce olsun) genç sporsever nasıl bir algıya kapılır, ne düşünür? bence, “galatasaray’ın da beşiktaş’ın da başarıları tesadüf olduğuna göre biz hiçbir şeyi başaramıyoruz, başaramayız da” zannına kapılmaz mı? bu söylem gençleri umutsuzluğa ve depresyona sevketmez mi? evet eder.
galatasaray taraftarlarından çok beşiktaş taraftarı gençleri umutsuzluğa sevkeder. çünkü galatasaray taraftarı bilir ki, turgay demir fanatik beşiktaşlı, bunu inandığı için söylemiyor, yenilginin acısını hafifletmek için galatasaray’a saldırıyor, yalan söylüyor. ama beşiktaş taraftarı gençler, “ya bak koskoca saçı sakalı ağarmış adam, üstelik beşiktaşlı, başarılarımız tamamen tesadüf olduğunu söylüyor, bizden bir cacık olmaz arkadaş” şeklinde düşünüp umudunu kaybetmez mi?
şimdi şu soruları soruyorum turgay demir’e:
-galatasaray’a neden saldırıyorsun? galatasaray’ı değersizleştirmek için neden yırtınıyorsun? bütün türkiye basınına bir bak bakalım beşiktaş’a saldıran tek bir galatasaraylı yorumcu var mı? dikkat et, galatasaraylı yorumcular sadece senin gibiler galatasaray’a saldırınca savunmaya geçiyorlar.
-galatasaray’dan neden nefret ediyorsun? bu nefretinin seni birgün toptan ele geçirip berhava edeceğini düşünmüyor musun?
-türkiye’nin değerlerini aşağılamak ihanet değil midir? ihanet olduğunu düşünüyorsan neden ısrarla debelenip duruyorsun?
galatasaray bir kurum. kurum içinde yönetici ya da teknik adamlardan sevmediğin olabilir ama bu armaya gönül vermiş milyonlarca da genç var. neden onları düşünmüyorsun? siz aranızdaki husumeti perde arkasında halledin, tv ekranlarında kin, nefret ve öfke kusmayın. bunun etkileri çok daha vahim oluyor.
türk spor basınında üç kişi var ki bunlar tam anlamıyla üşütük. turgay demir, emre bol ve ahmet çakar. bunlar hem bulundukları spor basın camiasına, hem tuttukları takıma hem de tüm sporseverlere her fırsatta zarar veriyorlar. hakaret ediyorlar, alay ediyorlar, küçük düşürmeye çalışıyorlar vesaire. tüm türkiye bunlardan zarar görüyor.
avrupa’da ya da gelişmiş herhangi bir dünya devletinde böyle insanlara konuşma hakkı vermezler. konuşunca da tazminat cezasına mahkum edilir, ödeme yapamayınca da gider cezasını çeker. ama bizde çok garip şeyler oluyor. bir adam çıkıyor, milyonlarca taraftarı olan bir kulübe saldırıyor, hakaret ediyor, iftira atıyor ama ne tazminat, ne de başka bir ceza. ceza tabi ki tasvip ettiğim bir şey değil ama bir insan toplum önünde konuşurken diline sahip olmalı, olamıyorsa da bir daha konuşturulmamalı. bu çok açık ve net bir hak ihlalidir. avrupa’da olsa, hükmedilecek tazminattan hem kendisi hem de bağlı bulunduğu kurumu sorumlu olacağından o kurum (tv, gazete vs) o şahsa bir daha konuşma izni vermez/veremez.
bunların dışında basınımızda dört-beş kişi daha var nefret dolu ama bu üçlü kadar değil. bunlar gerçekten çok korkunç şeyler söylüyorlar, hakaret ediyorlar, iftira atıyorlar. bu durum ülkemiz adına, spor kulüplerimiz adına, özellikle genç taraftarlarımız adına üzüntü verici ama kimse bunlar dur diyemiyor. ne devlet ne de yargı ne de kurum sahipleri.
allah sonumuzu hayretsin...
turgay demir, galatasaray’ın uefa şampiyonluğu tesadüftü, çünkü tekrarlanmadı. tekrarlanmayan başarılar tesadüftür dedi. moderatörün o zaman geçen sezon beşiktaş’ın şampiyonlar ligindeki başarısı da tesadüftü çünkü tekrarlanmadı deyince evet o da tesadüftü deyip noktayı koydu.
şimdi bu konuşmayı dinleyen milyonlarca, (hadi yüzbinlerce olsun) genç sporsever nasıl bir algıya kapılır, ne düşünür? bence, “galatasaray’ın da beşiktaş’ın da başarıları tesadüf olduğuna göre biz hiçbir şeyi başaramıyoruz, başaramayız da” zannına kapılmaz mı? bu söylem gençleri umutsuzluğa ve depresyona sevketmez mi? evet eder.
galatasaray taraftarlarından çok beşiktaş taraftarı gençleri umutsuzluğa sevkeder. çünkü galatasaray taraftarı bilir ki, turgay demir fanatik beşiktaşlı, bunu inandığı için söylemiyor, yenilginin acısını hafifletmek için galatasaray’a saldırıyor, yalan söylüyor. ama beşiktaş taraftarı gençler, “ya bak koskoca saçı sakalı ağarmış adam, üstelik beşiktaşlı, başarılarımız tamamen tesadüf olduğunu söylüyor, bizden bir cacık olmaz arkadaş” şeklinde düşünüp umudunu kaybetmez mi?
şimdi şu soruları soruyorum turgay demir’e:
-galatasaray’a neden saldırıyorsun? galatasaray’ı değersizleştirmek için neden yırtınıyorsun? bütün türkiye basınına bir bak bakalım beşiktaş’a saldıran tek bir galatasaraylı yorumcu var mı? dikkat et, galatasaraylı yorumcular sadece senin gibiler galatasaray’a saldırınca savunmaya geçiyorlar.
-galatasaray’dan neden nefret ediyorsun? bu nefretinin seni birgün toptan ele geçirip berhava edeceğini düşünmüyor musun?
-türkiye’nin değerlerini aşağılamak ihanet değil midir? ihanet olduğunu düşünüyorsan neden ısrarla debelenip duruyorsun?
galatasaray bir kurum. kurum içinde yönetici ya da teknik adamlardan sevmediğin olabilir ama bu armaya gönül vermiş milyonlarca da genç var. neden onları düşünmüyorsun? siz aranızdaki husumeti perde arkasında halledin, tv ekranlarında kin, nefret ve öfke kusmayın. bunun etkileri çok daha vahim oluyor.
türk spor basınında üç kişi var ki bunlar tam anlamıyla üşütük. turgay demir, emre bol ve ahmet çakar. bunlar hem bulundukları spor basın camiasına, hem tuttukları takıma hem de tüm sporseverlere her fırsatta zarar veriyorlar. hakaret ediyorlar, alay ediyorlar, küçük düşürmeye çalışıyorlar vesaire. tüm türkiye bunlardan zarar görüyor.
avrupa’da ya da gelişmiş herhangi bir dünya devletinde böyle insanlara konuşma hakkı vermezler. konuşunca da tazminat cezasına mahkum edilir, ödeme yapamayınca da gider cezasını çeker. ama bizde çok garip şeyler oluyor. bir adam çıkıyor, milyonlarca taraftarı olan bir kulübe saldırıyor, hakaret ediyor, iftira atıyor ama ne tazminat, ne de başka bir ceza. ceza tabi ki tasvip ettiğim bir şey değil ama bir insan toplum önünde konuşurken diline sahip olmalı, olamıyorsa da bir daha konuşturulmamalı. bu çok açık ve net bir hak ihlalidir. avrupa’da olsa, hükmedilecek tazminattan hem kendisi hem de bağlı bulunduğu kurumu sorumlu olacağından o kurum (tv, gazete vs) o şahsa bir daha konuşma izni vermez/veremez.
bunların dışında basınımızda dört-beş kişi daha var nefret dolu ama bu üçlü kadar değil. bunlar gerçekten çok korkunç şeyler söylüyorlar, hakaret ediyorlar, iftira atıyorlar. bu durum ülkemiz adına, spor kulüplerimiz adına, özellikle genç taraftarlarımız adına üzüntü verici ama kimse bunlar dur diyemiyor. ne devlet ne de yargı ne de kurum sahipleri.
allah sonumuzu hayretsin...